Olay Gazetesi Bursa

Kürt devleti kurulur mu?

Bölgedeki gücünü artırmak ve Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak isteyen ABD, sürekli olarak yeni planlar üretiyor ve ne yazık ki başarılı oluyor… Ortadoğu’da tek güç olmak isteyen Amerika, yeni bir gücün oluşmasını engellemek için bölgedeki tüm müttefiklerimizle aramızı açmaya başladı. Mursi liderliğinde Mısır ile Türkiye’nin ilişkileri çok üst düzeye ulaşmıştı, ancak yapılan askeri müdahale sonucunda Mısır’ın istikameti […]

Bölgedeki gücünü artırmak ve Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak isteyen ABD, sürekli olarak yeni planlar üretiyor ve ne yazık ki başarılı oluyor…

Ortadoğu’da tek güç olmak isteyen Amerika, yeni bir gücün oluşmasını engellemek için bölgedeki tüm müttefiklerimizle aramızı açmaya başladı. Mursi liderliğinde Mısır ile Türkiye’nin ilişkileri çok üst düzeye ulaşmıştı, ancak yapılan askeri müdahale sonucunda Mısır’ın istikameti yeniden çizildi. Kral Selman’ın gelişi ile birlikte Türkiye-Suudi Arabistan hattında sıcak rüzgârlar esmeye başlamıştı. Ancak bu rüzgâr da kısa sürdü. Katar ile yakın ilişkideydik. Ancak büyük bir ambargo uygulandı ve Katar Amerika’ya mecburen yanaşmak zorunda kaldı. Barzani bölgede yalnız kalmışken Türkiye’nin gücü sayesinde nefes almış ve kendi petrolünü Türkiye üzerinden satmaya başlamıştı. Bu ticaret Türkiye’yi ekonomik olarak rahatlatmıştı. Şimdi de Barzani ile aramız açıldı ve Türkiye’nin kırmızı çizgisini delmek için uğraşlar veriyor.

ABD tarihine baktığımız zaman piyon olarak kullandığı devrik liderler mezarlığını görürüz. Amacına hizmet eden liderleri önemli ölçüde destekler, ancak işi bittiği zaman acı bir sonla görevine son verir. IKBY lideri Barzani’ye de aynısını uygulamak üzere. Barzani de biraz aklını kullanıyorsa kendisi hakkındaki bu acı sonu görüyor olmalıdır. Ancak gerek Barzani’nin gerekse diğer liderlerin Türkiye ile ilişkilerini zorunluluk sonucunda kesmek zorunda kaldığına inanıyorum. Çünkü Amerika’nın bölgede ve dünyada estirdiği terörü ve zulmü bilmeyen hiçbir ülke yok. Ona yanaşanlar da el mahkûm biçimde bunu uyguluyor.

Hem Amerika, hem Türkiye hem de AB, Rusya ve Çin’e rağmen hiçbir Ortadoğu devleti en ufak bir adım atamaz. Demek ki Barzani de alttan alta destekleniyor. Barzani Amerika yap dediği için bu referandumu yapıyor olmalı. Kendi inisiyatifine kalsa Türkiye ve diğer devletlerin hışmını bu ölçüde üstüne çekmek istemeyecektir. Amerika sınırımızda YPG ve PYD’yi ciddi ölçüde silahlandırırken bir yandan da Kürt devleti kurarak Türkiye’yi tamamen kendine esir hale getirmek istiyor. Ancak Türkiye artık güçsüz bir ülke değil. Eskiden FETÖ’cü hainler yüzünden Genelkurmay’dan ciddi istihbarat toplayan emir eri gibi çalıştırdığı binlerce subay artık TSK bünyesinden temizlendi. Fırat Kalkanı operasyonu ile Genelkurmay’ın kendine olan güveni de fazlasıyla arttı.

Eğer ki Kuzey Irak’ta referandumun ertelenme imkânı varsa bunu sadece Amerika Birleşik Devletleri başarabilir. ABD’nin referandumu erteleme sebebi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücünü kestirememesi olur. Ortadoğu’da diplomasi ve masa başı toplantılar işe yaramaz. Sadece para ve silah değerlidir. Türkiye Devleti de bunu net biçimde görüyor. Ekonomik yaptırımlar kısa sürede Barzani ve ekibi için önemli olmayacaktır. Zira arkasındaki güç ekonomik olarak da kendisini destekleyebilir. Geriye sadece askeri yaptırım kalıyor.

Türkiye hiç istememesine rağmen Fırat Kalkanı ile Suriye’ye askeri yaptırımda bulundu ve ciddi ölçüde başarılı oldu. Şimdi de hiç istememesine rağmen Kuzey Irak’a askeri yaptırımda bulunabilir. Başarılı da olabilir, fakat oyun içinde oyun var.

Eğer ki Barzani referandum sonucunda Kuzey Irak’ta gücüne güç katarsa bu sadece Amerika’nın işine gelecektir. Kazanan Amerika olacaktır ve bölge petrolü üzerindeki hâkimiyetini artıracaktır. Irak merkezi yönetiminden ‘’Referandumda şiddet olursa askeri müdahalede bulunuruz’’ açıklaması geldi. Bu da demek oluyor ki müdahalede bulunmak istiyorlarsa göstermelik eylemler oluşturacak ve müdahale için zemin hazırlayacaklar. Birinci Dünya Savaşı’ndan beri gizliden gizliye ülkeler üzerinde ciddi söz sahibi olan İngiltere ile Merkezi Irak Hükümeti arasındaki sıcak ilişkiyi de göz önünde bulundurursak başarıyla gerçekleşen Merkezi Irak Hükümeti askeri operasyonu sonucunda kazanan İngiltere olacaktır. Lakin bütün bunlara rağmen 1926 Ankara Anlaşması neticesinde Musul ve Kerkük üzerinde garantörlük hakkı bulunan Türkiye, bölgeye askeri müdahalede bulunur ve başarılı olursa bölge petrolü üzerindeki en önemli söz hakkı Türkiye’ye geçecektir.

Kutuları açtığımız zaman karmaşık olan yeni kutularla karşılaşıyoruz. Plan içinde plan var. Bunlar sadece bizim görebildiğimiz noktalar… Kısa vadede hangi devlet hâkimiyet kurarsa kursun oluşturulmaya çalışılan Kürt devleti bölgedeki milliyetçi ve mezhepçi akımları da tetikleyecek bunun sonucunda yenilgiye düşen devlet asla pes etmeyecektir. Ganimetin çok büyük olduğu mücadeleden kazanan olarak ayrılmak bütün devletler için oldukça zor. Her an yeni planlar devreye girebilir ve ibre başka yönlere kayabilir.

Yıllar boyu terörle mücadele eden TSK çok tecrübelendi ve yerlilik oranını artırdığı envateri ile caydırıcılık gücü olan bir ordu konumuna yükseldi. Savaşa girmek ve menfaat hesapları yapmak istediğimiz son husus olmasına rağmen bizi buna mecbur bırakıyorlar. Önümüzdeki günler sıcak gelişmelere gebe. Bekleyelim görelim…