Sizin de dikkatinizi çekiyor mu bilmem. Kastamonu ağırlık olmak üzere afet bölgelerinde müthiş bir dayanışma örneği göze çarpıyor.
Yurdun dört bir yanından irili ufaklı belediyelerimizin hemen hepsi dere yatağındaki Bozkurt ilçesi ve diğer yerleşimlerde selin bıraktığı hasarı ortadan kaldırmak için adeta seferber olmuş durumdalar.
Onlarca canımızı sel ve su taşkınlarından kaybettik. Halen de kayıp olan ve aranan yurttaşlarımız var.
Yaralar elbette sarılacak ama kayıpları geri getirmek mümkün değil.
Belediyelerimiz hasarı ortadan kaldıracak.
Kendisi zor durumdaki küçük bütçeli ve nüfuslu ilçe belediyelerimizin dahi yurdun dört bir yanından dardaki insanımızın imdadına koştuklarını görmek sevindirici.
Türk insanı en zor anlarda kenetlenmeyi biliyor.
Belediyelerimiz de öyle.
Bunu yangınlarda, depremlerde hep gördük. Şimdi de sel su taşkınları için dört koldan Kastamonu’ya koşuyorlar.
Yardımseverlik, zordaki insanın imdadına yetişmek belediyelerimizin asli vazifelerinden biri haline geldi. Bunun sürmesi gerek.
Hele hele, parti ayrımı gözetmeksizin sıkıntı yaşanan bölgelere koşan belediye ekiplerimiz büyük bir övgüyü ve takdiri hak ediyorlar.
Bursa’nın bu konuda ayrı bir yeri var.
Büyükşehir ve ilçe belediyelerimizi bu konuda kutluyoruz. Bursamızın adını, hayırseverliğini uzak diyarlara kadar taşıyorlar. Keza, BTSO ve diğer STK’larımızın çabalarını da görmezden gelemeyiz.
Onların da sel baskınların da mağdur olmuş yurttaşlarımız için çırpındıklarını görüyoruz. Belediyelerimiz kadar STK’larımız da harekete geçmiş durumda.
Türk milleti kendi yaralarını saracak büyüklük ve güce sahip. Yeter ki, birliğimizi, dirliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermeyelim.
Allah ülkemizi her türlü felaketlerden, doğal afetlerden korusun.
Vatanın kıymetini bilmek
Afganistan’da yaşananları gördükçe hepimizin vatanın kıymetini bilmesi gerekiyor. 300 bin kişilik orduya sahip bir ülke, 70 bin Taliban gücüne teslim olmuş durumda.
Havaalanından ABD uçaklarıyla ölüm pahasına ülkesinden kaçmak isteyenleri gördükçe vatanımızın değerini daha iyi anlıyoruz.
Ulus olabilmek, millet olabilmek o görüntülerle daha bir önem kazanmış durumda. ABD’nin kullanıp attığı Afganlar, uçakların kanatlarına, teker boşluklarına yapışarak ülkelerinden kaçmak isterken binlerce yükseklikten yere çakılıyorlar.
Allah bir millete böylesi bir acizlik yaşatmasın. Geride, karısını, ana babasını, çoluk çocuğunu bırakarak ülkeden çıkacağını sananları şaşkınlıkla izliyoruz.
Taliban rejimine tabi olmak istemeyenler her şeyi göze alarak vatanlarını terk etmeye çalışıyor.
Oysa ABD’ye bağımsız, düzenli bir orduya sahip olsalardı buna fırsat verilir miydi?
Ne yazık ki, Afgan halkını zor bir dönem bekliyor.
Bundan bizim de çıkaracağımız dersler var.
Ülkemizi, bölüp parçalamaya, kamplara ayırmaya, kardeşi kardeşe düşürmeye çalışan içimizdeki İrlandalılara karşı hepimizin uyanık olması gerekiyor.
Vatan toprakları kolay kazanılmıyor. Sınırları ecdadımızın ve şehitlerimizin kanlarıyla çizilmiş toprakları koruyup kollamak için her daim uyanık olmak zorundayız.
Çünkü bizim de düşmanımız çok.
Hun Türkleri Kurultayı’na katıldılar
Dernek adına DAĞ-DER Genel Başkanı Yaşar Türk ile Başkanvekili Aydın Özdemir’in katıldığı kurultayda, Türk kültürünün renkli sahnelerinin yaşatıldığını öğrendik.
Yörük-Türkmen kökenli DAĞDER’i Macaristan’daki kurultayda temsil eden iki yönetici dün yurda döndü. Türk ve Özdemir, Macaristan’da köken bağlarını ve atalarının izini sürmüşler, burada Türk kültürü ve geçmişi üzerine yeni dostluklar ve işbirlikleri edinerek ülkeye dönmüşler.
DAĞDER’i uluslararası etkinliklerin içine katan yöneticileri tebrik ediyoruz.
Bursa’nın adının bu tür organizasyonlarda ve uzak diyarlarda geçmesine biz de sevindik.