İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak’ı Olay’ın internet portalında ağırladık.
Başkan ile Bursa projelerini, ulaşımı, kent gündemini ve depremi konuştuk.
Peki İMO Başkanı Albayrak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca desteklenen Hanlar bölgesinin ortaya çıkarılma projesine nasıl bakıyor:
“Bursa, Türkiye’nin çok üreten kenti fakat ürettiğinin karşılığını yeterince alamıyor. Biz bundan mustaribiz. Bursa desteği hak ediyor. Siyasi parti ayrıt etmeksizin Bursa lobisi oluşturalım istiyoruz. Hep kamuoyu baskısı oluşturulmasını dile getirdik. Hanlar bölgesi bizim başından beri çok takip ettiğimiz ve benimde şahsen kafa yorduğum bir proje. Osmanlı’nın başkenti olan bir Bursa’dan bahsediyoruz. Bütün belediye başkan aday adaylarının dahi seçim beyannamelerinde var olan bir konudur Hanlar bölgesinin gün yüzüne çıkarılması.
Başkan Albayrak Emek-Şehir Hastanesi raylı sistem hattının Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca üstlenilmesini de olumlu bulduklarını vurguluyor.
Albayrak şehrin ulaşım ve yatırım projeleri için bakın neler söylüyor:
“2017’de bizim çok net açıklamamız vardı T-2’nin yeraltına alınması için. Burada DOSAB, Panayır, Ovaakça, Gemlik Serbest Bölgesi var. T-2 hattını takip ediyoruz. Bu hattın daha fazla uzamadan mutlak surette tamamlanması lazım. Yarım kalmamalı. Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi de yarım duruyor. Çelikpalas üstündeki otel inşaat da yarım duruyor. İnşaatların yarım kalması biz inşaat mühendisleri açısından sakıncalıdır. Demir filizleri korozyona uğruyor, deprem izolatörlerinin yağmurdan, tozdan korunması gerekiyor. Kesinlikle AOS Devlet Hastanesi’nin şimdi yapılıyor olması lazım. Yeteri kadar fizibilite yapmayınca öngörülen tarihler tutmuyor. Hızlı trende olduğu gibi. Bursa ulaşım anlamında üvey evlat. Ankara’ya en uzun ve uzak şehir olarak algılıyoruz. Bursa’nın acil olarak hızlı trene kavuşması lazımdır. Geç kalmış bir yatırımdır ve Bursa’ya yapılmış bir haksızlıktır. Umarım bu haksızlıktan biran önce dönülür. Şehir Hastanesi bağlantısının acil olarak yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Neticede oraya çok güzel bir hastane yapıldı, işletilmesi lazım. Ulaşım sıkıntısı giderilmezse insanlarımız oraya 3-5 sene daha gidemeyecek. İnsanlar oradaki hastanelerin varlığından habersiz. Şevket Yılmaz ve Çekirge Devlet’te inanılmaz bir yoğunluk var. Bursa için belki de birinci öncelik Emek-Şehir Hastanesi raylı sistem hattının yapılmasıdır.”
Bursa’nın bir başka sorunu olan kentsel dönüşüm için de Albayrak şunları dile getiriyor:
“Bu konuda Ankara’da temaslarımız olmuştu. Siyasetçi bunu çözmek istiyor, arzu ediyor. Oradaki sıkıntı yönetmeliklere aykırı hareket edilmesi. Yönetmelikleri biz yapmışız. Şehir böyle gelişsin dediğimiz, kendi koyduğumuz kurallara aykırı hareket ediyoruz. Bunların düzeltilmesi lazım. Bursa’da şu an çözülemeyen 85 dosya var. Bunlardaki emsal artışları falan haksızdır. Bu konu farklıdır, bunu tartışmıyoruz ama işin mağduriyet boyutu da var. Çözülürse Bursa bu problemden kurtulacak, 85 şantiye olacak, çirkin görüntü ortadan kalkacak ve mağduriyet giderilecek. Bunun dışında kentsel dönüşümün yöntemleri var. Rezerv alanlar ihdas edilerek başlanılır. Belli sayıda konut yapıp çevreyi orayı taşıyıp, çevresini yaparsınız. Kentsel dönüşümün suya düşen damlalar gibi halka halka genişlemesi lazım. İnsanların evini yıkıp nereye taşınırsan taşın, nerede oturursan otur diyemezsiniz. Yeni dönüşümlerde ilave okul, altyapı, hastane, ibadet alanı, park gibi ihtiyaç alanları sağlanmalı. Rezerv alanlarda konutlar üretilmeli. Bursa’da kentsel dönüşüm böyle yürümeli.”
İMO Başkanı’nın yarım kalan Yeni Çelikpalas Oteli binası ve arazisine ilişkin düşünceleri de şunlar:
“Bu alan eskiden Emekli Sandığı’nın çok değerli bir mülküydü. Önündeki mevcut yapıyla birlikte 50 dönümü buluyor. SGK’nın hali malum. Asgari ücretle emekli olan vatandaşımıza verdiği maaş ortada. Dolayısıyla SGK’nın gelire de ihtiyacı var. Burası daha evvel satılmıştı, fakat ekonomik sıkıntılar başlayınca özelleştirme bozuldu. Tekrar SGK’ya döndü. Burada yarım kalmış bir inşaat var. Yıkılması bizi sevindirir ama teknik açıdan sıkıntı var, orası eğimli arazi üzerine kurulmuş, inanılmaz miktarda hafriyat yapılmış. Orada zeminin toprak yapısı ile oynanmış. dayanma yapıları, kazık imalatı var. Yıkarken dikkatli olmak gerekiyor. Şevde sıkıntı oluşturabilir. Umarım paldır küldür yıkmaya başlamazlar. Orada ciddi imalatlar var çok dikkatli yıkılması lazım. Buranın yıkılıp yerine yeni bir dev bina yapılması da sıkıntı. Umarız Bursa güzel bir yeşil alan kazanır. Oraya 2,35 emsalli 10 katlı yeni bir bina yapmaktansa, eğer yeşil alan olmayacaksa sanki bu halini değerlendirmek daha mı uygun olurdu tartışmak lazım. Gelinen noktada umarım ki, yeşil alan olur. Belediye burayı SGK ile takas yapsın kuruma da başka yerden arazi versin. SGK’nın malı olmasına da farklı bir açıdan yaklaşmak lazım. Çok paraya ihtiyacı olan bir kurumumuz.”
Albayrak depreme hazırlık konusunda da şunları ifade ediyor:
“Depreme hazırlık vatandaş eliyle yapılacak bir şey değil. Ciddi araştırılması gereken altyapısı olması gereken bir konu. Ülke olarak şehir şehir acil afet eylem planı yapılması gerekir. Ülkemizin çok büyük bölümü deprem kuşağında. Sanki biz depreme hazırlığı fay hatlarını konuşarak, yeraltını inceleyerek, bunlarla ilgili hazırlık yaparak sağlayacağımız kanısı hakim. İstanbul’un fayları, zemin yapısı her şeyi biliniyor. Yapılara kimse dokunmuyor. Bizim mustarip olduğumuz konu bu. Yeri ve zemini konuşmakla depreme hazırlanılmaz. Binalara dokunmazsanız depremden önce çürük binaları kendi elinizle yıkmazsanız deprem gelip yıkıyor mal ve can kaybı oluyor. Bunun için Körfez depreminin üstünden 20 yıl geçti hep konuştuk. Açık arazide deprem olmuş korkar mısınız? Neden korkuyoruz? İçinde yaşadığımız yapılardan dolayı korkuyoruz. İnsanlarımızın önceliği depreme dayanıklı yapılarda yaşamak olmalı. Üstüne para alayım, büyük daire alayım bunlar bize gelecekte sıkıntıya sokar. Şimdi değil ama sonraki kuşakları sıkıntıya sokacak davranışlardır. Binalara dokunmadığımız sürece bu Bursa için de böyle, depreme hazırlıklı olamayacağız.”