Aslında belediyecilik, şehirlerde insana beşikten mezara yapılan bir sosyal destektir. Her ne kadar günümüzde ranta dayalı kentleşme ön plana çıkarılsa da belediyecilikte asıl amacın hemşeri hizmeti ve memnuniyeti olduğu bir gerçektir.
31 Mart yerel seçimlerinde tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da büyük bir değişim yaşandı. Seçimi kaybetmeyeceğini sanan iktidar partisi, aralarında Bursa’nın da olduğu ve garanti gördüğü çoğu merkezde, seçmene ‘Bu olacak ve ben belirlerim’ diye dayattığı adaylarla hüsrana uğradı.
CHP’nin öteden beri kıyılara, sahillere hapsolduğu düşünülürken, 31 Mart’ta büyük bir patlama yaptı.
İstanbul, Ankara ve İzmir’in ardından AK Parti’nin elindeki Bursa’yı da kaptı.
Bursa, 47 yıl CHP tarafından kazanılamamış bir kent idi. Her ne kadar, 1999’da DSP ile kentte sol işbaşına gelmiş olsa da o seçimlerde, ABD tarafından Kenya’da paketlenip Türkiye’ye teslim edilen bölücü örgütün başının bu sonuçta etkisi olduğu biliniyor. Bursalılar da bölücübaşını Türkiye’ye getiren dönemin DSP Genel Başkanı ve başbakan merhum Bülent Ecevit’e belediyeleri de vererek ödüllendirmişti.
Gelelim Bursa’da şimdi yaşanan duruma.
Bursa’da hem Büyükşehir hem Osmangazi, Nilüfer, Mudanya, Gemlik, Mustafakemalpaşa ve Harmancık ilçelerini CHP kazandı. CHP Bursa’da sosyal belediyeciliği öne çıkarıcı işlere imza atıyor.
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın bugün iki projeyi birden hizmete açıyor. Biri Hasan Ali Yücel Dünya Klasikleri Kütüphanesi diğeri Genç Kafe.
Eski başkan tarafından seçim öncesi tamamlanan Osmangazi Meydanı içinde bugün hizmete girecek iki yatırım tamamen sosyal içerikli hizmetler. Kent Lokantası, kreş, kız yurdu da aslında birer sosyal proje. Başkan Aydın, betona yatırım yapmaktansa, insana yatırım yapıyor. Ve hepsi de ilçe halkından takdir topluyor.
İzgi emekli oldu yerine kurumdan bir Genel Müdür yardımcısı atandı
Türkiye’nin ve Bursa’nın, şebekesine Dünya Sağlık Örgütü kriterlerinde kaliteli su sağlayan kurumu BUSKİ Genel Müdürlüğü’nde yeni bir değişim daha gerçekleşti. Kuruma uzun yıllar emek veren deneyimli bürokrat, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Devrim İzgi emekliye ayrıldı. BUSKİ’nin üst yönetimi ile birlikte yurtdışından temin edilen finansal kaynaklarla yürütülen alt ve üstyapı projelerinde çokça emeği bulunan İzgi, kuruma veda etti.
Devrim İzgi’den boşalan Genel Müdür Yardımcılığı görevine ise bu kez kurum içinden bir atama yapıldı. Kurum mühendislerinden Önder Pazarcık, BUSKİ’nin yeni Genel Müdür Yardımcısı oldu. BUSKİ’nin tepe yönetiminde ise 31 Mart sonrası yaşanan değişimlerin ardından şimdilik sadece Genel Müdürü Güngör Gülenç ile Genel Müdür Yardımcısı Mesut Boz kaldı.
BUSKİ’de önümüzdeki günlerde tepe yönetimlerle birlikte, daire başkanlıkları ve şube müdürlüklerindeki değişimler de sürecek gibi görünüyor. Kurumda bürokratların diken üzerinde olduğu haberlerini alıyoruz.
KKTC’nin 50 yıllık zaferi
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bundan 50 yıl önce adaya gerçekleştirdiği harekatla özgürlüğüne kavuştu. Türkiye tam yarım asırdır KKTC’ye hamilik yapıyor.
Kurulan devletini ise Türkiye dışında hiç bir ülke tanımıyor. Birleşmiş Milletler, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği, KKTC’yi ülke olarak kabul etmiyor. KKTC dış dünyaya Türkiye üzerinden açılıyor. KKTC halkına dünyadan haksız ve izansız bir izolasyon uygulanıyor.
Türkiye, KKTC’nin 50. zafer yıldönümünde adaya büyük bir çıkarma yapıyor.
TSK’nın kara, deniz ve hava gücü ve ülkemizin elde ettiği İHA ve SİHA teknolojileriyle 50. yılda KKTC’den tüm dünyaya birlik mesajı verilecek, gövde gösterisi yapılacak.
O kutlamalar için MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel de bugün KKTC’de olacak.
Türkiye kutlamalarla, dünyaya, ‘Siz bir 50 yıl daha tanımasanız da KKTC benim himayemde yoluna güçlenerek, kalkınarak devam edecek’ mesajı verecek.
KKTC, Türkiye’nin uluslararası camiada savunmak zorunda olduğu ayrılmaz bir parçası. Ancak buradan gelen kimi haberler insanın içini burkuyor.
O toprakların özgürlüğü için Anadolu’dan götürülerek seve seve canlarını vermiş şehitlerimizin kemiklerini sızlatıcı gelişmeler de yok değil. KKTC’de giderek büyüyen din karşıtlığını üzülerek izliyoruz. Marjinal eğitim sendikaları, hemen her yıl ülkede küçük yaştaki çocuklara devletin kontrolü, Diyanet’in rehberliğinde temel dini bilgiler verilmesine ve Kur’an öğretilmesine karşı bayrak açıyorlar.
KKTC’nin 50. zafer yıldönümünü kutlarken bu gerçeği de hatırlamak zorunda kaldık. Memuruna ödenecek maaştan musluğundan akacak suya, şebekesindeki elektriğe kadar hemen her şeyi Türkiye’den giden KTTC’deki bu tür haberler can sıkıyor. KKTC’deki marjinal sendikaların ve kesimlerin acaba dinsiz, inançsız bir toplum hedefi mi var?
Burada öteden beri, Türkiye’nin KKTC üzerindeki hakimiyetinden rahatsızlık duyanlar da bulunuyor.