Olay Gazetesi Bursa

Milli dolandırıcımız Mehmet Aydın

1923 yılında İstanbul İngiliz işgalinden tam olarak kurtulamadığı dönemlerde yönetim boşluğundan faydalanmak isteyen Eyüplü Halit, sahte belgeler üretip metruk bir binayı karakola dönüştürerek kendisini komiser olarak tanıtmaya başlar. Dönemin zengin Rumlarını da karakola çağırıp nezarethaneyle tehdit ederek üstü kapalı para ister. Foyası orta çıkınca da yakalanarak hapse atılır. Hapisten çıkacağı son hafta ise hapse yeni […]

1923 yılında İstanbul İngiliz işgalinden tam olarak kurtulamadığı dönemlerde yönetim boşluğundan faydalanmak isteyen Eyüplü Halit, sahte belgeler üretip metruk bir binayı karakola dönüştürerek kendisini komiser olarak tanıtmaya başlar. Dönemin zengin Rumlarını da karakola çağırıp nezarethaneyle tehdit ederek üstü kapalı para ister. Foyası orta çıkınca da yakalanarak hapse atılır. Hapisten çıkacağı son hafta ise hapse yeni düşen mahkumu nezaretteki sobanın kendisine ait olduğunu söyleyerek gider ayak dolandırmıştır.

Sülün Osman… Kıvrak zekası ve önceden ayarladığı üç beş adamı sayesinde kamu mallarını insanlara satmaya başlar. Tramvay, galata kulesi, vapurlar vs. Hatta galata köprüsünü taksitle satmayı başarmıştır. Ancak bir süre sonra kamu mallarının Sülün Osman’a ait olmadığını ve dolandırıldığını anlayan kurbanların şikayetiyle yakalanarak hapse atılır. Neden insanları dolandırdığı sorulunca da emniyete verdiği ifadesinde bir hayli ilginçtir. “Bir gece yarısı eşimin acil ameliyat olması gerektiği için elimdeki bileziği 300 liraya bozdurmak istediğimde kuyumcu bunun değeri 1000 lira eder zora düşmüş adamdan 300’e alayım diyerek beni kandırıyor. Yani beni dolandırmak istiyor. Ben de beni dolandırmak istediği için ona sahte bilezik verip onu dolandırıyorum.” diyerek kendisini savunur.

Selçuk Parsadan… Kuvayı Milliye adlı bir dergi kurar. Abone yapmak istediği insanlarla, emekli Korgeneral Mahmut Aydınoğlu adıyla konuşur ve bu yolla pek çok iş adamından para toplar. Sonraki süreçte ise eski Genelkurmay Başkanı Necdet Öztorun’un sesini taklit ederek dönemin başbakanı Tansu Çiller’i telefonla arayarak, “İstanbul’da emekli subayların DYP lehine çalışarak binlerce oy toplayacağı” vaadiyle ‘Kemalistler Derneği’ için 5.5 milyar lira ister. Para, ertesi gün Başbakanlık Örtülü Ödeneğinden hesabına yatırılmıştır. Olayın öğrenilmesinden sonra emniyet Selçuk Parsadan’ı yakalamaya çalışır. Edremit’e bağlı bir beldede saklanan Parsadan emniyetin 4 bin eve tek tek baskın yapması sonucu yakalanır ve hapse atılır. Parsadan sorulan soru üzerine Başbakan Çiller’e “Saf Kadın” diyerek tarihe geçecektir.

Son olarak Çiftlik Bank’ın kurucusu 26 yaşındaki Mehmet Aydın sanal bir çiftlikten yola çıkarak insanlara yüksek faizle kar vaat ederek inek çiftliği kuracağını söyler. Görkemli açılışlar, büyük kanallara verilen reklamlar, gazete röportajları vs… Olayın gerçek olduğuna insanları ikna edebilmek için dolandırıcılıkta adeta çığır açar.

Saadet zinciri adı verilen sistemle insanların Çiftlik Bank’a başkalarını da üye olarak getirmesini sağladı. Üye olan insanlar yeni kişileri Çiftlik Bank’a üye yaptıktan sonra üye yaptığı her kişi için ve onların da üye yaptırdığı herkes için ekstra para alacaklardı. Böylece kısa sürede binlerce üye toplamaya başladı.

Sistem önce güzel işlemeye başladı. Yeni kayıt olanların paraları sayesinde sisteme ilk giren insanlar yüksek faizle kar elde etmeye başladı. Bu örnekler yüzünden binlerce insan yüksek kar elde edeceği düşüncesiyle daha çok para yatırmaya ve daha çok kişiyi sisteme üye yapmaya başladı. Ancak ortada hiçbir üretim olmadığı için ve yeni katılımlar önceki grupların yüksek faizlerini karşılayamadığı için insanlar yavaş yavaş Çiftlik Bank’ı şikayet etmeye başladı. Mehmet Aydın da bu süreçte Londra Merkezli tehditler alıyoruz diyerek insanları gerçek birer üretim yaptığına inandırmaya çalıştı. Ancak yakayı ele vereceğini anladıktan sonra ilk olarak yeni üye alımını durdurduğunu açıkladı sonra da paraları Kıbrıs üzerinden hesabına aktarıp yurt dışına kaçtı.

Ülkemiz dolandırıcılık tarihine adını altın harflerle yazdıracak birçok insan var ama en çarpıcı olanlarını yazmaya çalıştım. Hepsi insanlara zengin olmayı ve kolaycılığa kaçmayı vaat ederek binlerce insanı kandırdı. Şüphesiz en organize ve akıllı çalışanı Mehmet Aydın oldu… Üstelik Çiftlik Bank’ın adını bile bilmeyen milyonlarca insan vardı. Belki de tüm Türkiye Çiftlik Bank’tan haberdar olsaydı Mehmet Aydın Doğan medya grubunu satın alabilecek güce ulaşabilecekti. Eğer ki insanlara hak ettiklerinden fazlasını almamaları tam olarak öğretilmiş olsaydı kandırılan kimse bulunamazdı. Zihniyet değişmediği müddetçe yöntem değişir ancak dolandırılanlar değişmez.