Amerika Birleşik Devletleri ile tarihimizin en çatışmalı dönemini yaşıyoruz. Karşılıklı vizelerin iptal edilmesi iki ülke ilişkilerinde hiçbir zaman görülmemiş bir uygulamaydı. Ancak görünen kriz buzdağının sadece görünen yüzü…
15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte Amerika ile Türkiye’nin birbirine duyduğu güven dip yapmıştı. Aradan geçen süre içerisinde FETÖ elebaşının iadesini isteyen Türkiye’ye karşılık ABD yönetimi bunu hâlâ gerçekleştirmedi. Verilen yüzlerce belgeye rağmen FETÖ ile darbe arasında herhangi bir bağ olmadığını iddia etti.
FETÖ militanları için yapılan operasyonlara her zaman eleştiri yönelterek Türkiye’nin giriştiği mücadelede ayağına çelme taktılar. Türkiye Cumhuriyeti eski bakanı hakkında tutuklama kararı çıkartarak açıkça meydan okudular. Daha sonradan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik Amerika topraklarında terörist ve katil iftirası atan terör örgütü üyelerine hiçbir müdahalede bulunmadılar, müdahalede bulunan korumalar hakkında gözaltı kararı verdiler.
Türkiye’nin sınırının hemen yanında bulunan PKK’nın kardeşi PYD ve YPG’ye binlerce TIR dolusu silah yardımında bulunarak Türkiye’yi ciddi ölçüde tehdit etmeye kalkıştılar. Barzani’nin bağımsızlık referandumunda bulunması ve Türkiye’nin kırmızı çizgisini delmesi için yoğun mücadelede bulundular.
Bütün bunlara rağmen geri adım atmayan Türkiye Cumhuriyeti bölgedeki müttefiklerini artırmak için İran ve merkezi Irak yönetimi ile ittifak içerisine girdi ve Barzani hamlesini boşa çıkaracak faaliyetlerde bulundu. Rusya ile S-400 füze anlaşması imzaladı. Amerika’nın kalbine en büyük hançeri İran ile dolar üzerinden anlaşmayı imzalamayı reddedip milli paraları ön plana çıkararak vurmak istedi.
Son olarak da Amerikan başkonsolosluğunda çalışan iki kişi hakkında FETÖ ile irtibatlı olduğu gerekçesi ile göz altı kararı uygulaması ile birlikte iki ülke arasındaki kriz tavan yaptı.
Amerika Birleşik Devletleri tarihinin hiçbir döneminde Türkiye’yi samimi olarak desteklememiş bilakis kendi sömürüsü haline getirmek için uğraşlar vermiştir. Türkiye’nin özgül ağırlığının artması ile birlikte Amerika’ya kimi zamanlarda dur demesi iki ülkenin arasını açmıştır.
Amerika Birleşik Devletleri şu anda İngitere – Fransa – Türkiye ve Çin ile yoğun bir mücadele içerisinde. Yeni dönemde dünyaya kimin hükmedeceğinin belli olacağı bu mücadelede Türkiye olarak Amerika’ya sonuna kadar direnmek ve milli menfaatimizin gerekliliklerini yerine getirmek için elimizden geleni yapacağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan revizyonda ısrarlı
Cumhurbaşkanı Erdoğan dışarıda yoğun bir mücadeleye girişmişken içeride de gücünün esas kaynağı olan AK Parti’nin millet nazarındaki değerini korumak için elinden geleni yapacak gibi gözüküyor. 7 Haziran seçimleriyle gündeme gelen AK Parti’deki enerji kaybının önüne geçilememişti. Bazı bölgelerde teşkilatlarda değişimine gidilmesine rağmen partinin ilk günkü aşkla çalışması bir türlü sağlanamamıştı. Yeni dönemle birlikte belediyelerde de revizyona başlanılması üzerine milletin başkanlara duyduğu güven baz alınarak ciddi revizyona gidildi. Milletin gönlünde ciddi yer edinmiş başkanlar hariç geniş bir değişiklik planlandı. Bu kapsamda Niğde, Düzce ve İstanbul belediye başkanları istifalarını sundular. Ankara’nın 23 yıllık belediye başkanının da istifası isteneceği söylendikten sonra AK Parti’nin irili ufaklı bütün şehirlerindeki belediye başkanları kendilerinin de istifasının isteneceğinden endişe duymaya başladı.
Bu sayede AK Parti’nin Türkiye çapındaki bütün belediye ve teşkilatları büyük bir azimle milletin gönlüne girebilmek için yoğun çaba göstermeye başladı. Sürekli şikâyet edilen partinin üzerindeki kuru toprağı atması ve seçim çalışmalarını 2 yıl önceden başlatma hamlesi tamamen gerçekleşmiş oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan istediği azmi ve enerjiyi partisinin tüm kademelerine getirmiş gibi gözüküyor.