Gündemimiz seçime endeksli. Bir ay boyunca siyaset daha çok konuşulacak. Ancak, bizim yakın geçmişte 50 binden fazla insanımızı kaybettiğimiz bir de deprem gerçeğimiz var.
6 Şubat’taki Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin ardından devlet-millet dayanışmasıyla yaraların sarımına dönük hummalı bir çalışma başlatıldı. Belediyelerimizin deprem bölgesindeki çalışmaları görmezden gelinemez. Yıkılmış kentleri yeniden ayağa kaldırmak için gece gündüz yürüttükleri çalışmalar gerçekten takdire şayan. Adeta bir ilçeyi barındıracak dev konteynerkentler, ticaret merkezleri, oyun parkları, ibadethaneler, aşevleri kuran belediyelerimiz var.
Devlet de bir yandan geçici konutlarla birlikte kalıcı yerleşimler için kolları sıvadı.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca TOKİ’nin koordinasyonunda başlatılan ve kalıcı konut bölgelerinden gelen görüntüler hem depremzedeleri hem de tüm Türkiye’yi umutlandırıyor.
Moral veren hızlı bir çalışma göze çarpıyor. Kimi köylerde tek katlı kalıcı yaşam yapılarının bayram öncesi sahiplerine tesliminden bahsediliyor.
Buralar eminiz, çok kısa sürede tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilecek.
Devlet, Hatay hariç neredeyse diğer bütün deprem bölgelerinde enkaz kaldırma çalışmalarını tamamlamış durumda.
Şimdi, kalıcı konutların inşasının daha da hızlandırılması için gayret gösterilecektir.
Bu ülkenin iyi ki, TOKİ’si var.
TOKİ olmasa, devlet işin içinde olmasa, bu süratte yapılar temel atıldıktan kısa süre sonra bu seviyeye getirilebilir mi?
Öyle tahmin ediyoruz ki, birkaç ay içerisinde bambaşka bir deprem bölgesi ile karşılaşacağız.
Nitekim dün de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Malatya’da yeni deprem konutlarının temelini attı.
Seçim sonucu ne olursa olsun bu tempo asla düşürülmemeli.
STK’ların seçim beklentisi
Günlerce merak edilen milletvekili aday listelerinin netleşmesinin ardından Bursa’daki sivil toplum örgütlerinde de sandık sonuçları beklenmeye başlandı.
Hemşeri topluluklarının parlamentoda görmek istedikleri üyelerini listelere aldırabilme konusunda geçmişte siyasi partilerde çetin mücadeleler verilirdi. Şimdi böyle bir durum söz konusu değil.
Zaten tercihi partiler yapıyor. Gelen başvurular arasında adayları seçiyorlar. STK gücüyle listelere girebileceğini düşünenler de bazen hayal kırıklığına uğrayabiliyorlar.
Listelerde isimleri çıkmayınca şok yaşıyorlar.
Bursa’da ilin demografik durumuna göre şekillendirilen listelerde bazen STK’da görev yapmışlar da tercih ediliyor. Geçmişte kentin iki büyük STK’sı olan BALGÖÇ ve DAĞDER’in genel başkanlarının siyasi parti listelerine alındığı biliniyor.
Örneğin;
Milliyetçi Hareket Partisi Bursa’da DAĞDER Genel Başkanı’nı listesinin 3. sırasına yazdı. Geçmişte de CHP hem DAĞDER hem de BALGÖÇ başkanlarını listesine yazmıştı. CHP bu kez sadece BALGÖÇ’e aday olmuş bir ismi liste başına aldı.
Kenteki diğer hemşeri derneklerinin durumunu ve ağırlığını listeler yapılırken dikkate alan partiler var.
STK’lar bu nedenle siyaset yapmak isteyenler için de basamak olarak kullanılabiliyor. Siyasi partiler de bu yolla büyük kitlelerin desteğini almak istiyorlar. 14 Mayıs seçimlerinde STK’ların ve partilerin beklentilerinin sandığa yansıması ne olur?
Bunu öğrenmek için artık tam bir aylık zaman dilimi kaldı.
Gülenç’in açıklamaları yüreklerimize su serpti
Dün BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç’in açıklamalarını okuyunca daha da bir rahatladık. Zira, Doğancı’daki su seviyesi yüzde 63, Nilüfer’de ise yüzde 35’e yükselmiş.
Gülenç, hiç yağış olmasa bile 7 ay Bursa’ya yetecek su rezervine ulaştıklarını duyurmuş.
Bunlar sevindirici haberler. Elbette, bu bizi suyu hoyratça kullanmaya yönlendirmemeli. Azami tasarrufa riayet edilmeli.
Eminiz, Uludağ’ın zirvelerinden eriyen karlar ve gelecek diğer yağışlarla barajlarımızın kalan kısmı da tümüyle dolacaktır. Yağan her yağmur, düşen her damla hem toprağı hem de barajlarımızı doldururken, içimizi, yüreklerimiz de ferahlatıyor.