Bir kentin üretimi, ihracaatı ne kadar çoksa, orası herkese cazip gelir.
Çünkü burada işsizlik yok denecek kadar azdır.
Başvuran hemen herkesin iyi ya da kötü bir iş sahibi olabileceği bir kentte yaşıyoruz.
Bu açıdan Bursalılar olarak şanslıyız.
Sadece Bursalılar değil, ata topraklarını terk edip, iş/aş için Bursa’ya göç etmiş hemşerilerimiz de şanslılar.
Hep ilklerle övünüyoruz.
Bursa, Türkiye‘nin ilk organize sanayi bölgesinin kurulduğu bir şehir.
Sanayicimiz, öteden beri cesur yatırımlarla Türkiye’nin geçmişte bırakın yapmayı, konuşmaya bile cesaret edemeyeceği mamülleri artık kendi şehrimizde imal ediyor.
Tramvay, metro aracı, metrobüs, küçük eğitim uçağı ve daha akla gelebilecek yüzlerce kalem artık bu kentte yapılıyor.
Bursa aynı zamanda bir tekstil ve otomotiv kenti.
Şehrimiz makine üretimiyle de son yıllarda çok öne çıktı.
Önceki gün sosyal medyada dolaşırken bir paylaşım gözümüze çarptı.
Bursa’nın, ünü dünyaya taşmış bir makine imalatçısı olan E-MAK, imal ettiği asfalt plentleriyle hem iç hem de dış piyasada kendinden sıkça bahsettiriyor.
E-MAK Almanya’da her yıl düzenlenen BAUMA Fuarı’nın da gözdesi.
Fuarda bir Türk markası olarak kentimizi ve ülkemizi gururla temsil ediyor.
Bursalı firmanın Türkiye’nin dört bir yanındaki yerel yönetimlere makine sattığını da biliyoruz.
En son bir Trabzon seyahatimizde bölgedeki belediyenin asfalt şantiyesini Bursalı firmanın kurduğunu görünce kıvanmıştık.
Keza daha bir kaç yıl önce Hakkari İl Özel İdaresi‘ne de asfalt plenti satmışlardı.
Şimdi E-MAK’ın Konya Büyükşehir Belediyesi‘ne 4 yeni asfalt plenti kurduğu ve tesisleri çalışır vaziyette teslim ettiğini gördük.
Konya’nın Ereğli, Beyşehir, Cihanbeyli ve Akşehir ilçelerine kurulan 4 asfalt plenti ile hizmetin yeni yerel yönetim yasası dikkate alınarak hızlı ve yerinde götürülmesi hedeflenmiş.
Her biri saatte 240 ton sıcak asfalt üretecek tesislerin Konya Büyükşehir Belediyesi’ne toplamda 14 milyon liraya malolduğu belirtiliyor.
Üretmek işte böyle bir şey.
Bursa’da imal edilen makineler hem üretildiği kente kazandırıyor hem de satılan beldelerin gelişmesini, modernleşmesini sağlıyor.
Kentte bazen iyi giden şeyleri de konuşmak, yazmak, bu işe kalkışanları cesaretlendirmek gerekiyor.
Atalarımız, ‘Marifet iltifata tabidir’ demişler.
Eğer Bursa’da bu üretim olmasa milyarlarca liralık dövizimiz yurtdışına çıkacaktı.
E-MAK’ın bağlı olduğu Simge Şirketler Grubu‘nun Yönetim Kurulu Başkanı Nezir Gencer ve Simge Asfalt Genel Müdürü Muzaffer Özel‘i mesleğe başladığımız ilk yıllardan beri tanıyoruz.
İkisi de son derece çalışkan, araştırmacı ve azimli insanlar.
O gün bugündür şehrimizin ve kendi firmalarının gelişimi için çalışıyorlar.
Onların da bir Bursa firması sahibi ve yöneticileri olarak Konya’ya 4 asfalt tesisi kurmaktan büyük keyif aldıklarını düşünüyoruz.
Bırakın para kazanmayı, Bursa ismini, markasını oralarda temsil etmenin ayrı bir haz verdiğini söyleyebiliriz.
Bir de o kadar mütevazılar ki, sattıkları yaptıkları işlerin reklamını da sevmezler.
Konya Büyükşehir Belediyesi kendi sitesinde paylaşmasa, biz sosyal medyada görmesek haberimiz olmayacak.
Çünkü onlar sadece üretiyor, satıyor ve bu kente katma değer sağlıyorlar.
Takım kendine gelmeli
Her sezon öncesi kombine bilet satışının azlığından yakınılır.
Bu sezon da öyle.
Elbette, yeni stadımızın koltuklarının tümünün tıklım tıklım dolması sportif anlamda hepimize ayrı bir zevk verir.
Ancak sahada pas yapamayan, gol atamayan, rakibi durduramayan futbolcular var ise, o tribünler dolar mı?
Bursa şehri takıma çok şey veriyor.
Büyükşehir Belediyesi‘nin ve Başkan Recep Altepe‘nin eleştirilere rağmen Bursaspor‘a sağladığı katkıyı söylememize gerek yok.
Taraftar dakikalarca susmadan takımı destekliyor.
Ancak, pazar akşamı Medipol Başakşehir karşılaşmasında izlediğimiz Bursaspor ne yalan söyleyelim bize gelecek vaat etmiyor.
Bu yüzden kombineler elde kalıyor.
Oynayın bakalım zirveye bilet bulunabilecek mi?