Rusya-Ukrayna savaşı gıda, enerji ve petrol sektöründe astronomik artışlara neden oldu.
Bu dönemde yenilenebilir temiz enerjiye olan gereksinim de çoğaldı.
Belediyelerimizin irili ufaklı GES, RES ve HES’ler kurduklarını biliyoruz. Bunların öncülüğün Bursa’da BUSKİ Genel Müdürlüğü yapmıştı. Su depoları çıkışlarına kurdukları hidroelektirk santralleriyle kurum enerji giderlerinin bir bölümünü karşılar hale geldi. Devamında, arıtma tesislerine de güneş enerji santralleri oluşturuldu. Bir ara doğancı ve Nilüfer barajları havzalarındaki su üstüne kurulması planlanan yüzer güneş santralleri de düşünülmüş ama hayata geçirilememişti.
Sonrasında, başka bir belediye iştiraki BURULAŞ’ın Bursaray istasyon çatılarına kurduğu santraller de buna eklendi.
İlçe belediyelerimiz de boş durmadı.
Aklımıza gelen, Osmangazi, Gürsu, Orhaneli, Büyükorhan gibi kimi ilçe belediyelerimiz de güneş enerji santralleri kurdular. Yenilerini kurmak için de girişimler var.
Başkan Özkan, santralin hem ilçeye hem de ülkemize ekonomik katkı sağlayacağına vurgu yapmış. Özkan’ın, tüm yatırımcılara devletin yüzde 50 hibe verdiği bu alana yönelmeleri çağrısı da var. Başkan’ın, ilçede inşaatını planladığı kapalı pazaryeri projesinin çatısına da GES projesi olduğunu ekleyelim.
İlçe belediyelerimiz ve özel sektörümüz ne kadar çok alana GES kurarlarsa, o denli enerjide dışa bağımlılık da azalacaktır.
Bu alana dönük teşviklerin artırılması ve bürokrasinin olabildiğince azaltılmasında ülkemizin geleceği açısından fayda olduğunu düşünüyoruz.
Bunun, bireysel konut tüketimleri için de yasal bir altlık oluşturularak yaygınlaştırılmasında milli yarar vardır.
Türkiye’nin barış çabalarındaki rolü
Dün, bütün dünyanın gözü kulağı, onlarca devlet ve hükümet başkanlarıyla bakanlarının katılacağı Antalya’daki Diplomasi Zirvesi’ndeydi.
Şüphesiz, buranın iki önemli konuğu vardı.
Biri Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov diğeri Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba’ydı. İki konuk bakanı aynı masa etrafında buluşturmak ise Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’na kısmet oldu.
Hava sahasının büyük bölümü kapalı olan Rusya’nın Dışişleri Bakanı Lavrov’un Antalya’daki zirveye gelmesi ve görüşmelere online değil yüzyüze katılması, iki ülke ilişkilerindeki güvenin de somut gösteresiydi.
Görüşmelerden bir günde somut bir netice alınması zaten beklenmiyordu. Ancak, savaşan iki tarafın dışişleri bakanlarının ülkemizde Türk Dışişleri’nin kurduğu masa etrafında buluşturulması uluslararası ilişkilerde gelinen noktayı göstermesi bakımından da son derece değerliydi.
İki ülkenin Türkiye’ye güvenmeleri ve onun öncülüğünde bir masada toplanmaları diplomatların ve Türk Dışişleri’nin önemli bir başarısıydı.
Umarız, bunun devamı devlet başkanları düzeyinde de başarılır.
Türkiye, Ukrayna’daki savaşın, akan kanın durması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde diğer ülkelerin imreneceği bir çaba sergiliyor.
Bir gün Ukranya’daki savaş durur ve taraflar barışırsa, bunda Türkiye’nin de büyük bir rolü olduğu yazılacaktır.
Güreşte Orhaneli fırtınası
Oysa, hepimize başarılı sonuçlarıyla moral veren öyle spor branşları var ki.
Biraz da onlara yönelmemiz gerekiyor.
Yine, Bursa’daki 12-13 yaş grubu grekoromen güreş il şampiyonasında da Orhaneli Güreş Takımı’nın 8 madalya ile Bursa şampiyonu olduğunu belirtti.
Miniklerin ve gençlerin desteklenmesi durumlunda nasıl başarılar getirdiklerine güzel bir örnek.
Başkan Aykurt, Orhaneli Güreş Takımı’nı belediye olarak desteklemeye devam edeceklerini de söyledi. Aynı şekilde, belediyenin genç basketbol takımının da Bursa’da birbirinden değerli başarılar elde ettiğini hatırlıyoruz.
Lafın özü, belediyelerimiz Orhaneli gibi, futbol dışındaki spor branşlarına da desteği artırmalılar.