Akıllı şehir uygulamaları son dönem yerel yönetimlerine gündemine oturdu. Buraya yatırım yapan belediyelerimiz ve başkanlarımız çağa ayak uyduruyor ve bunun nimetlerinden faydalanıyor.
Kazançlı çıkan sadece belediye yönetimleri olmuyor, o yerleşmdeki yurttaşlar da bundan yarar görüyor.
Geleceğin artık dijital şehirleşmede olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bugün belediyelerimizin bir çok hizmeti artık yönetim binasına gitmeden dijital platformlardan hallediliyor.
Belediyelerimiz akıllı kameralar sayesinde trafiği, kaçak yapılaşmayı, güvenliği kontrol altında tutabiliyor. BURULAŞ, şehirin tren ağını tek bir kumanda merkezinden idare ediyor.
BUSKİ Genel Müdürlüğü kentin altyapısını Skada isimli programla gözlüyor. Barajların doluluk durumu da buradan izleniyor.
Şehrin bir yakasından diğerine kaç dakikada gidileceğini yollardaki dijital ekranlardan görebiliyoruz.
MOBESE‘ler sayesinde kentin sokaklarınındaki hareketlilik 24 saat gözlem altında tutulabiliyor.
Navigasyonlar sayesinde artık adres bulmak çocuk oyuncağına dönüştü.
Tapu kayıtlarındaki parseller de yine akıllı programlarla elimizin altında.
Bunlar dünyanın gelişmiş hemen her kentinde olan modern şehircilik uygulamaları.
Daha çok sayıda eklenebilir ama aklımıza bir çırpıda gelenler bunlar.
Geçen gün Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ile konuşurken yeni bir akıllı şehir uygulamasına daha geçmeye hazırlandıklarını öğrendik.
Yıldırım Belediyesi yeni yıldan itibaren yapı ruhsatlarını artık dijital platformdan onaylayacak.
Yani, yeni bir bina yapacaksanız projeleriniz elektronik ortamda incelenip onaylanacak ve ruhsatınız da bu programdan kesilecek.
Bürokratik oligarşi bugün kamuda hizmetin hızlı ve adil dağıtımının önündeki en büyük engel.
Güçlü AK Parti hükümetleri bile 2002‘den bu yana bunu aşabilmiş değil.
Zaman zaman Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bundan rahatsızlığını konuşmalarında vurguluyor.
Bugün kimi kamu kurumlarında iş yaptırmak, halen bile deveye hendek atlatmaktan daha zor.
Üstelik, ömür boyu iş garantisi ve emeklilik hakkı tanınan devlet memurlarının bürokrasi hazretlerinin sadık birer elemanı olduğu da malum.
Elbette istisnalar kaideyi bozmaz. Vicdanına ve ettiği yemine bağlı kalan kamu çalışanlarımızı, iş aksatan, savsaklayan, yorgunu yokuşa süren ve bugün git yarın gelci memurlarla aynı kefeye koyamayız.
Böylesi bir ortamda Yıldırım Belediyesi‘nin proje inceleme ve onaylarını hızlandırma adına İmar Müdürlüğü, proje tetkik ve ruhsat birimlerinde dijital altyapı kurması sevindirici.
Bunun ruhsat bürokrasisini de azaltacağına inanıyoruz.
Başkan Yılmaz ve çalışma arkadaşlarını bu nedenle bir kez daha kutluyoruz.
Diğer belediyelerimizin de bunu örnek alacaklarına inanıyoruz.
Yıldırım‘da bina yapacak hemşehrilerimize, yüklenicilere, mimar ve mühendislerimize hayırlı olsun.
Seyirci niye gelmiyor?
Önceki akşam Bursa Büyükşehir Belediyesi Stadyumu’nda TFF 1. Lig takımlarından Bursaspor-Erzurum Büyükşehir Belediyespor müsabakasını izledik.
Bursaspor‘un tek golle 3 puan aldığı maça ne yazık ki, seyirci ilgisi azdı.
44 bin kişilik stadyumda yaklaşık 12 bin seyirci olduğunu gördük.
Oysa, bu kent 3 milyon nüfusa sahip.
Stadın dörtte birini anca doldurduk.
Meslektaşlarımızın bile basın tribününe eskisi gibi ilgi göstermediğini fark ettik.
Üstelik Bursaspor lige iyi bir başlangıç yaptığı halde.
Maç eksiği olan takımlar vardı ama önceki akşam Bursaspor sıralamada liderliğe yükselmişti.
Yeniden zirveye sloganı gerçeğe dönüşecekse Bursaspor‘u evindeki her maçta yalnız bırakmamalıyız.
Seyircinin oyuncu üzerinde baskı unsuru olduğunu biliyoruz.
Tribünleri tıklım tıklım bir statta oyun oynamak rakibi de korkutacaktır.
Bursaspor da bu kentin Büyükşehir Belediyesi‘nce yapılmış dünyanın en prestijli stadyumlarından birine sahip olma avantajını iyi kullanmalı.
Stadyumun görüntüsünden, kalitesinden, ambiyansından, seyircisinden etkilenen rakipleri ezici bir futbol ve skorla evine göndermek için bizlere de görev düşüyor.
Bursaspor‘u düştüğü yerden yeniden ayağa kaldırmak için stadı her maçta doldurmalıyız.
Bursaspor bu kentin en büyük ortak sembolü.
Onu hak ettiği yere geri döndürebilmek elimizde.
Bunu sadece kulüp yönetiminden bekleyemeyiz.
Kentli olarak hepimizin şehrimizin bu değerini ayağa kaldırma sorumluluğu var.
Tribünler sizi bekliyor.
Yönetimler hata yaptı diye Bursaspor‘a küsme lüksümüz yok.