Olay Gazetesi Bursa

Dünyanın bir ucunda bir günde iki farklı maç heyecanı

Amerika’nın State College şehrinden herkese merhabalar … 4 mevsimin görüldüğü bu şehirde yağmurlu günlere adım atmış bulunuyoruz… Her yer rengarenk artık sonbaharın o eşsiz güzellikleri de karşımıza çıkıyor. Yeşiline sahip çıkan bu şehrin doğasına hayran kalmamak elde değil… Birazda kendimde bahsedecek olursam; Penn State Üniversitesi’nde yabancıl dil eğitimi alıyorum… Bu eğitimle birçok farklı milletten birçok […]

Amerika’nın State College şehrinden herkese merhabalar …

4 mevsimin görüldüğü bu şehirde yağmurlu günlere adım atmış bulunuyoruz…

Her yer rengarenk artık sonbaharın o eşsiz güzellikleri de karşımıza çıkıyor. Yeşiline sahip çıkan bu şehrin doğasına hayran kalmamak elde değil…

Birazda kendimde bahsedecek olursam; Penn State Üniversitesi’nde yabancıl dil eğitimi alıyorum… Bu eğitimle birçok farklı milletten birçok insanla tanışma fırsatı yakaladım…

Dersimize giren hocalarımız bize bu şehirdeki etkinliklerden bahsediyor ve isteyen de bu etkinliklere katılabiliyor… Bu etkinliklerin çoğu ücretsiz…

Peki nedir bunlar?

Örneğin yakın zamanda bir Latin Festivali’ne katıldım… Muazzam bir kalabalık… Latinler kültürlerini yaşatmak için her yıl bu festivali düzenliyormuş. Kendi kültürlerine ait yemekleri tanıtıp satış yapıyorlar…

Geleneksel kıyafetlerini giyip dans ediyorlar. Bende bu eğlenceyi görüp durur muyum hiç. Aralarına katılıp onlarla dans ettim… Bana, festivali beğenip beğenmediğimi, memnun kalıp kalmadığımı sordular…

Bence çok güzeldi. Hem bizim onları tanımamız açısından hem de onların kültürlerini yaşatmaları açısından…

Bir festivalimizde “Harvest Fest” Hasat Festivali… Bin bir çeşit bitki örtüsü… Sebzesi meyvesi ekin alanları…

Bu arada da size ufak tefek ikramlar veriliyor… Çiçek toplamak için insanlar sıraya giriyor… Atlar, koyunlar, keçiler… Ne ararsanız.

Keçilere yaprak yedirmek için sıra bekleyenler.

Bizim ülkemizde hepsinden bol olduğu için bizim pek de ilgimizi çekmiyor ama farklılık olsun ota çiçeğe böceğe ilgim var diyenler için güzel bir festival.

Gel gelelim o nefeslerin tutulduğu derbi (Fenerbahçe-Galatasaray) gününe… O gün benim için enteresan bir gündü. Çünkü aynı gün içinde hem Türk futbolu hem de Amerikan futbolu izledim.

Biz Türk arkadaşların ayarladığı bir yerde maçı izledik ve heyecanlı bir maçtı ve soluksuz herkes maça kitlendi.

Maç sonrası Amerikan futbolunu yerinde izlemeye gittik. Bu şehrin 106.572 bin kapasiteli bir “Beaver” adında stadyumu var. “Beaver Stadium” Batı Yarımkürenin en büyük, dünyanın ise dördüncü en büyük stadyumuymuş. Biletleri internetten alabiliyorsunuz. Yok ben stadyumun oradan alırım sırada beklerim diyorsanız o da sizin tercihiniz.

Bilet fiyatları oynayacağı takımından takımına değişiyor… Örneğin biz kişi başı 10 dolara bilet bulduk ama haftaya bir maç daha var bilet fiyatları 100 dolardan başlıyor. Amaç maçı görmekti bize yetti. Şarkılar, marşlar pon pon kızları, bando takımı hepsi şahaneydi.

Durağan, bizdeki akıp giden bir maç göremiyorsunuz. Sürekli aralar var, molalar oluyor. Saat 15.00’te girdiğimiz maçtan saat 18.00’te çıktık. Uzun sürüyor… Bizim maçlardaki gibi sahaya şişe atmıyorlar, küfürler havada uçuşmuyor…

Kadınlar, çocuklar, 7 ‘den 70’e herkes Penn State takımın kıyafetlerini giymiş ve marşlarını söyleyip takımlarına destek veriyor. Penn State her skor elde ettiğinde “We are Penn State” sloganlarıyla destek veriyorlar…

Evet bizim maçlar sert genelde erkeklerin baskın olduğunu görüyoruz… Olumsuz çok durumlar da oluyor ama kesinlikle bizim maçlar daha heyecanlı…

Amerika’daki ikinci ayımızı da gördüğümüz gibi doldurmak üzereyiz… Sizlerle tecrübelerimi paylaşmaya devam edeceğim. Melis’in dünyasını takip etmeyi unutmayın…