Hiç şüphe yok ki, Bursa kurucu bir il olarak Türkiye‘nin turizm destinasyonları içinde vazgeçilmez rotalardan biri.
Ancak ilimiz turizmden yıllardır beklediği, hak ettiği payı alamıyor.
Üstelik, restore edilen, ayağa kaldırılan onca eski eser ve yeni turizm yatırımlarına sağlanan yerel teşviklere rağmen iç ve dış turizm pastasından hak ettiğimiz payı ne yazık ki, alabilmiş değiliz.
Genel olarak böylesi olumsuz bir tablo varken, havaların ısınmasıyla birlikte şehrin tarihi bölgelerinde de bir hareketlilik göze çarpıyor.
Özellikle Bursa dışındaki kentlerden çok sayıda yerli turistin Tophane civarı, Hanlar Bölgesi, Çarşı ve Hisar’daki görüntüsü umutlarımızı artırdı.
Okulların kapanmasına yakın öğrenci turları da Bursa‘ya ayrı bir hareketlilik katmışa benziyor.
Bursa ne yazık ki, Osmanlı‘ya başkentlik yapmış olmanın avantajını yıllardır kullanamıyor.
Bir ara lağvedilen İl Özel İdaresi aralarında Bursa‘nın da bulunduğu İstanbul, Çanakkale ve Bilecik‘i kapsayan 4 ili özel bir destinasyon kapsamına almayı kararlaştırmış ama proje uygulanmadan rafa kalkmıştı.
Şimdi Bursa dışındaki kentlerin ilimizi bu programa almış olması sevindirici.
Gelen turistlerin Tophane, Tarihi Hanlar, Çarşı ve Atatürk Caddesi‘nde Bursa’yı simgeleyen kestane şekeri, ipek vb. gibi hediyelik eşya satıcıları önünde kuyruklar oluşturduğunu da gözledik.
Yani, gelen her turist dolaylı olarak kentin değişik katmanlarına para bırakıyor.
Son dönem sadece Denizli Merkezefendi Belediyesi değil, bunun gibi diğer bir çok yerel yöneticinin de özel giydirilmiş otobüslerle hemşehrilerini Bursa’ya gönderdiklerini görüyoruz.
Belediyelerin kültür turlarına ağırlık vermesi, tarihi geçmişe sahip kentlere özel geziler düzenlemesi iç turizmin canlanmasını sağlıyor.
Bundan en çok faydalanacak kentlerden biri de Bursa.
Ancak Bursa’nın turist otobüslerini tarihi bölgelerde tutabilme şansı yok.
Örneğin;
Hisar civarına gelen turist otobüslerinin bir kısmının Muradiye altındaki Cilimboz deresi kenarlarına park ediliyor.
Bursa bu sorununu çözmeli.
Yakın gelecekte Osmangazi Belediyesi‘nin yapımı süren ve bitme aşamasına gelen Panorama Müzesi de yoğun bir ziyaretçi akını ile karşı karşıya kalacak.
Gökdere, Haşim İşcan ve Tatarlar civarında otobüs park sıkıntısı yaşanmayabilir ama buradaki misafirlerin Çarşı, Hisar, Sur bölgelerine çıkmaları için de şimdiden önlem alınmalı.
Lafın özü, turist otobüslerinin park edilebileceği yeni alanlar açılmalı.
Çünkü tarihi bölgede yaşanan hareketliliğe bakılırsa, her geçen gün Bursa’yı rotlarına alan büyükşehir ve ilçe belediyelerinin, Anadolu‘dan çok sayıda misafiri ilimize taşıyacağı anlaşılıyor.
Bursa’nın hem belediyeler hem de esnaf olarak buna hazırlıklı olması şart.
Artan otel ve müze sayısı, restore edilen tarihi eserler ve Ramazan ayı nedeniyle yaşanacak inanç turizmi, turistik anlamda Bursa’nın hareketli bir yaz geçireceğine işaret ediyor.
Şehir olarak buna hazırlıklı olmak durumundayız.
Sadece belediyelerimiz değil, tarihi bölge üstündeki esnafımız da turizmi baltalayıcı tutum ve davranışlardan kaçınmalı.
Şehir ne kadar çok turist çekerse, bundan herkes faydalanır.
Günübirlik konuklar dışında sayıları her geçen gün artan otellerimizin de bundan olumlu anlamda etkileneceklerine inanıyoruz.
İspanya‘nın Barselona kenti yabancı turistten bıkmış.
Bursa’nın o doyuma erişmesi kısa vadede mümkün gözükmüyor.