Türkiye büyük bir ekonomik buhranla karşı karşıya. Döviz kuru ve altındaki yükseliş silsile yoluyla gıda başta olmak üzere bütün sektörlerin fiyatlarını yükseltti.
Alım gücü düşen yurttaş harcamalarında önceliklerini gözden geçirmeye başladı, tasarrufa yöneldi. Örneğin;
Bursa‘da ucuz BESAŞ ve kaliteli ekmeği alabilmek için büfe önlerindeki kuyrukları yeniden görmeye başladık.
Vatandaş zorunlu giderler dışında minimum harcama için yollar arıyor.
Ülkemiz krizle boğuşurken, yerli üretimin önemi bir kez daha öne çıktı.
Dövizi ülkede bırakacak en ufak mal üretiminin dahi değeri daha çok anlaşılır hale geldi.
Ülkemiz dünyada raylı sistem araçları üretebilen sayılı imalatçılardan biri. Bursa, Ankara ve Sakarya‘da imal edilen araçlar artık dünyanın dört bir yanına da ihraç ediliyor.
Önceki gün bu alanda Kayseri‘den güzel bir haber daha geldi.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin daha önce yerli marka Ankara merkezli Bozankaya‘da satın aldığı 31 tramvaya ilaveten 6 araç alımı için daha protokol imzalanmış.
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ile şirket yöneticisi Aytunç Günay‘ın imzasıyla kent raylı sistemine iki yılda 6 araç daha katılacak. Yerli üretimin değerini gösteren bir anlaşma.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi‘ni kutluyoruz.
Başkan Büyükkılıç yerli tramvay tercihiyle milyonlarca doların ülkede kalmasını sağlamıştır. Üstelik bu tercihle yerli firmanın da gelişimine, büyümesine katkı sunmuştur.
Yerel yönetimlerimizin artık raylı sistem projelerinde buna ağırlık vermeleri gerek.
Çünkü metrodan, tramvaya, hatta şehirlerarası hızlı tren setletine kadar her türlü ray aracı artık bu ülkede imal edilebiliyor. Yerli tercihle belediyelerimiz kendilerini döviz kuru dalgalanmalarından da korumuş olurlar.
Kayseri gibi diğer kentlerimiz de kent içi raylı sistem projelerinde öz firmalarımızı es geçmemeliler.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı da yerli ray aracını tercih eden belediyelerimizi mali yönden de teşvik etmeli, desteklemeli.
Bu yüzden Kayseri’den gelen bu haberin dövizin tansiyonunun yükseldiği bugünlerde hepimize moral olacağını düşünüyoruz.
Bursa’nın Üniversitesi’ne geç teslim edilmiş bir hak
Yükseköğretim Kurulu ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Türkiye‘de 20 üniversiteyi araştırma üniversitesi seçmiş. Üç üniversiteyi de yedeklemişti.
O üç üniversiteden biri Bursa Uludağ Üniversitesi idi.
Bakanlık ve YÖK geçtiğimiz hafta BUÜ‘yü de araştırmacı üniversite ilan ettiler. Belgesini de bizzat Bakan ve YÖK Başkanı, Rektörümüz Prof. Dr. Saim Kılavuz‘a takdim ettiler.
Böylece BUÜ‘ye geç de olsa hakkı verilmiş oldu.
Şimdi bu ünvana layık olarak BUÜ‘nün akademik kadrosunun daha çok araştırma ve buluşa imza atma zamanı.
Ülkemizin en köklü ve kalabalık üniversitelerinden olan BUÜ, geliştireceği akademik çalışmalarla bu unvanın hakkını verecektir.
Hayırlı olsun.
Artık buraya köpek bırakmayın
İlimizin güneyindeki ilçe yolları üzerine bırakılan sahipsiz hayvanlar her geçen gün çoğalıyor.
Orhaneli yolu üzerindeki Kapıkaya bölgesinde onlarca sahipsiz hayvan var.
Hayvanseverler buradaki köpeklerin yaşamını sürdürülebilmesi için ara ara yiyecek bırakıyorlar.
Fakat, giderek çoğalan köpek sayısı bölgenin ulaşımını da riske atıyor.
Geçenlerde bölgede konutu bulunan Dr. Mete Ekşi ile konuşurken, bu duruma artık bir son verilmesi gerektiğini söyledi.
Belediyelerin veya kimin bıraktığı belli olmayan o hayvanlar yola sere serpe yayılarak trafik kazalarına da sebebiyet veriyorlar.
Dr. Ekşi buraya artık köpek bırakılmamasını ve belediyelerin barınaklarına götürülmesini istiyor.
Haksız da değil.
Orhaneli yolunu güvensiz hale getirmenin beraberinde ölümlü kazalara da yol açacağı unutulmamalı.
Eğer o hayvanları belediyeler getirip oraya bırakıyorlarsa bu da büyük bir skandal.
Daha evvel Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt‘un da bu bölgeye köpek getirip atan Bursa belediyelerine sitemli sözlerini hatırlıyoruz.
Orhaneli yolu başıboş hayvanların bırakıldığı bir yer olmaktan çıkarılmalı.
Hayvanseverler de buradaki köpekleri toplayıp, belediye barınaklarına teslim etmeli.