Altılı masa tek adam diyerek eleştirdikleri cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine alternatif bir yönetim anlayışı getirdi. Beyan edilen açıklamalara göre cumhurbaşkanı seçilecek kişi altı genel başkanın olurunu almadan kritik kararlar alamayacakmış.
Açıklanan sistemin eleştirilecek çok yönleri mevcut ancak Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ‘Yüzde %50+1 alan cumhurbaşkanı %0,5 oy alan partinin genel başkanından talimat mı alacak’ diyerek altılı masaya karşı şu anda en etkili muhalefeti yürütüyor. Tek adam yerine altı adam iş başında olacak.
Altılı masa güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek istiyor ancak en iyimser anketlerde bile anayasayı referanduma götürecek milletvekili sayısına ulaşamıyorlar. Seçimi kazanırlarsa mevcut cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ülkeyi yönetecekler. Ancak milletin desteği ile cumhurbaşkanı seçilecek kişinin bazen inisiyatif alması gerekiyor. NATO, BM, G20 toplantıları olacak. Ukrayna Rusya krizinde Putin ve Zelensky ile özel ikili görüşmeler olacak. Burada liderler seviyesinde bir konu üzerinde mütabık kalınması gereken ve ani karar alınması gereken durumlar oluşacak. Bizim cumhurbaşkanımız ‘benim 6 genel başkanıma sormam lazım’ mı diyecek?
Seçimden önce altılı masanın birliğini korumak için böyle metinlere imza atılabilir ancak uygulanması çok zor. Ya cumhurbaşkanı genel başkanları kısa sürede kendine küstürür ve hızlı bir erken seçim süreci yaşanır ya da hiçbir işte ortak karar alamazlar ve halk desteğini kısa sürede kaybeder.
Altılı masadan aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun isminin çıkması muhtemel gözüküyor. Kılıçdaroğu CHP dışından bir adaya destek olmak isteyeceğini ancak CHP içerisinden bir kişi aday olacaksa bu ismin kendisini olmak istediğini yazmıştım.
Kılıçdaroğlu’na muhalefet ederek CHP’nin Ankara ve İstanbul belediye başkanlarını aday göstermek isteyen Akşener ise CHP’nin medya gücü tarafından ağır eleştirilere maruz kalınca yaptığı muhalefeti daha cılız sesle yapmaya başladı. Ancak son günlerde farklı bir ismin aday olarak adı geçmeye başladı.
Ali Babacan HDP oylarını almak için anayasanın ilk dört maddesinde değişiklik yapmaktan, Türklük kavramını anayasadan çıkarmaya kadar marjinal açıklamalarda bulundu. Saraçhane mitingindeyken Selahattin Demirtaş’ın içeride olmasını dile getiren tek genel başkan da Babacan olmuştu.
Babacan şu anda HDP oylarına talip gözüküyor. Bunu yaparken de temel değerlere saldırmaktan çekinmiyor. CHP’ye yakınlığı ile bilinen gazetecilerden Şaban Sevinç, Kılıçdaroğlu kendi yerine Babacan’ı aday gösterecek açıklamasında bulundu. Babacan 3 Ocak 2022 günü katıldığı bir televizyon programında adaylık teklif edilirse en güzel şekilde yaparım diyerek ben buradayım mesajı verdi. HDP ise Mansur Yavaş dışında herkese onay veririz açıklamasında bulundu.
Altılı masa HDP’nin oyunu alabilmek için cesur hamleler yapıyor ve gelen tepkilerden çekinmiyor. Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı CHP genel merkezinde açıklama yaparken Türk Bayraklarını kaldırıyor. Kılıçdaroğlu ise KHK ile ihraç olanları tekrar göreve iade edeceğini söylüyor.
Tüm bunlara rağmen propaganda yaparken temel değerlere zarar verildiğini söylemek ters tepiyor. 2019 yerel seçimlerinde ana seçim kampanyası olan beka söylemi işe yaramamış hatta negatif etki göstermişti.
Cumhur ittifakının yapması gereken bunları sosyal medyada sürekli gündemde tutmak ancak liderlerin ağzından beka, milli güvenlik, terör gibi söylemleri geri planda tutmak olmalıdır. Çünkü millet ittifakı ‘bize oy veren herkes terörist mi?’ diyerek açıklamayı istenmeyen bir yöne çekmeyi başarabiliyor.
Seçim şu anda bıçak sırtı gözüküyor. Her iki taraf da kazanabilir. Ancak son aylarda oylarını artıran cumhur ittifakı aynı ivme ile devam edebilirse rahatlıkla seçimi kazanabilir.