Olay Gazetesi Bursa

Niye İstanbul niye Türkiye?

Türkiye‘de son bir kaç yıldır yaşanan gelişmelere şöyle bir bakmak gerek. Ülkenin dev projeleri arka arkaya tamamlanıyor. Otobanlarından kıtaları su üstünden birbirine bağlayan köprülere, dünyanın ve Avrupa‘nın en büyük havalimanlarına, hızlı trenlerden duble yollara, su altından kıtaları buluşturan tünellere, her kente üniversitelerden havaalanlarına kadar benim diyen ülkeleri kıskandıracak projeler birbiri ardına tamamlanıyor. Üstelik, bütün bunlar […]

Türkiye‘de son bir kaç yıldır yaşanan gelişmelere şöyle bir bakmak gerek.

Ülkenin dev projeleri arka arkaya tamamlanıyor.

Otobanlarından kıtaları su üstünden birbirine bağlayan köprülere, dünyanın ve Avrupa‘nın en büyük havalimanlarına, hızlı trenlerden duble yollara, su altından kıtaları buluşturan tünellere, her kente üniversitelerden havaalanlarına kadar benim diyen ülkeleri kıskandıracak projeler birbiri ardına tamamlanıyor.

Üstelik, bütün bunlar devletin kasasından bir kuruş bile çıkmadan yap-işlet-devret yöntemiyle finansmanı da yükleniciler tarafından karşılanıyor.

Türkiye, milli savunma sistemleriyle de artık dışa bağımlılığını her geçen gün azaltan bir ülke.

Öyle araç gereçler geliştirildi ki.

Milli gemiden taarruz helikopterine, tanktan, piyade tüfeğine, 2023‘de semalarda olacak taarruz uçağına, insansız hava araçlarından silahlı İHA’lara kadar artık bu ülke savunma sistemlerinin büyük bölümünü kendisi imal ediyor.

Eksiklerimiz daha çok.

Bir gün onlar da tek tek tamamlanacak.

Türkiye, Birleşmiş Milletler‘in adil olmayan yapısına da kafa tutuyor.

Dünya beşten büyüktür” çıkışıyla BM’ye posta konabiliyor.

Hava sahasında izinsiz giren uçakları kimseye sormadan indirebiliyor.

Tam üyelik için 53 yıldır kapısında bekletilen Avrupa Birliği’ne, “Gerekirse müzakereleri referanduma götürürüz” tehdidinde bulunabiliyor.

Vize muafiyeti için terörle mücadele yasalarının esnetilmesini isteyen AB ülkelerine, “Vize sizin olsun, terörle mücadeleden asla vazgeçmeyiz” diyebiliyor.

Türkiye, Suriye’de yaşanan savaştan kaçan 2,7 milyon mülteciye kapılarını açıp, yıllardır topraklarında barındırıyor.

Avrupa‘nın sınırlarını kapayıp, denizde boğulmalarını istediği Suriyeli kardeşlerimize Türkiye hamilik yapıyor.

Türkiye, Suriye’deki küresel terör örgütü DAEŞ‘e karşı oluşturulan koalisyondan daha çok, tek başına burayla mücadele ediyor.

Türkiye, içte de bölücü örgütün geçen yıldan bu yana süren kalkışmasında yürüttüğü kararlı mücadeleyle 10 binden fazla teröristi kendi kazdıkları hendeklere gömüyor.

Bozulan ilişkileri düzeltme adına son günlerde büyük bir diplomasi atağı yaşanıyor.

Komşumuz Rusya ile ilişkilerde eski günlere dönüş için kapı aralandı.

Yazılan mektuba dün samimi bir telefon yanıtı geldi.

En büyük ticari partnerimiz ve stratejik ortağımız Rusya ile yaşanan kriz ilelebet devam edemezdi.

Çok şükür, gerekli adımlar atıldı, semereleri de hemen alınmaya başlandı.

Rus turiste Türkiye kısıtlaması kalkıyor.

İsrail ile 6 yıldır kapalı olan diplomasi kanalları açıldı, uzlaşı sağlandı.

Devlet içinde, paralel devlet hayalindeki yasadışı yapıyı tasfiye edici adımlar hızlandırıldı.

Bütün bunlar birilerini rahatsız ediyor.

Kendine yetebilen, kendi kararlarını kendisi alabilen bir ülkeyi rahat bırakırlar mı?

Bırakmıyorlar.

Suruç, Gaziantep, Ankara, İstanbul, Bursa ve nihayetinde Atatürk Havalimanı

Türkiye’ye saldıkları taşeron örgütlerle bu ülkeye gözdağı vermek istiyorlar.

Önceki akşam, masum 41 insan, Türkiye’nin gelişmesinden, büyümesinden rahatsız olan taşeronların kullandığı teröristlerce katledildi.

Ülke olarak büyük bir üzüntü içerisindeyiz.

Terörün en acımasız yüzüyle bir kez daha karşı karşıya kaldık.

Alınan onca tedbire rağmen ne yazık ki, can kayıplarını önleyemedik.

Canlı bombalar, bu kez daha da acımasızca, rastgele, sağa sola açtıkları ateşin ardından kendilerini patlattılar.

Türkiye’yi bu yöntemle korkutup, sindirmeye kalkanlar bir kez daha başarılı olamayacaklar.

Türkiye, bölücü ve küresel terör örgütleriyle mücadelesini tek başına kalsa bile sürdürecektir.