Olay Gazetesi Bursa

Küstahlığa ağır bir karşılık şart

Hollanda‘da bir Türk bakana yapılanları uzun yıllar hafızamızdan silmek mümkün değil. Hepimizde bundan sonra Hollanda denildiğinde belki de ilk akla gelecek, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya‘ya yapılan insanlık dışı küstah muamele ve bu durumu protesto eden Türklere yapılan alçak polis saldırıları olacak. Bir Türk bakanın, kendi toprağı sayılan konsolosluğa 30 metre […]

Hollanda‘da bir Türk bakana yapılanları uzun yıllar hafızamızdan silmek mümkün değil.

Hepimizde bundan sonra Hollanda denildiğinde belki de ilk akla gelecek, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya‘ya yapılan insanlık dışı küstah muamele ve bu durumu protesto eden Türklere yapılan alçak polis saldırıları olacak.

Bir Türk bakanın, kendi toprağı sayılan konsolosluğa 30 metre kala önünün kesilmesi, içeriyi sokulmaması, sonrasında da istenilmeyen insan diye mahiyetindekilerle beraber sınır dışı edilmesi küstahlıktır.

İnanın, Türkiye bunu Avrupalı herhangi bir bakana yapmış olsa, kıyamet koparırlardı.

Her defasında Türkiye‘ye ayar vermeye yeltenen, parmak sallayan Avrupa Birliği organlarından çıt çıkmıyor.

Yapılan açıklamalar da suya tirit şeyler.

Hepsi, Nazi kalıntısı Hollanda ile dayanışma içerisindeler.

Bu yüzden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hiç çekinmeden, AB ülkelerinin Hollanda ile dayanışmalarını, “Bunlar birbirlerini ısırmazlar” diye tanımlıyor.

Rotterdam‘da hem Bakan Kaya’ya hem de yurttaşlarımıza yapılanlar o kadar iğrenç ki, Türklük onurunu zedeleyen ağır bir travmadan geçiyoruz.

Eğer, Hollanda’ya verilecek karşılık kamuoyunun beklediği sertlikte olmazsa, bundan kaybeden Türk hükümeti olacaktır.

Fatura AK Parti hükümetine kesilecektir.

At, it, jop ve TOMA‘larla Rotterdam’daki Türklerin üzerine çullanan Nazi köpeklerinin yaptıkları yanlarına kâr kalmamalı.

Basit kınama, nota verme, elçi çekme vb. gibi o bildik, klasik diplomatik karşılıklar Türk halkını asla rahatlatmayacaktır.

İç çekişme ve seçim hamleleriyle 80 milyonluk koca bir ülkeyi hasmane tutumla karşısına alan Hollanda’ya ülkemizin büyüklüğüne yakışır bir karşılık verilmelidir.

Türkiye, aklı selimle hareket edeyim derken, Nazi kalıntılarının Rotterdam’daki küstahlıklarına, onların da unutmayacağı bir karşılık vermekten kaçınmamalıdır.

Diplomasi kurallarını, teamülleri, Viyana sözleşmesini, insan haklarını, toplanma, seyahat özgürlüklerini, sözde AB değerlerini ayaklar altına almış ırkçı Hollanda hükümetine anladığı dilden yanıt vermek Türk hükümetinin en doğal hakkıdır.

Üstelik, muhalefet partilerinden de bu konuda hükümete açık destek gelmiştir.

‘Ekonomik yaptırım düşünülmüyor’ dense de bunun bir seçenek olarak masada olması Türkiye’yi batırmayacaktır.

Gezi kalkışmasında, 17-25 Aralık yargı darbesinde, MİT TIR’ları provokasyonunda, 15 Temmuz ihanetinde batmamış Türkiye, Hollanda krizi ile hiç batmaz.

Üzüldüğümüz nokta, içimizdeki İrlandalıların Hollanda hükümetinin yaptıklarını alkışlaması.

Sırf, içlerindeki Tayyip Erdoğan, AK Parti nefreti ve kiniyle, Türklük onurunun Rotterdam’da aşağılanıp zedelenmesine zil takıp oynayan zavallılar da yok değil.

Üstelik, içimizdeki bu İrlandalılardan Hollanda’da da çok var.

Onlar da kendi ülkeleri Türkiye’yi suçluyorlar.

Vay efendim, Bakan Kaya Hollanda’ya haber vermeden kaçak girmişmiş.

Ayaklarına gelmiş Türk bakanının kendileriyle konuşmasını engelleyen Hollanda hükümeti ve polisi yerine Türkiye’yi suçlayan gafillerin damarlarında taşıdıkları kanda acaba bir karışım mı var dersiniz?

Türkiye’deki referandumda oy kullanacak Avrupalı vatandaşlarımızın demokratik tercih yapmaları için her türlü fırsatı sunması gereken bu ülkeler açık açık Recep Tayyip Erdoğan ve İslam düşmanlığı yapmaktadırlar.

Dertleri Türkiye değil.

Bize göre onların asıl sıkıntısı, Avrupa’da giderek yükselen İslam.

Bunun bayrağını da bugün en çok Erdoğan’ın sallıyor olması.

Bu amaçla da onlara her şey mubah geliyor.

Engellemek için her yolu deniyorlar.