Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü misali geçtiğimiz gün Bulgaristan Başbakanı Boiko Borisov kişisel facebook hesabından bir açıklama yaptı.
1984‘de dönemin Bulgar Komünist Partisi tarafından Türk azınlığa dönük başlatılan, sözde ‘Bulgarlaştırma’ ve asimilasyon hareketinin yıldönümünde gelen açıklamada Borisov, ülkesindeki bunun hesabının sorulmadığını vurgulamış.
Borisov sanki günah çıkartmış.
O tarihlerde Borisov’un da zulmün mimarı olan Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov‘un genç korumalarından biri olduğu iddiaları var.
Gelelim merkezi Bursa‘da bulunan Balkan Göçmenleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nden Borisov’a yapılan çağrıya.
Dün Bal-Göç ve BGF Genel Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özkan ile konuştuk.
Özkan, daha önceki gün Bulgaristan’daki etnik temizlik hareketlerini kınama törenlerinden döndü.
Özkan, açıklama üzerine kendilerinin de karşı bir bildiriyle bu konudaki bombayı Bulgar Başbakan’ın kucağına attıklarını söyledi.
Özkan şunlara değindi:
“Aralık 1984’te başlayan ve 1989 zorunlu göçüyle Türkiye’ye 350 binin üzerinde Türk’ün göç etmesine yol açan Bulgaristan’daki ‘etnik temizlik’ politikalarının 30. yıl dönümüne gelinmiştir. Todor Jivkov sonrası dönemde demokrasi süreciyle Bulgaristan Türkleri haklarını ‘kısmen’ geri almışsa da 1984-1989 dönemindeki asimilasyon politikalarının suçlularından tam anlamıyla hesap sorulmamıştır.”
Özkan şöyle devam etti:
“Başbakan Sayın Borisov asimilasyon politikalarına atfen ‘görünmeyen ancak Türk asıllı vatandaşlarımızın ruhlarında çok ağır darbeler bırakan, kendilerine ve ailelerine karşı uygulanan şiddet, Komünist Partisi tarafından sanki kolayca unutulabilir hale getirildi” ifadesini kullanmıştır. Sayın Borisov’un söz konusu açıklaması, Teşkilatımızca memnuniyet verici bulunduğunu belirtmek isteriz.”
Açıklamanın samimi olması için Borisov’un bunu kişisel hesabı yerine Başbakanlık tarafından yapması gerektiğini de hatırlatan Özkan devamla şunları vurguladı:
“1997 ve 1998 yıllarında dönemin Bulgaristan Cumhurbaşkanı Sayın Petar Stoyanov ve Başbakanı Sayın İvan Kostov tarafından sözlü olarak iki kez özür dilenmesinin yanı sıra, Ocak 2012’de Bulgaristan Parlamentosu’nda, “Bulgaristan Müslümanlarına Karşı Zorla Uygulanan Asimilasyon Sürecinin Kınanmasına İlişkin Bildiri” kabul edilmiştir. Bunun yanı sıra 16 Kasım 2013 tarihinde o dönemin Bulgar Sosyalist Partisi Genel Başkanı Sayın Sergey Stanişev de Türklerden özür dilemişti.”
Borisov’a, suçluları adalet karşısına çıkarma çağrısını yineleyen Özkan, Bulgaristan Anayasası’nın bu konuda Başbakan’a yetki verdiğini de hatırlattı.
Özkan’ın asıl çağrısı ise, aslında çok gecikmiş ve telsim edilmemiş bir hakkı içeriyor.
“Resmi kayıtlara göre 1984-1985 yıllarında isimleri zorla değiştirilen bir milyon 306 bin kişiden, hala hayatta ve vefat etmiş Türk isimlerinin kanuni bir düzenleme ile mağdur Soydaşlarımızın şahsi hiçbir müracaatları beklenmeden eski kütüklerdeki Türk adlarının iade edilmesi en büyük beklentilerimizden biridir.”
Komşu Başbakan Borisov gerçekten samimi ise bu çağrıya kulak verir.
Sonra bir de insanın hesap sorulmayanlar için, ‘Elini tutan mı var Sayın Başbakan’ diyesi geliyor.