Harmancık’ta bulundu Avustralya’da satılıyor

Yıllar evvel Harmancık’ta köylünün tarlasından ton hesabı, çok ucuza satın alınıp, nerede kullanılacağı bile açıklanmadan götürülen taşların bugün Avustralya Televizyonu’nda gümüş yüzüklerin üzerinde takı olarak satıldığını görüyoruz.

Tespitleri, Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksekokulu Kuyumculuk ve Takı Tasarım Programı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Murat Hatipoğlu hoca ve ekibi seneler önce bölgedeki incelemeleri sırasında yapmıştı.

Harmancık ilçemize bağlı Akpınar Mahallesi sınırlarındaki Uluköy’de tespit edilen süstaşları artık dünyanın dört bir yanına satılıyor.

Gelişmeyi Prof. Hatipoğlu sosyal medya hesabından duyurunca bizim de dikkatimizi çekti.

Avustralya televizyonunda Harmancık’ta çıkan süstaşlarından yapılmış gümüş yüzüklerin en ucuzunun 250 dolarlar civarında satıldığını görüyoruz. Kolye ve bilezikli fiyatlarının da 1000 dolarla kadar satıldığı anlaşılıyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksekokulu Kuyumculuk ve Takı Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatipoğlu gelişmeyi su satırlarla duyurdu;

“Avustralya televizyonunda satılan gümüşlü takılar ve ismini benim koyduğum Bursa/Harmancık bölgesinde bulunan Tavşanlı Metamorfik Zonu’nun harika kayacı olan (başta jadeit olmak üzere altı farlı mineralden oluşmuş) ve dünyada sadece burada bulunan ‘Türkiyenit’ süstaşlarımız tanıtımımızı yapan doğal elçilerimiz olarak hepimize gurur vermektedir.”

Türkiye’nin topraklarından çıkmış cevherin işlenip, yurtdışına satılması gurur verici. Hem döviz girdisi hem de sağladığı refah açısından sevinmemek mümkün değil.

Keşke o refaha, zengin cevherin üzerinde oturan yoksul köylü de erişebilmiş olsa.

Kendi doğum yerimizi de olan Harmancık’ta tespit edilen böylesi değerli bir süstaşının ülkemize döviz getirmesini önemsiyoruz.

Bağrında değerli krom, kömür, süstaşı vb. gibi cevherleri barındıran topraklarda yaşayan yoksul insanımıza da bunların getireceği zenginliğin fazlasıyla yansımasını diliyoruz.

Artvin için yardım kampanyası başlattılar

Ülkemiz güneydeki yangınlar nedeniyle zor günler geçiriyor. Büyük bölümü kontrol altına alındı ama halen söndürülemeyen ve başka illerimize de sıçrayan yangınlar sürüyor.

Doğu Karadeniz’de, yeşili ile meşhur Artvin ilimizde bir köydeki evler tamamen yandı.

Yusufeli ilçesine bağlı Yüncü Köyü’nde, 3 Ağustos’ta çıkan yangın söndürülemeyince evlerin tümü kül oldu. Yusufeli Kaymakamlığı, yangından etkilenenlere yardım etmek isteyen yurttaşlarımız için tek elden bir yardım toplama kararı aldı.

Bu kapsamda, vatandaşların Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın Yüncüler Köyü Tüzel Kişiliği Bağış Hesabı’na katkı yapabileceklerini duyurdu. Vatandaşlar vakfın TR130001000412568082775002 No’lu İBAN hesabına bağışta bulunabilecekler.

Bursa Artvin Vakfı da hemşerilerine çağrı yaparak, Yüncü Köyü’ne destek istedi.

Devlet yaraları sarıyor ama Türk halkı, zor durumdaki insanımıza gönlünden kopanı da esirgemiyor.

Dayanışma böyle zamanlarda gerekli.

Bunu güney illerimizdeki yangınlarda fazlasıyla gördük.

Bursa’da ürkütücü tırmanış

Gözümüz kulağımız devam eden yangınların söndürüldüğü haberlerine çevrili ama bir yandan da acı bir gerçekle karşı karşıyayız.

Türkiye’nin koronavirüs tablosu maalesef giderek ağırlaşıyor. Bu gidişle yeni Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ‘açmak için ne gerekiyorsa yapacağız’ diyor ama okullar bile zor açılır.

Günlük vaka sayılarımız 30 binlere dayandı. Ölümler de iki katına çıktı.

Bursa’nın 100 bin de 43 gözüken vaka sayısı, son bir haftada Sağlık Bakanlığı’nın güncellemesiyle 100 binde 94’lere kadar fırladı. Bir haftalık artış bir katından fazla.

Bu gidiş nereye diye sormadan edemiyoruz.

Şehirde halen 800 binden fazla insanımız aşı yaptırmamak için diretiyor. Onlar direttikçe vaka sayımız da katlanıyor.

Gidişat hiç de iyi değil. Kendimize gelmek, silkinmek ve yeniden toparlanmamız gerekiyor.

Tabloyu değiştirmek bizim elimizde.

Bursa’yı, ‘yüksek riskli iller’ kategorisinden çıkarmak durumundayız. Bunun için daha çok aşı, daha fazla tedbir şart. Gevşettiğimiz tedbirleri yeniden sıkılamak durumundayız.

Yoksa kısıtlamalar kapıda görünüyor.