Her ay bir araya geliyorlar…
Uludağ Üniversitesi Ortopedi
ve Travmatoloji Anabilim Dalı bölümü
düzenliyor.
Geçtiğimiz salı günü yine Merinos’ta
bir araya geldiler…
Bursa ve çevresindeki uzman dok-
torlar ve asistanlar katıldı.
*
Ancak bu kez içlerinde çok ünlü bir
cerrah vardı…
Ünü; kollarımızın vücutla bağlanma
noktası olan, omuz cerrahisindeki başa-
rısından geliyor.
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan
Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Demir-
han.
*
Omuz deyip geçmeyin…
Hayat tüm yükünü omuzların üstü-
ne yükler…
Sıkıştığımızda başımızı yaslayacak
bir omuz aramaz mıyız?
İşte Mehmet Demirhan, o omuzların
tedavisinde çok başarılı bir hekim.
*
Mehmet Hocamla birlikte olma şan-
sını yakaladım geçen akşam…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdo-
ğan’ın da omzunu tedavi ettiğini bildi-
ğim için, gazetecilik refleksiyle sorular
yönelttim.
Mehmet Hoca o konuya fazla girme-
di…
Sadece kronik bir vaka olduğunu ve
cerrahi bir müdahale ile Erdoğan’ın
sağlığına kavuştuğunu söyledi.
*
Ameliyat sırasında…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve
Türk halkının tüm yükünün o omuzlar-
da taşınacağını Mehmet Hocam tahmin
etmiş miydi acaba?
Veya…
Erdoğan omuzlarına yükleneceği
yükün ağırlığını bildiği için mi ameliya-
tında Mehmet Hoca’yı tercih etmişti?
*
Neyse…
Biz şimdi Mehmet Hocamın anlattık-
larına dönelim…
“AK Parti hükümeti işbaşına
geldiğinden bu yana, sağlıkta gü-
zel işler yaptı.Hastaneleri birleş-
tirdi ve hepsinin fiziki şartlarını
düzeltti. Üç ay sigortanız devam
ettiği zaman tüm aileniz sağlık
hizmetlerinden yararlanabiliyor.
Bu halkımız için çok önemli.”
*
Ancak Mehmet Hoca Tıp Fakültele-
ri ve YÖK konusunda çok dertliydi…
Uzun anlattı, ama benim yerim mü-
sait değil.
Kısaca…
“Türkiye’de şu anda çoğunun
adını bilmediğimiz yaklaşık yüz
Tıp Fakültesi var. Bu fakültelerden
her yıl 15 bin doktorun çıkması
bekleniyor.
Şu anda mezun olan doktor sa-
yısı ise 12 bin 500.
Açıkçası akademisyen enflasyo-
nu yaşanıyor.
Bir akademisyen mesleğinde
eğitim, araştırma ve hizmet üçlü-
sünü olabildiğince bir arada yapa-
bilmelidir.
Azerbaycan’dan gelenlerden
baytar bile olmaz.
Her üniversiteye 50 Suriyeli al-
mak zorunluluğu var. Bizim ço-
cuklarımız Uzmanlık Eğitimi Giriş
Sınavları (TUS) için dershaneye gitmek
zorunda.
Saçmalık üstüne saçmalık…”