Türkiye’de yerel seçimin ortaya çıkardığı siyasi tansiyon henüz düşmüş değil.
İstanbul ve bir kaç ilçe dışında seçilenlere mazbatalar verilmiş olsa da Türkiye galiba önümüzdeki aylarda en büyük metropolünde seçimi yenileme durumu ile karşı karşıya.
Son gelişmeler bunu işaret ediyor.
AK Parti dün Yüksek Seçim Kurulu’na ‘olağanüstü itiraz’ başvurusunu yaptı.
Binlerce organize ‘oy hırsızlığı’nın, seçmen listelerindeki ikamet hilelerinin tespit edildiği İstanbul’da Yüksek Seçim Kurulu seçmene bir kez daha tercihini soracak görünüyor.
Kurul nihai olarak ne karar verir?
Devam eden sayım sonuçlarını bekleyip, göreceğiz.
Bizde de İstanbul seçimlerinin iptal edileceği ve yenileneceği yönünde bir kanaat oluştu.
Aksi bir karar da çıkabilir.
Yurt genelinde seçilen belediye başkanlarımızın da bu yeni dönemde kolay bir koltuğa oturmadıklarını görüyoruz.
Yüksek borç stokları, ihtiyaçtan fazla şişirilmiş personel kadroları ve önceliği tartışılacak projeler yeni belediye başkanlarımızın işini zorlaştıracak.
Hele hele, mali dengeleri bozulmuş, icra takipleri ile karşı karşıya kalmış ve personel maşalarını ödemekte zorlanan ya da ödeyemeyen belediyelerimizdeki yeni başkanların daha da sıkıntılı durum yaşayacakları bir gerçek.
Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık atasözü misali belediyelerimizdeki restorasyon süreci de epey bir zaman alacak.
5 yıllık dönemde mali anlamda toparlanmanın bir kaç seneyi alabileceğini tahmin ediyoruz.
Para, proje ve personel yönetimi yeni dönemde başkanların üzerinde çokça duracağı üç ana kalem olacak.
Bunları rasyonel, verimli, ihtiyaç öncelikli kullanan başkanların 5 yılın sonunda iz bırakan eserler ortaya çıkarma şansları var.
Göreve ilk kez seçilen belediye başkanlarının sorumluluk aldıkları kurumu tanıma ve adaptasyon ve oryantasyon sürecinin de kısa olmayacağını düşünüyoruz.
Başarılı belediye yönetiminin en önemli parametrelerinden biri de oluşturulacak yönetim kadroları.
Başkanlarımız birlikte çalışacakları yardımcılarını da belirlediler.
İçlerinde siyasetten atanan isimler çoğunlukta. Ancak bürokrat kadrolarının da başkanın başarısında ayrı bir yeri var.
Doğru, deneyimli, liyakatlı, dürüst, çalışkan, işkolik isimlerle yola çıkan belediye başkanlarımızın başarı şanslarının daha yüksek olduğunu düşünüyoruz.
Peki para politikasının etkisi nedir?
Hemen her kurum gibi belediyelerimiz de önceden öngörü olarak meclisten geçirilen bütçelerle yönetilir.
Eğer bütçeyi ve parayı doğru, akıllı yönetirlerse işleri kolaylaşacaktır.
Yeni kaynak temininde maharetli olan belediye başkanlarımızın da bununla hem borçları eritme hem yeni projelere başlama şansları var.
Peki, ya devam eden projeler ne olacak?
Devlette devamlılık prensibi var ama belediyeleri sıkıntıya sokacak, önceliği tartışılan projelerin bir kısmının iptali, durdurulması ya da yapımının ötelenmesi bir haktır.
Belediye başkanlarımızın o beldenin yararına olan ve yarım kalmış projeleri devam ettireceklerinden şüphemiz yok.
Ancak fantezi ve popülizm kokan yatırımları askıya alma, iptal etme gündeme gelebilir.
Ankara’dan mali ve siyasi destek bulma çabalarının da önemine vurgu yapmak isteriz.
Belediye başkanlarımız hem devraldıkları ağır mali tabloyu rahatlatma hem de yeni dönem projeleri için Ankara’dan, merkezi hükümetten, bakanlıklardan hatta Avrupa Birliği fonlarından faydalanma konusunda da etkin olmalılar.
Bunu başarabilen, Ankara’yı mesken tutan belediye başkanlarımız daha kısa sürede belediyelerini düzlüğe çıkarıp, seçildikleri yerleşimlere kalıcı eserler bırakacaklardır.