Önceki gün, Uludağ‘daki yetki çatışmasını, çok başlılığı ve bunun beraberinde getirdiği karmaşayı kaleme almıştık.
Dün, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe‘nin BTSO‘da konuya ilişkin bir soruya verdiği cevap, Uludağ için Ankara-Bursa arasında öteden beri yaşanan yetki kavgasını gözler önüne sermiş.
O toplantıyı izleyemedik ama Altepe’nin açıklamaları dün Bursa’da gündeme oturdu.
Nitekim, Büyükşehir Belediye Başkanı’nın, “Bu kafa ile Uludağ’a hizmet götüremeyiz” çıkışı, aslında Orman ve Su İşleri Bakanlığı‘na bir mesaj.
Altepe’nin, Uludağ’daki bakanlık hegomanyasına karşı bir bakıma başkaldırı türündeki sözlerine bir Bursalı olarak hak vermemek mümkün değil.
Büyükşehir Belediye Başkanı Altepe’nin daha evvel de, “Uludağ, 400 kilometre öteden yönetilemez” çıkışlarını hatırlıyoruz.
Değişen bir şey yok.
Başkan, Uludağ’a hizmeti rahat biçimde götürebilmek için Milli Park engelinin ortadan kaldırılmasını ve oteller bölgesinin kapsam dışına alınmasını istiyor.
Yerel yönetim elinde Uludağ’daki yapılaşmanın daha da artacağı endişesiyle otellerin Milli Park sınırı dışına çıkarılmasına karşı duranlar var.
Fakat, Uludağ’a şimdiye dek ciddi manada alt ve üstyapı hizmeti götürmeyen bir kurumun, Milli Park kalkanıyla Türkiye‘nin en büyük kayak merkezini kaderine terk etmesine de seyirci kalınamaz.
Karmaşayı önceki gün bir kez daha yazmıştık.
Başkan Altepe’nin şu sözleri Ankara ile Bursa arasındaki yetki savaşını çok net izah ediyor:
“Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Uludağ Milli Park olduğu müddetçe orada biz bir şey yapamayız. Ne zaman Oteller Bölgesi Milli Park’tan çıkarılır, o zaman biz oraya hizmet götürebiliriz. Çünkü kayak pistini temizlemek için makine gönderiyoruz. ‘Burası Milli Park’ diyerek karşı çıkıyorlar. Bu kafa ile olmaz. Bunun değişmesi gerekiyor. Oteller Bölgesi başta olmak üzere acilen Milli Park’tan çıkması gerekiyor. Çıkmazsa boşu boşuna konuşmaya gerek yok. Orman Bakanlığı gerekli açıklamayı yapar.”
Bursa yöneticilerinin bütün bu çıkış ve serzenişlerine rağmen, Ankara‘nın katı bürokrasisinin isteğe olumlu yaklaşacağını da sanmıyoruz.
Böyle olunca da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yerli ‘Davos’ olmasını istediği Uludağ’ın kısa vadede bu statüye kavuşması pek mümkün görünmüyor.
Borç planları var mı?
Bursaspor bu kentin gözbebeği.
Ligdeki sırlaması şehrimizin şanına ve büyüklüğüne yaraşır yerde değil.
Elbette bu durumdan kurtulmak gerekiyor.
Kongre sportif ve mali kaostan kurtuluş için önemli bir fırsat.
Takımın en kötü sportif sıralama ve mali tablosunun olduğu dönemde 11 Ocak‘taki kongre için tam 7 başkan adayı çıktı.
Doğrusu büyük bir cesaret. Bunca borç, futbolcu alacağı ve vergi taksitlerine rağmen medeni cesaret gösteren 7 aday var karşımızda.
Merak ettiğimiz şu?
Acaba adayların, borcu sıfırlayacak, takımı ligde zirveye oynatacak, kulübü kurumsal bir satüye kavuşturacak ne gibi planları var?
Yoksa, bir kısmının niyeti sadece isim yapmak mı?
KYK’da grev kararı
SGK Bursa İl Müdürlüğü‘nün ardından taşeron çalışanlar için bir grev kararı haberi daha aldık.
Hak-İş‘e bağlı Hizmet-İş Sendikası çatısı altında örgütlenen Kredi Yurtlar Kurumu Bursa Emirsultan Yurt Müdürlüğü ile Çanakkale, Yalova ve Balıkesir’deki yurtlarda 200 taşeron eleman için grev kararı asıldı.
KYK bünyesinde faaliyet gösteren Harmanşa şirketi ile Hizmet-İş arasındaki yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri tıkanmıştı.
Bunun üzerine sendika grev kararı aldı. Karar dün KYK Bursa Emirsultan Yurt Müdürlüğü panolarına asıldı.
Hizmet-İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Mehmet Keskin ile yöneticiler kararı KYK Yurt Müdürlüğü’ne tebliğ ettiler.
Kamuda çalışan taşeron elemanları için alınmış grev kararları bir ilk oluşturuyor.