Daha seçilmeden önce mesajını net vermişti.
Alışılışmışın ötesinde, darbe dönemlerinden kalma teamülleri dikkate almayan, sıra dışı bir cumhurbaşkanı profili çizeceğini dillendirmişti.
Çankaya‘ya hapsolup, sadece TBMM’den gönderilen kanunları onaylayan bir cumhurbaşkanı olmayacağını açık açık vurgulamıştı.
Öyle de yapıyor.
Muhalefetin tepkilerine kulak tıkıyor.
Bildiği gibi davranıyor.
Hiç durmuyor, hiç de susmuyor.
Bir hafta yurtiçinde bir hafta yurtdışında.
Avrupa’dan Afrika’ya, dünyayı dolaşıyor.
Yine gidecek.
Bu kez rota Latin Amerika‘ya çevrilmiş.
Söylemleri de partili bir cumhurbaşkanı gibi.
Sert ve tonu yüksek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Bursa‘daydı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 55 destek aldığı Bursalılara teşekkür ziyaretine geldi ama gelmişken, kentin toplam maliyeti 368 trilyon lirayı bulan 58 tesisinin açılışın da yaptı.
Lodos yüzünden canlarını verenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
Zarara uğrayanların tespitlerinin ardından AFAD tarafından gerekli yardımın yapılacağı müjdesini verdi.
Bursaspor‘a övgüde bulundu, başarı diledi. Kentin kısa süre sonra modern bir stada kavuşacağına işaret etti.
İstanbul-İzmir Otobanı‘nın 2016 Mart’ında açılacağını, İzmit Körfez Köprüsü’nün de Aralık 2015‘de hizmete gireceğini duyurdu.
51 bin Suriyeliyi barındıran Bursalılara devlet adına teşekkür etti.
Erdoğan kendisinden, Başbakanlığı döneminde Vahide Aktuğ İlköğretim Okulu’na spor salonu isteyen kızın bu isteğinin Büyükşehir Belediyesi‘nce yerine getirilmesi nedeniyle de kürsüde teşekkür çiçeği aldı.
Bursa ziyareti Erdoğan’ın seçim sonrası teşekküre gittiği 7. şehirdi.
Erdoğan’ı Bursa’da geçmişte çok dinledik.
Dünkü konuşmasında tam bir siyasi mitingi andırıyordu.
Parti lideri gibi konuştu.
‘Tarafsızlık yeminine bağlı kalmalıydı’ diye eleştirenleri hiç umursamadı.
“Benim yerim milletin yanı, siz yanlış yerdesiniz” sözleriyle de kendisini suçlayanlara göndermede bulundu.
Muhalefet parti liderlerini paralel örgütle işbirliği yapma suçlamasını sürdürdü.
Pensilvanya’daki cemaat liderine de çattı.
Bankasına el konulan Gülen’e, “Ya sen hoca mısın, banka patronu musun” diye soran Erdoğan, CHP liderine de isim vermeden, “siyasi genel müdür” yakıştırmasında bulundu.
Bunlar, bildiğimiz eski cumhurbaşkanlarının yapacağı konuşmalar değil.
Başta da dedik ya, o farklı bir cumhurbaşkanı olacağını Bursa‘da da gösterdi.
Başkanlık sistemi, anayasa değişikliği için gerekli sayısal çoğunluk, çözüm sürecinin devamı için 7 Haziran‘da yapılacak seçimlerde Bursalılardan 400 vekil istedi.
Üstelik bunu söylerken, “400 vekil vermeliyiz ki, gümbür gümbür iktidarda olan bir parti bunları gerçekleştirsin” sözleriyle isim vermeden AK Parti’ye destek çağrısı yaptı.
Erdoğan Başkanlık sistemine değinirken, kendisinin bunu belediye başkanlığı döneminde beri savunduğunu, mevcut parlamenter sistemin hükümetlere patinaj yaptırdığını anlattı.
Öyle görünüyor ki, Erdoğan bundan sonra gideceği kentlerde de benzer konuşmalar yapacak.
Cumhurbaşkanı, Bursa’daki konuşmalarıyla, muhalefetin 7 Haziran’daki bir rakibinin de kendisi olacağını gizlemedi.