Hipokrat yemini etme, bir kamu hastanesinde yönetici veya başhekim olma, acil serviste görev alma sorumluluğu, acaba kapı önünde yere düşüp ölmek üzere olan bir hastaya müdahale etmeyi gerektirmez mi?
Vakanın illa Acil’den içeri giriş yapması farz mıdır?
Hastane kampüsü içinde yere düşmüş bir hasta için neden 112 Acil Servisi meşgul edilir?
Doğrusu, merak ettiğimiz için bu sorularla girdik yazımıza.
Biz biliyoruz ki, Türkiye’ye sağlık alanında devrim yaptıran şehir hastaneleri pandemi döneminde çok büyük işler üstlendi. Doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımız canları pahasına pandemi ile mücadelede bu hastanelerimizin yüz akı oldular.
Sayılarını bilmiyoruz ama belki yüz binlerce insanımızı ölümden döndürdüler.
Siyasal iktidar, muhalefetin, marjinal çevrelerin tüm karalama ve itibarsızlaştırma çabalarına rağmen, o hastaneleri ülke geneline yayma konusunda hiç geri adım atmadı. Halen de onlarca projenin inşaatı sürüyor.
Fakat, önceki gün Bursa Şehir Hastanesi bahçesi içinde yere düşüp yığılan bir kalp hastası kadının, ‘görevlilerin zamanında müdahale etmemesi’ sonucu yaşamını yitirmesi bütün Türkiye’de yankılandı.
Prosedür, o vakaya 112’nin müdahale etmesini emredebilir ama ortada bir can söz konusu.
Açıldığı andan bu yana Bursa’daki hastanemizle hep övünüyorduk hep gurur duyuyorduk, fakat son hadise bizim de buraya olan itimadımızı sarstı.
Doğrusu, Bursa Şehir Hastanesi’nin misyonuna, vizyonuna ve yönetici vicdanına dünkü ölüm hadisesini yakıştıramadık.
Bunun bir vicdani sorumluluk gerektirdiğini, sorumluların da onu yerine getirmeleri gerektiğini düşünüyoruz.
Eminiz, Bursa’daki o skandal görüntülerden, şehir hastanelerine, ‘hayalim’ diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da rahatsız olmuştur.
Türkiye’yi ayağa kaldıran görüntüler ve tepki sonrası Bursa İl Sağlık Müdürlüğü sorumlular hakkında soruşturma açtığını duyurdu.
Açsa ne değişecek ki?
Giden, geç müdahale sonucu kaybedilen hemşerimizi geri getirebilecek mi?
Bırakın soruşturmayı, sağlık yöneticileri, hastane yönetimi, acil servis sorumluları hicap duyup, bu yüzden istifa etseler ne olacak ki?
O camiye görevlendirme yapıldı
Dün bu sütunlardan Kırcaali Mahalle Muhtarı Şerif Akgün’ün bildirimiyle mahalle camisindeki iki din görevlisine Osmangazi Müftülüğü’nce aynı anda yıllık izin verildiğini ve caminin boş kaldığını aktarmıştık.
O yazımız üzerine camiye aynı mahalledeki Hacı Salih Cami müezzini geçici olarak görevlendirilmiş.
Osmangazi İlçe Müftüsü Mehmet Uzun camideki iki görevliye izin verilmesini doğruladı, ancak yaz Kur’an kurslarının bitmesiyle din görevlilerinin izinlerinin biriktiğini, ikinci görevliye de mazeret izni verildiğini aktardı.
Pandemi ve yaz kursları nedeniyle camilerdeki görevlilerinin izin kullanamadıklarını hatırlatan Müftü Uzun, Muhtar Akgün ile kendisinin de bir toplantı nedeniyle görüşemediğini ancak ilgili görevli ile görüşmesini sağladığını dile getirdi.
Kırcaali Mahallesi Osmangazi’nin tam göbeğinde. Üstelik, Müftü Beyin verdiği bilgiye göre ilçede din görevlisi sıkıntısı da yok.
O halde, görevlilerin izinleri de mahalleliyi mağdur etmeyecek şekilde planlanmalı.
Yöneticiler bunun için vazifeli değiller mi?
Orhanelililerin kadirşinaslığı
Yangınlar sonrası Türkiye adeta seferber oldu.
Başta Manavgat olmak üzere yangından etkilenen bölgelere adeta yardım yağdı. Devlet yaraları sararken, STK’lar eliyle de çeşitli illerden bölgeye yardımlar ulaştırıldı. O yardımlara önceki gün Bursa’dan, Orhaneli halkından da bir halka eklendi.
Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt, Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu ile Kaymakam ve ilçe yöneticilerinin de katıldığı törende, ilçesiyle bir kez daha gurur duyduğunu söyledi.
Afet anında yardımlaşma duygusun en yüksek milletlerden biriyiz.
Ne mutlu ki, devlet kadar millet de afetzedenin imdadına koşuyor. Yardımlaşma duygumuz sel bölgelerinde de kabarmıştı.
Biz de kadirşinas Orhanelilileri kutluyoruz.