Dünyanın etkilendiği global krizden Türkiye’nin hasar görmemesi mümkün değil.
Tüm kurum, kuruluş ve işletmeler gibi bundan yerel yönetimlerin de fazlasıyla etkilendiğini söyleyebiliriz.
Belediyelerimizin yeni yıl öncesi hazırlayıp meclislerinden onaylattıkları bütçeleri de yılın ilk üç ayında öngörülen hedefleri tutmamış ki, rutin, zorunlu ve acil hizmetler dışında hizmet alım ve yapım ihalelerine çıkmadıkları görülüyor.
Bursa’daki belediyelerimizin web sayfalarına baktığımızda, ihale ilanlarının da neredeyse bıçak gibi kesildiğini söyleyebiliriz.
Aslında bütçe ile birlikte yapılacak işlere ödenek ayrılıyor.
Fakat, yılın ilk altı ayında ciddi anlamda bir gelir kaybı söz konusu ki, ihalelerde de sert biçimde frene basılmış.
Öyle ki, menkul ve gayrimenkul satışları dışında neredeyse yapım ihaleleri yok diyebiliriz.
Olanlar da çok önceden planlananlar.
Hatta, ihale aşamasına kadar gelip de kaynak sıkıntısı nedeniyle ötelenen işler, projeler de var.
Yerel yönetimlerin yılın ikinci diliminde de mali sıkıntıyı atlatmaları beklenmiyor.
Çünkü; kaynak temin amaçlı bütçelerine koydukları gayrimenkul satışlarını da gerçekleştiremiyorlar.
Dolayısıyla, yerel yönetimlerin öngördüğü gelir bütçelerinde yıl sonunda yüksek oranlı sapmalar meydana gelmesi muhtemel.
Belediyelerde planlanan, bütçeye ödeneği konan, ihaleye çıkılan yapım işleri için yüklenici bulmanın da zor olduğu bir dönem yaşanıyor.
Yerel yönetimlerin açtığı yapım ihalelerine yüklenici firmaların girmek de tereddüt ettiklerini biliyoruz.
Zira, istihkak ödemelerinde de sorun çıkıyor.
Kimi belediyelerde istihkak ödemelerinin zaman yüzde 3-5’lere kadar indiği, bazı aylar hiç ödeme yapılmadan pas geçildiği de konuşuluyor.
Kaynak sıkıntısını belediyeler gibi BUSKİ Genel Müdürlüğü de yaşıyor.
Bursa’nın en büyük altyapı yatırımcısı BUSKİ’nin de para sıkıntısı nedeniyle ihalesi hazır durumdaki bir çok projeyi askıya alıp, sadece devam eden yatırımları tamamlamayı hedeflediğini de biliyoruz.
Kurum, uluslararası finans kuruluşlarından gelen kredi kaynağıyla planlanan yapım ihalelerini gerçekleştiriyor. Acil işler dışında yenilerine yönelmiyor.
Bütün bu anlattıklarımız sadece Bursa belediyeleri için gereçli değil.
Türkiye’nin hemen her kentinde aynı sıkıntı söz konusu.
Ne iktidar ne de muhalefet fark etmiyor.
Belediyelerimiz ciddi anlamda mali bir sınavdan geçiyor.
Yılın ikinci yarısının rölantide, çok açılmadan, rutini sürdürme olarak geçmesi neredeyse kabullenilmiş gibi.
Vatandaşın da bu durumu fark ettiğini ve hizmet taleplerinde belediye başkanlarına ve siyasilere çok da ısrarcı olmadıkları dillendiriliyor.
Cezalar keşke caydırsa
Dün sigortacı dostumuz Mustafa Yiğit elektronik postamıza gönderip, hepimizi uyarma ihtiyacı duymuş.
İçimizde o kadar trafik canavarı var ki, yola çıktığında kurallara uymadığı gibi kendisinin ve başkalarının canını da riske atıyor.
O halde biz de hatırlatalım;
Kemer takmazsanız 108 lira, telefonla konuşursanız, muayenesiz araçla trafiğe çıkarsanız, kırmızı ışıkta durmazsanız, hız sınırını yüzde 10 ile 30 arasında aşarsanız 235 lira, hız limitini yüzde 50’ye kadar aşarsanız 488 lira, yüzde 50’den fazla aşarsanız bin 2 lira, alkollü araç kullanırsanız bin 2 lira, alkollü 3 kez ve üstü yakalanırsanız 2 bin 869 lira, uyuşturucu madde alarak araç kullanırsanız 5 bin 167 lira, ehliyetsiz yola çıkarsanız 2 bin 18 lira, drift yaparsanız 5 bin 10 lira, araca sahte plaka takarsanız 5 bin lira idari para cezası ödemek durumunda kalabilirsiniz.
Emniyet Genel Müdürlüğü ekipleri eğer kurala uymazsanız yukarıda cezaları kesmekle mükellefler.
Bizden hatırlatması.
Konulmuş kurallara uymak hepimiz için bir yurttaşlık ve insanlık görevidir.