Bir ara çok tartışıldı. Yol, otoban yapmanın, köprü, tünel, hızlı tren hatları döşemenin, havalimanları inşaa etmenin siyasi başarı olarak görülemeyeceğine ilişkin kısır tartışmalar sürdü gitti.
“Yol mu yiyeceğiz” diyenler bile çıktı.
Oysa, halkın önüne konulan her sandıkta, aslında bunların bir siyasal başarı olduğu çıkan sonuçlarla kanıtlandı.
Yurttaş, “Yol yaptılar” diyerek işbaşındaki siyasal iktidarı her defasında sandıkta ödüllendirdi.
Şimdi, 9 günlük kurban bayram tatili için vatandaşlarımız yollara döküldü. Tatil beldelerine, yazlıklara adeta akın var.
Tatilini Ege ve Akdeniz sahillerinde, Karadeniz’de, İç Anadolu’da geçirecekler şehirlerarası yollardaki yoğunluk yüzünden gidecekleri yerlere geç ulaşabiliyorlar.
Ya o otobanlar yapılmamış olsaydı?
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu iki gündür açıklıyor.
Bir zamanlar devletin geçmeyen araçlar için yükleniciye ek ücret ödemek durumunda kaldığına ilişkin eleştirilere konu olan Osmangazi Köprüsü’nden bir günde 112 bine yakın araç geçmiş.
Bunların yapım yöntemlerini konuşabiliriz ama ülke için elzem birer ulaşım yatırımı olduğu bugün daha iyi anlaşılmıştır.
İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu yapılmamış olsa, bugün tatil beldelerine gitmek için oluşan kuyrukların belki 8-10 misli bir yoğunluk daha görüyor olabilirdik.
Ülkenin kalkınmasına, büyümesine, gelişmesine etki eden ulaşım yatırımlarımızın gündelik siyasete malzeme yapılmasını doğru bulmayanlardanız.
Hiçbir hükümet, giderken yapılan kamu yatırımını cebine koyup gidecek değildir.
Ülkemiz için bugün daha çok ulaşım yatırımına ihtiyaç var. Trafik kazalarını azaltmak ve büyüyen ekonomimize yol açmak için bunları işbaşına gelen her hükümetin yapma mecburiyeti bulunuyor.
Türkiye, her geçen gün artan nüfusuna, modern kalkınmış bir ülke ile alt ve üstyapı yatırımlarıyla daha müreffeh bir ortam sunmak durumunda.
Ülkemizin dört bir yanını saran otoyollar, havalimanları, hızlı tren ağları, tüneller, köprüler, viyadükler hız kesmeksizin artırılmalı.
Gelecekte, dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girme hedefindeki Türkiye’nin bunları kesintisiz sürdürme zorunluluğu var.
Büyümek için her alanda yatırım şart.
Rusya’nın 15 Temmuz’u ve Çeşnicibaşı’nın kalkışması
Önçeki akşam komşu Rusya’da bizim 15 Temmuz’u anımsatan bir askeri kalkışma yaşandı. Rusya Devlet Başkanı Vladamir Putin’in bir dönem çeşnicibaşısı olan Wagner adlı paralı asker kuruluşunun lideri ülkede isyan başlattı.
Neyse ki, daha fazla kan dökülmeden iki taraf da uzlaştı.
Başkan Putin’in para verip, başta Ukrayna olmak üzere değişik ülkelerde Rusya adına savaştırdığı örgüt öyle bir hale gelmiş ki, ülkeye kafa tutmaya başlamış. Rus Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı’nın kellesini istemeye yeltendi.
Bizdeki FETÖ’cüler de öyle yapmadı mı?
40 yıl boyunca devletin en ince kılcal damarlarına kadar sızıp, 15 Temmuz 2016’da ülkeyi teslim almayı denediler ama duvara tosladılar.
Rusya, tıpkı Türkiye gibi kendi elinde büyüttüğü paralı bir milis gücü tarafından teslim alınmaya kalkıldı.
Bizdeki FETÖ’cüler de 40 yıldır siyasilerden yüz bulup devlete sızdı ve sonunda tümüyle ülkeyi ele geçirmeye kalkışmıştı.
Taşıma su ile değirmen dönmezdi
Kurumun yaptığı yatırımlarla sağlıklı içmesuyu temini, yağmursuyu ve atıksuyun kontrollü bertarafı ile arıtması gibi hizmetlere değiniyoruz.
Fakat, bugün üzülerek vurgulamak isteriz ki, BUSKİ’nin sorumluluk sahasında, kırsalda halen düzenli şebekesi olmayan ve taşıma tanker suyu ile beslenen mahalleler bulunuyor.
Bunların bir bölümüne çözüm bulunmaya başlandı.
Çünkü; yapılacak yatırımdan daha ucuz gibi görünse de taşıma su ile değirmen döndürülemeyeceği ortada.
Büyükorhan ilçesinin 5 kırsal mahallesinin kurban bayramı öncesi şebeke suyuna kavuşturulmuş olması sevindirici.
Darısı diğer taşıma su ile depoları beslenen kırsal mahallelerimize diyoruz.