Yerel yönetimlerin kuruluş amacı bellidir.
Onların asıl sorumlulukları, bulundukları yerde halka doğumdan ölüme hizmet götürmektir.
Yasa böyle emretmesine rağmen, bugün ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki kimi HDP’li belediye başkanlarının işbaşında bulunduğu yerleşimlerde belediyecilik hizmeti adına bir şey görebilmek çok zor.
Ne sokakları sokak, ne caddeleri cadde.
Halkın yaşamını kolaylaştırmak için seçilmiş başkanların kimlik siyasetinden öte yaptıkları bir şey yok.
Zaman zaman gazete ve televizyon haberlerini yansıyor.
Dün de, Başbakan Ahmet Davutoğlu‘na sunulan ‘HDP’li Belediyeler Raporu’nda düşündürücü detaylar vardı.
Biz biliyoruz ki, yasaya göre yerel yönetimlerin personel giderleri bütçedeki oranı olan yüzde 30′u aşmaması gerekiyor.
Adı geçen partiye mensup belediyelerin bütçeleri içinde personel giderleri neredeyse üçte ikisini bulur hale gelmiş.
Yatırıma ayrılan kaynak ve oranlar o kadar düşük ki, bu belediyelerin halka hizmet götürme gibi birincil bir hedeflerinin olmadığı da net biçimde görülüyor.
Sabah gazetesinde dikkatimizi çekti.
Gelir kaynaklarının yüzde 85′ine yakını Ankara‘dan gönderilen vergi paylarından oluşan HDP’li belediyeler, bunun ağırlıklı kısmını personel gideri gösterip ‘teröristlere aktarmakla’ suçlanıyorlar.
Devletin raporlarına girmiş iddialar bunlar.
Bizzat Başbakan’ın önüne konulan istihbarat raporları. Haberde rapora ilişkin başka veriler de var.
Örneğin;
Diyarbakır, Van, Mardin gibi HPD’li Büyükşehir belediyelerine, nüfusa göre diğer büyükşehirlerden daha fazla kaynak gönderildiği halde, bunun hizmete yansımadığı belirlenmiş.
Sabah’tan Uğur Yıldırım‘ın haberinde, merkezi hükümetten gönderilen paylar Diyarbakır‘da gelirlerin yüzde 83,5′unu, Van‘da yüzde 71,6′sını, Mardin‘de ise yüzde 96,7‘sini oluşturuyor.
Bu üç belediyenin personel giderleri de çok yüksek.
Diyarbakır’da yüzde 25,9, Van’da yüzde 38,9 ve Mardin’de yüzde 62,6’ya ulaşmış.
Personel giderleri HDP’li belediyeler dışında diğer büyükşehirlerde ise yüzde 11,7′i geçmiyor.
Gelelim yatırım giderlerine.
Başbakan’a sunulan raporda HDP’li belediyelerin yatırım oranları da yok denecek kadar az.
Bu oran Diyarbakır’da yüzde 20,7, Mardin’de yüzde 7 ve Van’da ise yüzde 10,9.
Türkiye genelindeki beledeyilerin yatırım ortalaması ise yüzde 46,9.
Yani, nereden bakarsanız bakın HDP’li belediyelerin belediyecilikle seçilmişlikleri dışında bağlantısı yok.Sadece, halk oyuyla gelip koltuğa oturmuşlar.
Bursa‘dan buna bir örnek de biz verelim.
Örneğin;
Bursa Büyükşehir Belediyesi‘nin personel gideri yüzde 12′yi geçmiyor.
Ama yatırım oranın bakıldığında yüzde 70′ye yakın.
HDP’li belediyeler ne bütçe dengesi ne de yatırım dengesi gözetiyor.
Yerel yönetimlerde başarı biraz da bütçe performansına bağlıdır.
Hedefler, öngörüler, tahakkuklar, gerçekleşmeler ne kadar yakın tutturulabiliyor ise, başarı da o oranda artıyor.
HDP’lilerin böyle bir derdi yok.
Yatırıma ayrılan rakamlar çok düşük.
Örneğin, Büyükşehir olmayan Şırnak Belediyesi‘nin bütçedeki yatırım oranı yüzde 1,7, Hakkari‘nin ise yüzde 14,9.
Buralarda da kimlik siyasetini öne çıkaran belediye başkanları işbaşında.
Tablolarlardan anladığımız şu.
Hendekçi bölücülere lojistik destek sağlayan bu beledeyiler için devlet acilen birşeyler yapmalı.
Gerekirse, kamu düzeni sağlanana dek, yerel demokrasiye aykırı da olsa, halka hizmet götürmek için buralara başkan atamalı.
Can ve mal güvenliğinin olmadığı, adil ve yeterli hizmet alma olanağının tümüyle ortadan kalktığı yerlerde vatandaşın beklentileri bir şekilde karşılanmalı.
Bölücü teröristler ve bunlara lojistik destek sağlayanlar kentlerden enterne edilene dek bunu kaçınılmaz görüyoruz.