Artık Türk halkı olarak kanıksadık. İşgalci İsrail her Filistin’e saldırışında bu ülke mallarına boykot çağrısı yapılıyor.
Ramazan ayında ve bayramında terörist devlet bir kez daha saldırıya geçti. Şimdiye dek ağırlıklı Gazze’de olmak üzere 60 dolayında çocuk, toplamda 200’den fazla masum, sivil Filistinli şehit edildi.
Tepki için boykot doğru bir yöntem mi?
Bunun etkili olup olmadığı konusunda yapılmış bir araştırma var mı?
Merak ediyoruz.
Örneğin; bu çağrılardan sonra İsrail menşeli ürünlerin ülkemizdeki satış cirosu ne kadar düştü? Bu düşüş firmaların ülkemizden gitmesini sağlar mı?
Benzer çağrılar iki haftadır Filistin’i, Gazze’yi bomba yağmuruna tutan İsrail’in saldırılarından sonra yurttaşlarımızın sosyal medya hesaplarından da hızla yayıldı.
Haklı olarak yurttaşımız işgalci, savaş suçu işleyen İsrail’in ürettiği malların alınmasına karşı çıkıyor.
Bunlara Bursa merkezli Bursa İl Dernekleri Federasyonu BİLDEF’ten gelen boykot çağrısı da eklendi.
BİLDEF Federasyona bağlı dernek üyelerine yaptığı çağrı ile İsrail mallarını satın almamaları konusunda uyardı.
“Mescid-i Aksa bizim ilk kıblemiz, Kudüs ise kutsal bir beldemizdir. Terör devleti İsrail’i şiddetle lanetliyoruz. Zulüm ile abad olunmaz. Kutsallarımıza uzanan eller er ya da geç kırılacaktır. Bu saldırılarda hayatını kaybeden Filistinli kardeşlerimize Allah’tan Rahmet, yaralı olanlara da acil şifalar diliyoruz” dediler.
İsrail menşeli ürünlere ödenen her kuruşun Filistinli kardeşlerimize ve insanlığa kurşun olarak geri döneceğini belirten BİLDEF yöneticileri açıklamalarında, “Müslüman hassasiyetine sahip herkes evine İsrail malları almamalı, işyerlerinde bu ürünleri bulundurmamalı ve satmamalıdır” ifadelerine yer verdiler. BİLDEF olarak tüm insanlığa seslenen yöneticiler şöyle konuştular:
“Sadece İsrail mallarını almamak büyük bir eylem ve büyük bir erdemliliktir. Alacağınız her ürünü araştırın, ödediğiniz paralarla Müslüman kardeşlerinize kurşun sıkmayın diyoruz. İnsani duruşu olan herkesi İsrail mallarını boykot etmeye davet ediyoruz.”
BİLDEF Yönetimi, İsrail’in Filistin’e uyguladığı şiddet ve attığı bombaların bir soykırım olduğunu da belirterek, boykot çağrısıyla bu ülkeye ekonomik bir darbe vurulmasını talep ettiler.
Boykot çağrıları sonrası bunun bir araştırma ile geri bildiriminin de alınmasında fayda var.
Ova elden gitti, acaba dağ yamaçları kurtarılabilir mi?
Fotoğrafları Bursa aşığı bir dostumuz göndermiş.
Altına da, “Ova tükendi, sıra Uludağ’a geldi. İnsanlar buralara ev yapma cesaretini nereden buluyorlar anlamış değilim. İnsanın içi acıyor. Yakında, maalesef fotoğraftaki bu yeşilliği ve güzelliği de göremeyeceğiz.”
Fazla söze ne gerek.
Fotoğraf ve gönderdiği mesaj her şeyi anlatıyor.
Uludağ eteklerindeki yeşil örtünün irili ufaklı barakalarla yok edilmeye başlaması devamının geleceğinin de işareti gibi.
Bursa’yı seven dostumuzun çekip gönderdiği bu kareler hepimizi düşündürmeli.
Esnafın nefes aldırılması şarttı
Evet salgın bütün dünyayı etkiledi. Daha az yarayla kurtulan ülkeler yok değil. Fakat, başta çalışan kesim ve esnaf olmak üzere ekonomik anlamda en büyük sıkıntı çeken onlar oldu. Aylarca işyerleri kapalı kaldı. Halen kapalı kalmaya devam edenler var.
Sağlıkçılarımızın fedakârlıklarını anlatmaya gerek yok.
Ama, çarşıların, esnafın ayakta kalması gerek. Şehirlerin ve ülke ekonomisinin canlanması için buna ihtiyaç var.
Salgın tedbirleri sonrası etkilenen kesimlere yapılan yardımlar var ama bunların yetersiz olduğu biliniyor.
Dün akşam açıklanan son destek paketi ile salgının etkisinin biraz daha azaltılması öngörülüyor.
Ancak, esnafa en büyük destek, galiba aşıyı hızlandırıp, tüm işyerlerini en kısa sürede yeniden açmak olacak.