Bursa’nın dört bir yanı zengin cevherle çevrili. Bunları yüzeye çıkarabilmek için zaman zaman için ağır bir bürokrasi süreci geçiriliyor.
Çevresel endişelerle projelerin yaşama geçirilmesi zaman alıyor.
Ankara merkezli bir şirket, Bursa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü‘ne başvurarak, İnegöl’e 28 kilometre mesafedeki Mesruriye Mahallesi‘nin yaklaşık 25 hektarlık arazisinde, seramik yapımında ve yapıştırmasında kullanılan Vollastonit ile altın, gümüş, bakır ve molibden ocağı işletmesi için ÇED süreci başlattı.
Empıre İnternational Anadolu Madencilik Anonim Şirketi bu amaçla iki yıl önce aldıkları ruhsatlı sahada, derinliği 150 metreyi bulan kuyular açarak, yılda 50 bin tonluk maden çıkarmayı hedefliyor.
Proje ÇED başvurusu yapan danışman şirket, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne, can güvenliği ile çevreye zarar vermeyeceklerini dair taahhütte bulunmuş.
Nerede kullanılıyor?..
İl Müdürlüğü’ne sunulan rapora göre Mesruriye’den çıkarılacak cevherler şu sektörlerde işleniyor.
Vollastonitin endüstriyel hammadde olarak çok kısa geçmişe var.
Seramik sanayinde kullanılan vollastonit, dolgu malzemesi olarak boya, plastik, lastik
, metalürji, cam sanayilerinde ve kaynak elektrodu yapımı ile
portland çimentosunda kullanılıyor.
Elektrik iletkenliği yüksek ve kolayca kimyasal tepkimeye
girmeyen altın ise en çok takı dışında, elektrik ve elektronik sanayilerde bağlantıların, terminallerin, baskı
devrelerinin, transistörlerin ve yarı iletken sistemlerin kaplanmasında değerlendiriliyor.
Gümüş fotoğraf sanayi, elektronik, para
imali, süs eşyası ve takı yapımı, alaşımlar ve dişçilikte aktif kullanılıyor.
Bakır; elektrik, elektronit, inşaat, kimya, turistik eşya, radyatör, boru, kimya ve
mühimmat yapımı gibi alanda değerlendiriliyor.
Molibden de alaşım olarak ilgili sektörlerde çok aranan bir madde.
Kültür AŞ Yayınevi
Bir kentin geleceğine iz düşebilmek için sadece beton yapılar yetmez.
Şehrin belleğine basılı eserler, kitaplar da bırakmanız gerekir.
Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür AŞ ile Bursa Araştırmaları Merkezi bunu çok iyi yapıyor.
Eli kalem tutan, bu kent için yazıp söyleyebilecek bir şeyi olan herkese kapılarını açmışlar.
Bugüne dek 270 eser yayınlamışlar.
Hepsi, kentin geçmişini günümüze taşıyor.
Önceki gün ilk kez gezdiğimiz Bursa Göç Müzesi‘nde 6 eser birden daha kattılar kent belgeliğine.
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe bu işe önem veriyor.
Siyasi irade olarak, şehre kitaplarla değer katacak isimlere hamilik yapıyor.
Keza, Kültür AŞ Genel Müdürü Rıfat Bakan‘ın da bu konuda emeği çok.
Bursa Araştırmaları Merkezi’nde de kent için kafa yoran çok sayıda dostumuz var.
Hepsini kutluyoruz.
Bursa’yı öne çıkarma ve gelecek kuşaklara eserler bırakma adına çabalıyorlar.
Bir gözlemimizi aktaralım.
Aynı isimler yerine, eser sahiplerinde de çeşitlendirmeye önem verilmeli.