Önceki gün, sosyal medyada İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir ilçesinde kurulan modern kurban pazarının görüntülerini izledim.
Yerleşim yerinden çok uzakta, etrafı yeşilliklerle dolu kurban pazarı öyle planlı dizayn edilmiş ki, ne satıcıyı ne alıcıyı ne de etrafaki sakinleri rahatsız ediyor.
İçinde brandayla kapalı barınaklar, satıcıların konaklayacağı sosyal üniteler, veteriner hekimin de bulunduğu bu modern tesiste yine İslami usüllere uygun olarak kesim hizmeti de veriliyor.
İmrenmemek elde değil.
Bursa’da yıllardır bir tartışma var.
En büyük sıkıntı da Osmangazi’de yaşanıyor.
Bursa’da kent içinde kuruluşuna izin verilen kurban pazarları etrafa yaydığı koku ile kimi semtleri yaşanmaz kılıyor.
Hatta; büyük marketlerin hayvan satış ve kesim hizmeti verdikleri ticaret ve konaklama bölgelerinden de şikâyetler var.
Elbette nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan ülkemizde kurban ibadeti için kokuya katlanılıyor.
Buna bir itiraz yok.
Fakat, sorunun bir çözümünün olduğu İstanbul örneğinde apaçık ortada.
Şehirlerin ortasında artık buna bir dur denilmeli.
Geçenlerde Yunuseli Mahalle Muhtarı İbrahim Bahar ile konuşurken, kendi semtindeki hayvan pazarının bu yıl zorunluluktan eski yerinde hizmet verdiğini söyledi.
Toplu konut ve sitelerin giderek yaygınlaştığı Yunuseli’de başka yer bulunamadığı için bu yıl da kurban pazarını mevcut alanda açmak zorunda kaldıklarını anlatan Bahar, gelecek yıl için yer arayışlarının da şimdiden başladığını anlatıyor.
Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerine kurulan hayvan pazarından çokça şiyaket aldıklarını, ancak başka bir seçenekleri olmadığını dile getiren Muhtar Bahar, aynı zamanda Osmangazi Çifti Malları Koruma Kurulu Başkanı olarak da bu soruna Osmangazi Belediyesi ile birlikte çözüm bulacaklarının altını çiziyor.
Sıkıntı sadece Osmangazi ilçemizde gözükmüyor.
Yerleşik semt içlerindeki tüm hayvan pazarlarının etrafa verdiği rahatsızlığın Yıldırım ve Nilüfer’de de problem olduğu biliniyor.
O halde bu sıkıntıya Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin el koyması şart.
Şehrin meskun olmayan değişik iki yada üç noktasına tıpkı İstanbul’da olduğu gibi son derece modern hayan satış ve kesim tesisleri kurulabilir.
Büyükşehir’e bu proje çok büyük bir mali yük getirmez.
Yerleşim yerinden uzakta, vatandaşa ücretsiz ulaşım imkanlarının da sunulacağı 2-3 tesisin Bursa’ya büyük bir hizmet olacağını düşünüyoruz.
Bu konuda Büyükşehir Belediyesi’nin Veteriner Şube Müdürlüğü’ne sorumluluk düştüğünü de ekleyelim.
Geliştirilecek yeni bir proje ile Bursa’ya ve Bursalılara büyük bir hizmet yapılmış olacaktır.
Hele, ilçe belediyeleri ile koordineli olarak bulunacak yeni bir çözüm Bursalıların yerel yönetimlerden memnuniyetini de artıracaktır.
Böylece, kentimizde her yıl yaşanan meskun mahalde kurban satış ve kesim yeri tartışmalarına bir son verileceğini düşünüyoruz.
Katliamı seyretmek
İslam coğrafyası yarın yeni bir kurban bayramına daha giriyor.
Ancak; yüzyıllardır kan ve gözyaşının dinmediği bu coğrafyanın Myanmar parçasında acımasız bir Müslüman katliamı var.
Sadist ruhlu Budist Burma yönetimi çoluk, çocuk, genç yaşlı, kadın erkek demeden Müslümanları katlediyor.
Üstelik, bu katliam emrini Nobel Barış Ödülü almış bir lider veriyor.
Dünya her zaman olduğu gibi Müslüman kıyımına yine sessiz.
Soykırımı sadece izliyor.
Ne Birleşmiş Milletler ne Avrupa Birliği ne İslam İşbirliği Teşkilatı ne de süper güçlerden acımasız Myanmar yönetimini ürkütecek sert bir çıkış yok.
Uluslararası askeri müdahale seçeneği zaten dillendirilmiyor.
İnsanlık bir kez daha Arakanlı Müslümanların oluk oluk akan kanını seyderiyor.
Arakan’ın insanlığın yeni Bosna’sı olmasına duyarsız kalan Müslüman liderler de katil Burma yönetimine tepki vermiyor.
İnsanlık adına ne hazin ve acı veren bir durum.
Biz kurban ibadeti için emrolunduğu gibi satın aldığımız hayvanların kanını akıtmaya hazırlanırken, Arakan’da bir haftada 3 binden fazla savunmasız Müslümanın kanı toprağa, nehirlere karıştı.
Bu ayıp İslam dünyasına ve katilama seyirci kalan bütün insanlığa yeter.