Dün, Bursa Büyükşehir Belediyesi‘nin kentimizdeki STK‘lara sağladığı kültür turları kapsamında Çanakkale‘deydik.
Ecdadın kanlarıyla yoğurduğu o toprakları bir kez daha görme fırsatı bulduk. Bir kez daha, yaşamlarının baharında Çanakkale‘yi yedi düvele geçilmez kılan atalarımızı, 253 bin şehidimizi rahmetle ve minnetle yâd ettik. Onların ne büyük bir fedakarlık yaptıklarını abideleri, şehitlikleri, müzeleri görerek anladık.
Tarihi yarımadada önceki yıllara göre büyük değişim olmuş.
Geçiş ücretinin yüksekliğinden ve geçen araç sayısının azlığından yakınan muhalefetin 20 yıldır AK Parti hükümetlerinin yap-işlet-devret projelerini eleştirdiklerini biliyoruz.
Elbette bir geçiş garantisi verilerek böylesi devasa projelere dış finasman ve yüklenici aranıyor. Devlet kasasında hemen olmayan parayla belirli süre ve geçiş garantili projeleri özel sektöre yaptırıyor. Sözleşmede belirlenen geçiş sayılarına ilk yıllarda hemen ulaşılamıyor. Aradaki farkı sözleşme gereği Hazine üstlenmek durumunda.
Hazine’nin halen garanti bedeli ödediği ulaşım projeleri olabilir. Fakat bu projelerin Hazine’ye getirdiği garantili geçiş yüküne değil, ülke ekonomisine kattığı değere de bakmak gerek.
Zamandan, yakıttan sağlanan tasarruf, daha fazla katma değer sağlıyorsa garanti bedeline takılıp kalmamak gerekiyor. Kaldı ki, koca otobüs için alınan geçiş ücreti 250 lira. İçeride 45 kişi var. Küçük araçlar için bu rakam yüksek gelebilir ama konfor, yakıt ve zaman tasarrufu gibi parametreler göze alındığında buna değer. Kaldı ki, feribotla geçiş seçeneği de devre dışı bırakılmış değil.
Tasarım ve mühendislik şaheseri
Bundan vatansever bir yurttaş olarak gururlanmamak mümkün değil. Eleştirenleri, lüzumsuz görenleri, yapım modelini doğru bulamayanları yadırgamıyoruz ama biz de bunun bir yoğurt yeme biçimi olduğunu düşünüyoruz.
20 yıldır kesintisiz iktidarda kalan AK Parti hükümetlerinin ülkeye eserler kazandırmada tercih ettiği bu modelin halk tarafından da kabul gördüğü anlaşılıyor. Öyle olmasa, yeni bir siyasal hareket kuruluşundan kısa süre sonra iktidara gelip, bunca süre koltukta kalabilir mi?
Olası bir iktidar değişikliğinde bu yöntemi terk edecekler çıkabilir. O vakit, ortaya hangi yönetimi kullanacaklarını da halka deklare etmeleri gerekiyor.
1915 Çanakkale Köprüsü bize göre Türkiye‘nin övünç duyacağı, kendi mühendis ve işçisiyle kısa sürede başardığı muhteşem bir eserdir.
Ne kadar övünsek azdır.
Yönetmelik değişikliğiyle sağlanan istihdam fırsatı
Örneğin; İnşaat Mühendisleri Odası‘nın önceki dönem başkanı Mehmet Albayrak bunu sık dillendirenlerdendi. O dönemki rakamlarla odaya başvuru yapan 500 mühendis işsizdi. Şimdi bu rakam daha da artmış olabilir.
Sık sık meslek yasa ve yönetmeliklerinin güncellenmesi gerektiğini dile getirirdi. Onlardan biri şantiye şeflerini ilgilendiriyordu.
Bir şantiye şefi, 30 bin metrekareye kadar büyüklükteki 5 projede tek başına sorumluluk alabiliyordu.
Bu da inşaat mühendisi, mimar gibi meslek disiplinlerinde işsizliğe yol açıyordu.
Akademik Odaların istediği o düzenleme yapıldı.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı şantiye şeflerine verilecek metrekare sorumluluğunu azalttı.
Bakan Kurum önceki gün yaptığı paylaşımla “Şantiye şefleri yönetmeliğini yeniledik. İş sayısını iş büyüklüğüne göre düzenledik. Yeni adım yeni istihdam alanı doğuracak. Yaklaşık 10 bin mimar mühendise iş kapısı açılacak. Hayırlı olsun” dedi.
Buna göre; şantiye şefliği yönetmeliği düzenlemesi 3 kategori de belirlendi. Şantiye şefleri bundan böyle inşaat yapı alanı bin 500 metrekareyi geçmeyen 4 iş, 4 bin 500 metrekareyi geçmeyen 3 iş, 7 bin 500 metrekareyi aşmayan 2 iş veya 7 bin 500 metrekareyi geçen tek işlerde sorumluluk üstlenebilecekler.
Uygulama yurt genelinde iş bulamayan inşaat mühendisi ve mimarlara yarayacak.
Bakan Kurum’un, kendi meslektaşlarından gelen çağrıya kulak vererek, yıllardır ötelenen ve halı altına süpürülen sorunu çözdüğü anlaşılıyor.