Ekonomik gidişat iyi değil ki, dükkânların kapandığı, devir ilanlarının giderek çoğaldığı bir döneme girilmiş.
Dün bir dostumuzla Altıparmak arkasındaki esnaf ziyaretinde, boş dükkân camlarındaki kiralık ilanları dikkatimizi çekti.
Hemen her sokak, köşe başı ve caddede sık sık gördüğümüz, ‘kiralık’, ‘devren satılık’ ilanları yıl sonu öncesi daha da çoğalmış.
Esnaf dostumuza neden böyle bir tablo var dediğimizde şu yanıtı aldık:
“Küçük esnaf bir bir iflas ediyor, dükkânını kapatmak zorunda kalıyor. Yılbaşına doğru, elektrik, gaz, su, sigorta primi, kira ve vergi artışlarından da etkilenmemek için dükkânını kapatmak isteyen çok tanıdık var. Önümüzü göremiyoruz diyenlerin sayısı artıyor.”
Gerçekten, ülkemiz ve şehrimiz için düşündürücü bir tablo. Kapanan her işletme küçük de olsa, ülke ekonomisi için büyük bir kayıp demek. Kaldı ki, kapanan, devren satılık ilanı asılan dükkânların sayısı Altıparmak Caddesi’nde de kendisini hissettirmeye başlamış. Bunlara Bursa genelinde de rastlandığına tanık oluyoruz.
Şehrin en işlek, en tanıdık caddelerinde ve arka sokaklarında böylesi bir tablo yaşanıyor ise bu duruma siyasi iradenin çözüm bulması gerekir.
Ekonomi kurmaylarının, işletmesini kapatmak zorunda kalan hemşerilerimize acaba, bırakın yüz yüze ulaşmayı, telefonla arayıp, kapatma gerekçelerini sorarlar mı dersiniz?
Yıllar evvel bir dostumuz, Almanya’da işletmesini kapatıp Türkiye’ye dönen bir gurbetçi için bu ülkeden maliye memurlarının gelip, kapatma gerekçelerini sorduklarını ve tekrar dönmesi için kendisini ikna etmeye çalıştıklarını anlatmıştı. Ülkemiz için bu durum şehir efsanesi gibi gelse de kapanan işletmenin yeniden açılması ve buna neden olan gerekçelerin ortadan kaldırılması adına Alman maliyecilerinin bu durumu gündemlerine alması ilginç değil mi?
Türkiye ne yazık ki, yaşanan global ekonomik krizden en çok etkilenen ülkelerden biri.
Yılbaşına doğru irili ufaklı kapanan iş yeri sayısı arttıkça bu beraberinde istihdam sorununu da getirecektir. İşsizlik rakamlarının zaten yüksek olduğu bir dönem yaşanıyor.
Acaba, işten çıkarmaların artacağı yeni bir ekonomik krizle mi karşı karşıya kalınacak?
Ekonomi kurmaylarının bütün bu yaşananları nasıl değerlendireceklerini biz de merak etmiyor değiliz. Bursa’daki bu kapanmaların daha büyük ölçekli işletmelere, fabrikalara sıçraması durumunda yaşanabilecekleri düşünmek bile istemiyoruz.
Umarız gerekli tedbirler şimdiden alınmaya başlanır.
Bursa’daki bu tabloyu hükümete dikkate almalı.
Çünkü;
Bursa, Türkiye ekonomisini sürükleyen lokomotif kentlerden bir.
Fabrikalarda tek vardiya dönemi
Yukarıda küçük ölçekli esnafın işyerlerini kapattığına değindik ama fabrika şehri olan Bursa’da, büyük üretim tesislerinin de vardiya sayılarını düşürdüğünü öğrendik.
Bursa bir otomotiv kenti. Üç büyük otomobil fabrikamız var.
17 sanayi bölgesine sahibiz. Bunların 14’ü karma, üçü ihtisas OSB.
Avrupa’ya ve dünyaya her yıl on binlerce motorlu araç satıyoruz.
O fabrikalarımızdan biri olan TOFAŞ tek vardiyaya düşmüş. Çalışanların bir hafta izin bir hafta üretim yaptıklarını öğrendik. Keza, Türkiye’nin yerli ve milli otomobil fabrikası TOGG’un da tek vardiya çalıştığı konuşuluyor. Gemlik ilçemizde üretim yapan TOGG’un stoklarını eritebilmek için 12 ay sıfır faizli 700 bin liralık krediyle araç sattığını biliyoruz.
Bütün bunlar da ülke ekonomisinin gidişatının iyiye gitmediğinin birer göstergesi değil mi?
İktidar partisi bugünlerde ilçe kongrelerine endekslenmiş durumda.
Geçtiğimiz hafta ilçelerde delege seçimleri tamamlandı. Şimdi onların gündeminde ekonomi değil, yeni kongreler var. Partide yeni il ve ilçe başkanları kimler olacak, bunun hesabı yapılıyor. Fakat, ülkenin kapısında ise yeni bir ekonomik kriz riski söz konusu.
Türkiye buluşmalarında bu tablo görülmüş müdür?
AK Parti geçtiğimiz haftalarda ülke genelinde milletvekili ve kurmaylarını sahaya göndererek halkın nabzını yokladı.
Gelenler çarşı, pazar ve esnafı dolaştı, STK yöneticileriyle buluştu.
Bursa’da yaşanan işyeri kapanmaları ve fabrikalardaki vardiya düşürülmeleri acaba Türkiye buluşmaları için kentimize gelen AK Partililer tarafından fark edilip, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a raporlanmış mıdır?
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın, ‘Bursa Büyürse Türkiye Büyür’ mottosunu çok beğeniyoruz. Gerçekten öyle. Bursa Türkiye’nin ekonomisi sürükleyen şehirlerden.
Biz de diyoruz ki, eğer Bursa ekonomik anlamda tökezlerse Türkiye sarsılır.
Türkiye’nin kaynaklarının büyük bölümünün 6 Şubat depremleri sonrası 11 ilimizin yeniden ayağa kaldırılması için kullanıldığının farkındayız. Ama, üretim kentleri, esnaf, çiftçi, tarım ve hayvancı kentleri sıkıntı yaşamaya başlarsa, ülkede vergi toplamak da güçleşir.
Niyetimiz ekonomik kriz tellallığı yapmak değil.
Umarız, bizim sokakta, caddede gördüklerimizi, konuşulanlardan duyduklarımızı iktidar partisinin Bursalı yöneticileri de görüp, işitiyorlardır.