Yerel yönetimlerin yatırım amaçlı dış finans kaynaklarından temin ettiği kredilerin geri ödemisinde döviz artışları büyük sıkıntı.
Dün hareketlenen döviz piyasası belediyelerin borçlarını bir günde milyonlarca lira daha artırmış oldu. Dün döviz kurunda yaşanan yüzde 7’lik artış aynı oranda belediyelerin borçlarını da büyütmüş oldu.
Örneğin; aklımıza gelen ilk yeni borçlanma BUSKİ Genel Müdürlüğü’nün Avrupa Yatırım Bankası’ndan temin ettiği 150 milyon Euro’luk kaynak. O kredi, Bursa Su Temini projesinde Çınarcık Barajı’ndan kente su getirilmesi amacıyla ve altyapı yatırımlarında kullanılmak için temin edilmişti. Kredinin bir günde sadece ana parasındaki artış ürkütücü boyutlarda. Buna faizler dahil değil. 24 lirayı geçen Euro BUSKİ’nin borcunu da bir günde katlamış oldu.
Sadece BUSKİ’nin değil, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kullandığı diğer dış kredi borçları da bu vesiyleyle yükselmiş oldu.
Dövizle borçlanmanın dezavantajı maalesef bu.
Ancak, yatırım yapabilmek için de bazen dış kredi kuruluşlarına başvurulabiliyor.
İller Bankası kaynaklarının yerel yönetimlere yeterli gelmediğini biliyoruz. Bu amaçla başvurulan dış kredi kuruluşları ve yerli bankalardan alınan kredi maliyetlerinin de az olmadığı bir gerçek.
Dövizdeki bir liralık kıpırdamanın belediyelerimizin borç yükünü artırdığı zor bir dönem yaşanıyor. Bunun yakın gelecekte su faturalarına da artış olarak yansıması söz konusu.
Aksi halde, kredi dilimlerinin geri ödemesinde sıkıntı yaşanacaktır.
Bu artış sadece Bursa’yı değil, bu yolla yabancı kaynaklardan borçlanan tüm yerel yönetimleri de karar kara düşündürecektir.
Kredileri geri ödeyebilmek için öz kaynağı daha çok kullanmak zorunda kalacak belediyelerimizin yatırım harcamalarında da kısıntıya gitmeleri gündeme gelebilir. Bu da hedeflerin ve vaatlerin ötelenmesi anlamına geliyor.
Umarız, dövizdeki hareketlilik sakinleşir ve geri döner. Aksi halde, belediyeler kadar, küçük esnafı ve yurttaşı da sıkıntıya sokacak bir kıpırdama ile karşı karşıyayız.
Devletin ilgili kurumlarının müdahalesiyle döviz piyasaları sakinler mi bilmiyoruz ama umarız bunun olumsuz bir toplumsal faturası olmaz.
Orhaneli Kosovalı kardeşini ağırladı
Belediyelerimizin bir çoğunun yurtdışındaki kimi kentlerle kardeşlik ilişkileri var. Bursa’nın yurtdışındaki kardeş sayısının 20’leri geçtiğini biliyoruz. Keza, ilçe belediyelerimizin de değişik ülkelerden kendilerine kardeş şehirler edindiklerini hatırlıyoruz.
Orhaneli ilçemiz, Kosova’nın Dragaş Belediyesi ile kardeşlik ilişkisi başlatılmıştı.
Dragaş’tan gelen konuk Belediye Başkanı Behçet Seladini, meclis başkanı ve üyeleri Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt tarafından ağırlandı.
İlçenin meşhur Beyce Pazarı ve Sadağı Kanyonu’nu gezen konuk heyet daha sonra kadınların kurduğu Orhaneli Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’ni de ziyaret ettiler.
Başkan Aykurt konuk heyeti Karagöz Piknik Alanı’nda yapımı tamamlanan kırsal kalkınma projesinde ağırlarken, bir yılda 15 bin kişinin kullandığı rafting sahasını da gezdirdi. Kosovalı misafirlerin Orhaneli’de Büyükşehir Belediyesi ve Gençlik ve Spor Bakanlığı desteğiyle yapımı süren projelerden etkilendiğini de öğrendik.
Konuk heyetin Orhaneli’yi ziyaretinde Kosova Bursa Kültür Koordinatörü Recep Gündüz de yer aldı.
Bursa’yı sembolize eden magnet her yerde olmalı
Dün sabah Tahtakale Çarşısı’nda dolaşırken dikkatimizi çekti. Küçük bir hediyelik eşya dükkanına girdik. İçiride onlarca magnet ve hediyelik eşya vardı. 78 yaşındaki dükkan sahibi hemşerimizin Bursa’yı yerli yabancı turistlere tanıtacak objeler üzerinde özenle çalıştığını gördük.
Hatta, biz içerideyken Çin’den gelen bir turist aile de hediyelik alışverişi yaptılar.
Bursa öteden beri bu konuda zayıf kalmış bir şehir. Her ne kadar, kentimizi sembolize eden objeler için yarışmalar açılmış olsa da bunların turist çeken her bölgede yaygınlaşması gerekiyor. Bir de, bunların turistik otellerimizin hepsinde bulunması şart. Kimilerinde olduğunu görüyoruz.
Bursa’nın değerlerini ahşap malzeme üzerinde yansıtan hemşerimiz şehre büyük bir hizmet sunuyor. El emeği göz nuru objelerde Ulucami’den Gölyazı’ya, Uludağ’dan Tirilye’ye, Cumalıkızık’a ve teleferiğe kadar akla Bursa’yı getiren her şey var.
Yolunuz Tahtakale’ye düşerse muhakkak o küçük dükkana uğrayın.