Bursa’da hafta sonu önemli bir çalıştaya imza atıldı. Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi‘nde İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi‘nin düzenlediği kentsel dönüşüm çalıştayına üniversitelerimizin değerli akademisyenleri, belediye başkanlarımız ve bürokratlarımız konuşmacı olarak katıldılar.
Bilim adamlarımız ve uygulamanın içindeki belediye başkanları ile bürokratların yaptıkları konuşmaları elbette önemsiyoruz.
Ne yapılması gerektiğini, uygulamacıların, anayasal mülkiyet hakkının bu işin önündeki en büyük engel oluşuna dair tespitlerini ve yasadan kaynaklanan sorunları yabana atamayız.
Ama Türkiye bunları yıllardır konuşuyor. 6 milyon dolayındaki yapının sağlam olmadığı ve muhakkak güçlendirilmesi veya dönüşüme alınması gerektiği dillendiriliyor.
Türkiye‘de devlet kurumu TOKİ dışında bu işi hızlı yapan firma sayımız ne yazık ki, yetersiz. O’nun da devlet avantajlarından yararlandığını biliyoruz.
Türkiye‘nin depremsellik açısından en riskli illerinden birinde yaşıyoruz. Fakat, dayanıksız olduğunu bildiğimiz halde konutumuzun dönüşüme alınmasına ayak diretiyoruz. Daha büyük daha lüks konut almak için belediyeler ve firmalarla inatlaşıyoruz.
Yarın bir gün, Allah korusun, muhakkak kapıyı çalacak o depremde elimizdekinden de olacağız.
Ülkemizin artık imar aflarına, imar barışlarına değil, hızlıca vatandaşını dayanıklı konutlara geçirmeye ihtiyacı var. Bunu devlet TOKİ eliyle yapmaya çalışsa da özel sektörün de önü açılmalı. Devlet o projelere de garantör olmalı. Halkın yüklenicilere güvenebileceği yasal düzenlemeleri çıkarmalı.
Çok konuştuk.
Konuştukça maalesef çürük yapı stokumuz kendiliğinden yenilenmiyor.
Bursa‘da belediyelerimizin riskli yapı bölgelerini dönüştürme konusunda taşın altına daha fazla ellerini sokmaları gerek.
Büyükşehir Belediyesi Bursa‘da bu işin sürükleyicisi olmalı. Vatandaşı ikna eden ve güven veren projelere yönlendirmeli. İştiraki BURKENT‘in bu konuda zayıf ve yetersiz kaldığını düşünüyoruz.
İlimizin en büyük ilçesi Osmangazi Belediyesi, KİPTAŞ‘ı model alan yeni kurduğu İMAR AŞ‘yi de daha fazla zaman kaybetmeksizin işin içine sokmalı. Demiryolualtı’nda vatandaşın da benimseyeceği dönüşüm modelleri hayata geçirilmeli.
Yıldırım Belediyesi bize göre öncesinde Büyükşehir’i de geçen işler çıkardı. O da daha fazla alanı buna dahil etmeli.
Bugüne dek kentsel dönüşüm işine girmeyen Nilüfer Belediyesi de ilçenin çöküntü bölgelerini programına almalı. Örneğin; İhsaniye, Fethiye, Karaman, Geçit, Minareliçavuş, Ahmet Yesevi, Odunluk, Çamlıca‘dan bu işe başlamalı. Obez yapılar cennetine dönen ilçenin modern yapısıyla uyuşmayan çöküntü bölgelerinden Nilüfer de işe girişmeli.
Ruhsatlı ama plana, yasa ve yönetmeliklere aykırı obez projelerin çok konuşulduğu Nilüfer ilçemizde de dayanıksız yapı stoku ve çöküntü bölgeleri bulunduğu gerçeği göz ardı edilmemeli.
İlk karla belediyeler teyakkuza geçtiler
Uzunca süredir bekliyorduk yağışlı havaların başlamasını. Barajlarımız dibe vurdu. Su tasarrufu uyarısı yapıldı. Beklenen rahmet Bursa‘nın her tarafı yıkıp geçen o meşhur lodosunun ardından geç de olsa başladı. Yağmurun ardından Bursa ve ilçeleri kar yağışı ile de tanıştı. Biz de hafta sonu kendi ilçemiz Harmancık‘a gittik. Giderken zorlandık.
Yağış etkili olmaya başlayınca kimi kesimlerde kardan etkilenip zorlanan arabaları, kapanan yolları gördük.
Neyse ki, Karayolları ve belediyelerimizin ekipleri imdada yetiştiler.
Kısmi aksamalar olsa da yağışın etkisi azalınca trafik aynen aktı.
Kırsal mahallelerimizde de başta Büyükşehir olmak üzere karın etkili olduğu yerlere ilçe belediyelerimiz de anında müdahale ettiler.
Elbette, kar ve yağmurların başlaması BUSKİ yöneticilerini de rahatlattı.
Zira, kasım ayına rağmen barajlardan hiç de iç açıcı fotoğraflar gelmiyordu.
Kar yağışının barajlardaki su seviyesini yeniden yükseltmeye başlaması bekleniyor.
Sürücüler kısa süreli sıkıntı yaşasalar da uzunca zamandır beklediğimiz yağışların gelmesi Bursalılar olarak bizleri de sevindirdi.
Artık su sorununu konuşmayacağız demek.
Beyaz esaret demiyoruz.
Yağışı bereket olarak görüyoruz.
Onların hepimizde emeği var
Dün ülkemizde 24 Kasım Öğretmenler Günü heyecanı vardı. Hepimizin yetişmesinde, iyi yerlere gelmesinde, iyi kariyerler elde etmemizde onları yok sayamayız.
Öğretmenlerimiz ışığı görmemizi, ilmi, bilimi, fennî yakalamamızı sağlayan birer kahramanlarımız. Onlara ne kadar teşekkür etsek azdır.
Son dönem özlük haklarının iyileştirilmesine dönük adımlar atılsa da daha çok sorunları var çözülecek.
Örneğin; ücretli öğretmen garabeti bu ülkenin ve Milli Eğitim sistemimizin büyük ayıbıdır. Aynı dersi kadrosuz bir öğretmenden aldığınızda onun eline kadrolununkinden 15-20 kat daha düşük para geçiyor.
Atanamayan öğretmenler konusu bambaşka bir açmazımız.
Atanamayan yüzbinlerce öğretmen varken, halen niye eğitim fakülteleri açılır ve kontenjanları kapatılmaz. Elde yetişmiş insan kaynağımız dururken, bunları göreve atayamamak da Türkiye Cumhuriyeti‘nin büyüklüğü ve şanı ile örtüşmeyen bir ciddi problemdir.
Bu ülke öğretmenlerimiz, bilim insanlarımız sayesinde gelişip kalkındı. Mühendislerimiz, mimarlarımız, uçak, gemi, helikopter, füze yapan kadrolarımız ilk onların elinde yetişti. Barajları, otoyolları, havalimanlarını, raylı sitemleri, tünelleri, fabrikaları bu kadrolar yetiştirdi.
O halde, atanamayan öğretmenlerimizin hak ettikleri saygınlık kadar kamuda görev almaları da sağlanmalı.
Bu vesileyle biz de değerli öğretmenimiz Mehmet Gültekin‘e ve tüm meslektaşlarına saygı ve minnetlerimizi sunuyoruz.
İyi ki vardınız, iyi ki, bizleri yetiştirdiniz.