Büyük misyonu vardı. Avrupa Birliği üyesi Bulgaristan’da azınlık bile kabul edilmeyen, sürgüne, asimilasyona, ayrımcılığa tabi tutulan ve baskı gören soydaşlarımızın haklarını ulusal ve uluslararası arenada takip etmek amacıyla 36 yıl önce bizzat devlet eliyle kurdurulmuştu.
Bugün gelinen noktada koca bir camia bölünme ve ayrışma tehlikesi ile birlikte mahkeme kapılarına kadar düştü.
BALGÖÇ’ün önümüzdeki 16 Ocak’ta yapılması planlanan kongresi öncesi üç aday ortaya çıkmıştı. Fakat son ismi gövde gösterisine dönüşen adaylık açıklaması belli ki, dernek üzerinde ağırlığını kaybetmek istemeyen birilerini rahatsız etmişe benziyor.
Şimdi Büyükşehir Belediyesi’nden salon tahsisi bile yaptırılan o kongrenin yapılamayacağını öğrendik.
Bu tarihte kongre yapabilmek için Veli Öztürk başkanlığında toplanan BALGÖÇ Yönetim Kurulu’ndaki oylamada 13’e 18 yapmama kararı çıkınca, Öztürk ikinci akşam yeni bir toplantı daha gerçekleştirdi.
Kongrenin bu tarihte yapılmasını reddedenler arasında BALGÖÇ’ün yönetiminde olup, 2 yıldır toplantılara katılmayan ve halen de aday durumunda olan bir isim de bulunuyor. Ayrıca Derneğin bir Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreteri’nin de o oylamada ret verdiğini öğrendik.
İlk toplantıda kongre yapılmaması için ret oyu kullanan üyelerin, ikinci toplantıya katılmaması sonucu ise karar için yeterli çoğunluk sağlanamadı.
Genel Başkan Öztürk de bunun üzerine kongre hakkında karar vermesi için önce İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü’ne daha sonra da 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu.
BALGÖÇ tarihinde belki de bir ilk yaşanıyor.
Dernek büyük bir yönetimsel krizle karşı karşıya. Konuştuğumuz kimi yöneticiler, içinde bazı başkan adaylarının ve camianın üzerindeki etkisi olan kimi ileri gelenlerinin de bulunduğu ‘organize bir hareket’ ten bahsediyorlar.
Yaşananları duyduğumuzda üzüldük. Çünkü bu büyük camianın yeni bir parçalanmışlık ve kaos yaşaması en çok Bulgaristan’daki soydaşlarımıza geçmişte ve bugün da baskı, asimilasyon, çifte standart ve ayrımcılık uygulayan Todor Jivkov kalıntılarını mutlu edecektir.
BALGÖÇ bu hallere düşürülmemeliydi.
Alaşar Mezarlığı’nın durumu ne olacak?
Hatırlatmayı Osmangazi Belediye Meclisi’nin önceki dönem üyelerinden Cemil Aydın yaptı. İlçeye bağlı Alaşar Mahallesi’ndeki şahsa ait özel mezar yerine gömü yapılıyor.
Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Şube Müdürlüğü kayıtlarında resmen mezarlık gözükmediği için buraya defin belgesi verilmiyor. Ancak, başka bir mezarlık ismiyle yurttaşın cenazesini buraya defnettiği biliniyor.
Cemil Aydın bu duruma dikkat çekerek, mezarlığın Büyükşehir Belediyesi uhdesine geçmesini talep ediyor. Geçmişte mezar yeri sahiplerince bir girişim olmuş. Fakat somut gelişme sağlanamamış.
Aydın bunun artık sonuçlanmasını istiyor. Soruna Büyükşehir bürokratlarının el atmaları gerekiyor.
Diğer yandan Hasköy’de yeni bir alanı define açan Büyükşehir Belediyesi burayı bünyesine katar mı? Ancak, ortada yıllarca gömü yapılmış, resmi olmayan ama halen de defin süren bir gayri resmi mezarlık var.
Sorun bir şekilde çözüm bekliyor.
Rumeli Kanaat Önderleri Grubu İstanbul’da buluştu
Türkiye’nin ve Rumeli camiasının ulusal, uluslararası ekonomik, sosyal ve kültürel ilişki, iletişim ve işbirliği ağlarının geliştirilmesi amacıyla oluşturulan birlikteliğin İstanbul’daki toplantısında Kosova’dan başbakan yardımcıları, bakan ve milletvekili düzeyinde de katılımlar vardı.
Vilayetler Evi’nde gerçekleşen buluşmanın Bursa’dan da kurucular arasında tanıdık isimler gözümüze çarptı. Eski Bakan Mehmet Müezzinoğlu’ndan önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye ve eski vekil Önder Matlı’ya kadar çok sayıda katılımcı yer aldı.
Toplantıda Kosova’nın, ülkelerin dünyada iş yapma kolaylığı sıralamasında 57. sırada yer aldığı hatırlatılarak, bunun daha da yukarıya çekileceğini belirttiler.
Belli ki, her siyasi görüşten Türkiye’de de isim yapmış Rumeli kökenli işinsanı ve yöneticiler, ata topraklarıyla bağlarını geliştirmek ve bölgeye daha çok yatırımcı çekebilmek için çabalıyorlar.