Siyasette arzu edilen en büyük makamlardan biri, mebus olup parlamentoda yaşadığın, doğup büyüdüğün memleketi temsil etmektir.
Siyaset ile meşgul olan hemen herkesin böylesi bir beklentisi olması son derece doğaldır.
Bunu eşyanın tabiatına aykırı görmemek gerek. Seçimlerin 14 Mayıs’ta olması konusunda bir mutabakat sağlanmış gibi.
Şimdi takvim işletilecek. Partilerimiz de kendi iç takvimlerini başlattı.
Milletvekilliği düşünenlerin bulundukları görevden ayrılma süreçlerini başlatan partilerimiz oldu. CHP ve İYİ Parti de bu süreç erken başladı. Şimdi sıra iktidar partisinde.
Arkadaşlarımız yazdılar.
AK Parti’de o süreç bu hafta başlıyor. Görüyoruz ki, AK Parti Bursa İl Başkanlığı’nda yöneticilerin büyük bölümü milletvekili aday adaylığı için istifa edecekler.
Keza, istişareler sonucu 7 ilçe başkanının da bu gerekçeyle görevden ayrılmaya karar verdikleri biliniyor.
AK Parti’de, bu seçimde de hem teşkilat hem teşkilat dışı rekor sayıda milletvekili aday adaylığı başvurusu bekleniyor. Aday adayı sayısını çok olması demek halen partiye ilginin de sürdüğü anlamına geliyor.
Fakat bir gerçek daha var ki, vekil adaylığı için istifa edenlerin kaçı listeye alınabilir ki? Partilerimiz ilin demografik dengelerini göz önünde tutmak isterler. Bu nedenle teşkilattaki, örgütlerdeki istifalardan listeye girebilmek çok da kolay değildir. Bazen il başkanlarının bile listelere giremediği seçimler olmuştur.
İşin bir de seçim organizasyonunu yönetecek tecrübeli yönetici ayağı var.
Onlar azalınca sahada da işler zorlaşır.
Buna rağmen listeye giremeyeceğini bildiği halde yönetimlerden ayrılmak isteyenler de çıkacaktır.
Yoruldukları veya işlerine daha fazla vakit ayırmak istedikleri için aday adaylığı kendileri için fırsattır.
Şu bir gerçek ki, siyasi partiler örgütü, teşkilatı, sahayı iyi tanıyan ve buna göre adım atan yöneticilerle avantajlı olurlar.
Boşalan koltuklar bir şekilde dolar ama siyasi hafıza da önemlidir.
Beyaz umut
Haftalardır, aylardır yollarını gözledik. Ne yağmur ne de kar kendini gösterdi. Nihayet şubat başında yollarını gözlediğimiz kar da yağmur da geldi.
Beyaz bir umut oldu hepimize.
Şimdi elbet hemen barajları tıka basa dolduracak değiller ama en azından umudumuz arttı.
Herkes rahatladı.
BUSKİ de Büyükşehir Belediyesi yöneticileri de umutlandı.
Koca bir şehrin kış kıyamette susuz kalma endişesi yaşaması ne demek?
Belki şehir merkezinde yok ama Uludağ’da ve ardında barajlarımızı besleyen yerleşimlerde kar yağışı başladı.Memlekete gidip gelirken üstünden geçtiğimiz Doğancı Barajı’nın etrafını beyaz bir örtü kapladı. Nilüfer Barajı’nı kıyıları da beyaz örtüsüne kavuştu. Uludağ’da birikenlerle birlikte hepsi barajlarımıza su olup akacak.
Çok şükür büyük bir tehlikeden şimdilik kurtulduk.
Kar demek bolluk bereket demek. Topraklarımızın da bu sayede susuzluktan kurtulması demek. Beyaz esaret görenler olabilir ama kar ve suya ne kadar hasret kalınca onlar da anlamıştır esaret olmadığını.
Yaradana şükredelim ki, bizi susuzlukla imtihan etmesin.
Yüreklerimize büyük umut olan yağmur için ona ne kadar şükretsek azdır.
Mustafakemalpaşa için işbirliği mutabakatı
Dernek yöneticileri Cennet Cankılıç, Murat Korkmaz ve Bahar Turan’ın da yer aldığı ziyarette Mustafakemalpaşa’nın kanaat önderleriyle de görüşen Akyel, “Başkan Kanar, ‘İlçemizde dağda, ovada, köyümüzde, merkez mahallelerimizde hiçbir çocuğumuz yatağa aç girmeyecek’ talimatını verdiğini öğrendiğimde tüylerim diken diken oldu. Allah razı olsun. Daima belediye başkanımızın yanındayız, birlikte olmaya devam edeceğiz. Çünkü; başka bir Bursa, başka bir Mustafakemalpaşa yok. Bu toprakları vatan kılan, fetihler yapan Osmangazi, Orhangazi, Yıldırım Beyazıt, Murat Hüdavendigar’a manevi büyüklerimize borcumuz var” dedi.
Başkan Kanar da Yörük Türkmen Dernekleri ile birlikte çalışmaya devam edeceklerini dile getirdi.
Bursa ve ilçelerinde yaşadığı düşünülen 380 bin dolayında Mustafakemalpaşalıyı biraraya getirme çabası var.
Son dönem Akyel ve arkadaşlarının tüm Yörük Türkmenleri Bursa’da öne çıkaran çalışmalarına şahit oluyoruz.
Biz de toplum yararına atılan her adımı takdirle karşılıyoruz.