Olay Gazetesi Bursa

Soğanlı’dan Başkan Dündar’a sitem var

Sevgili okurlar bunu ara ara yapıyoruz. Sizlerden, yazılarımıza gelen eleştiri, öneri ve sitemleri de sütunlarımıza alıyoruz. Okura, karşı görüşe, farklı düşünceye saygının bir gereği olarak bugün de öyle yapalım istedik. Yazılarımıza zaman zaman tepkiler alıyoruz. Bunlar bazen olumlu bazen de sitem olabiliyor. İlk okur mektubu Osmangazi Belediyesi’ni ilgilendiriyor. Geçtiğimiz gün Osmangazi Belediyesi’nin ilçenin değişik noktalarında […]

Sevgili okurlar bunu ara ara yapıyoruz.

Sizlerden, yazılarımıza gelen eleştiri, öneri ve sitemleri de sütunlarımıza alıyoruz.

Okura, karşı görüşe, farklı düşünceye saygının bir gereği olarak bugün de öyle yapalım istedik.

Yazılarımıza zaman zaman tepkiler alıyoruz.

Bunlar bazen olumlu bazen de sitem olabiliyor. İlk okur mektubu Osmangazi Belediyesi’ni ilgilendiriyor.

Geçtiğimiz gün Osmangazi Belediyesi’nin ilçenin değişik noktalarında kentsel dönüşüm amaçlı, kat karşılığı yaptırıp satışa çıkardığı, dairelerin, dükkanların adeta para bastığına değinmiştik.

Soğanlı Mahallesi’nde oturan İsmail Açıkgöz isimli okurumuz köşemiz vasıtasıyla Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’a sitemlerini ileten bir elektronik posta göndermiş.

İşte o satırlar:

“Osmangazi Belediyesi ile ilgili kentsel dönüşüm yazınızı okudum. Soğanlı’nın bir sakini olarak yazmak istedim. Zamanında Bakanlar Kurulu kararı ile birinci dereceden yıkılması gereken deprem bölgesinin içerisindeki ev sahiplerinden biriyim. Normalde yapılan yeni konutlara bizim taşınmamız ve bizim bölgemizde bulunan binaların yıkılarak buralara yeni binaların yapılması söz konusu idi. Fakat gerçekleşmedi.”

Okur Açıkgöz sitemlerine şöyle devam etmiş:

“Biz evlerimizin değerini alamadık ve muhatap bulunamadı. Dernek kuruldu ama yine olmadı. Evlerimize, yakında yıkılır diye yıllarca doğru dürüst bakım yapamadık. Şu an köşelerde kalmış evlerin ne olacağı bilinmez bir halde. Boş arsaya kentsel dönüşüm yapılmasının ve bunun övülmesi ayrı bir reklam. Yıllarca çalışıp, dişinden arttırıp ev yapan annelerimizin, babalarımızın hakları çıkacaktır mutlaka. Emlak vergisini kat karşılığı alıp, dönüşüme gelince arsa veren yaklaşımı kabul etmiyoruz.”

Okur Osmangazi Belediyesi’ne olan sitemini bu ifadelerle dile getirmiş.

Bölgenin modern bir semte dönüşmesi için uygulanan yöntem demek ki, bu okur gibi mağdurlara da yol açmış.

Başkan Dündar’ın bunları dikkate alacağını düşünüyoruz.

 

Plaka satışına itiraz geldi

Bursa Büyükşehir Belediyesi, aldığı yeni bir kararla eylül sonuna kadar kent genelinde 500 servis plakasının satışına başlamıştı.

O satışlara ilişkin kaleme aldığımız yazılarımıza da yine bizi sıkı takip eden okurlarımızdan, Nilüferli hemşerilerimizden Rifat Güneri’den itiraz geldi.

İtiraz tabi ki, yazımıza değil satışı yapan Büyükşehir Belediyesi’ne idi.

Güneri kısa ve net olarak itirazını şu satırlarla ifade etmiş:
“Sayın Aydın. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Servis plakası satış ihalesi durmalı. Bu Bursa’nın geleceğine ve servisçi esnafına saplanan bir hançerdir. Bu tamamen belediye borçlarını kapatmak için bulunmuş bir yöntemdir. 13 Mart’tan beri okullar, dershaneler, yaz okulları kapalı. Kentin ihtiyacı olmadan yapılan bu satışlar durdurulmalı.”

Büyükşehir Belediyesi plaka satışı için UKOME ve meclis kararı alıyor.

Kent yararı olmasa bütün buralardan onay çıkarabilir mi?

Fakat okur da tam aksini düşünüyor.

 

Üretici değil, aracı mı kazansın?

Elektronik postamıza gelen bir diğer okur mektubu da yine kaleme aldığımız Osmangazi Belediyesi’nin Çarşamba’da 17 ilçenin çiftçisine tahsis ettiği pazar üzerine.

Cem Özyürek isimli okurumuz, üreticilerin yol kenarlarında pazar fiyatlarıyla aynı rakamlara ürün satmasına itiraz ediyor.

Okur, “İlçelere giderken yol kenarlarında çiftçilerimiz ürünlerin pazar fiyatlarından satmaktalar. Örneğin; çilek pazarda 10 TL iken Çaybaşı yol kenarında da 10 TL’den satılmakta. Kiraz pazarda 5 TL iken yol kenarında da 5 TL. Fasulye, bezelye vb. örnek çoğaltılabilir. Oysa ki, pazarda satılan ürünler için pazarcılar yer ücreti, çalışan ücreti vb. gibi ücretler vermekteler ve o fiyattan kâr elde etmeye çalışmaktalar” demiş.

Devamında da şunları eklemiş:

“Yol kenarında, tarlasının, bahçesinin önünde satış yapan çiftçimizin daha uygun fiyattan ürünlerini pazarlamaları gerekmez mi? Pazarda 10 liraya satılırken ben de aynı fiyata satarım düşüncesi ne kadar doğrudur? Tüccara 6 liradan satarken yol kenarlarında 10 liraya satmak tüketiciyi zorlamaktır. Çarşamba Pazarı’nda satış yapacak çiftçimizin, ürünlerinin fiyatlarını aynı pazardaki fiyatlardan satması mantıklı olmayacaktır. Böyle bir durumda pazardaki fiyatlar hiçbir şekilde düşmez.”

Pazarda fiyatlar tabi ki, düşmeli.

Ancak bize göre de aracı yerine çilekeş üretici kazanmalı.