Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli iki büyük deprem gösterdi ki, Türkiye’nin 2000 öncesi yapı stokunun muhakkak yenilemesi kaçınılmaz görünüyor.
Dünya Bankası’nın 2021 yılı hesaplamalarına göre bunun için 8.7 trilyon liralık dev bir mali kaynağa ihtiyaç var. Ülkemizdeki 6,7 milyon adet yapının şimdiye dek sadece yüzde 4’nün yenilendiği biliniyor.
Türkiye bu kaynağı bulmak zorunda.
Bulmazsa, Allah korusun böylesi 11 ilimizi birden etkileyen depremlerle yapı stoku peyderpey, dogal afetle yıkılarak, kendiliğinden yenilenmek durumunda kalabilir.
Hepimizi, hatta dünyayı bile derinden sarsan Kahramanmaraş depremi sonrası Bursa’nın bölgedeki ağırlık ve etkinliği artık herkes tarafından biliniyor.
Başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere, Bursa’nın tüm belediyeleri, kurumları, firmaları adeta seferber oldular.
Deprem bölgesindeki çalışmaların ardından döndüğü Bursa’da Büyükşehir Belediye Meclisi’nin şubat oturumunu yöneten Başkan Alinur Aktaş çok doluydu.
Bir kısmını banttan izlediğimiz meclis oturdumunda orada il olarak yapılanlar aktarılırken, Başkan’ın Bursa’ya ve Bursalılara yaptığı çağrının da altını çizmek istiyoruz.
“Dönüşüm ya bizim elimizden ya da depremden olacak” diye uyaran Aktaş,’ın kentin geleceğinin yapısal dönüşümden geçtiğine dikkat çekmesi önemli.
Aktaş’ın meclisteki konuşmasında, “Bu dönüşüm ya bizlerin elinde kontrollü ve planlı biçimde gerçekleşecek ya da maalesef deprem sebebiyle canların kaybı, milli servetin hebasıyla olacak. Seçim hepimizin” sözleri bu işin artık kaçarının kalmadığını ortaya koyuyor.
Bursa’daki yapıların önemli bölümü 2000 öncesi yapılmış binalardan oluşuyor. Yapı Denetim Yasası ve değiştirilen deprem yönetmeliklerinin ardından yapılmış binaların daha güvenli olduğu düşünülüyor.
Zemin koşullarına göre hazırlanmış proje ve yönetmeliklere uygun yapılan tüm yapılar aslında güvenli olmak zorunda.
Fakat, biz elimizi çabuk tutmak durumundayız. Başkan Aktaş’ın çağrısı sadece belediyeleri ve kamu kurumlarını değil, vatandaşlar olarak bizleri de kapsıyor. Bir metrekare daha fazla büyük ev alabilmek ve üstüne para beklemenin artık son depremle bir anlamı kalmamıştır.
Konutlarımızı, işyerlerimizi çıkan en son yönetmeliklere göre yenilemek ve güçlendirmek kaçınılmaz hale gelmiştir.
Bursa’da Büyükşehir ve kimi ilçe belediyelerimizin ve bazı sitelerin gerçekleştirdiği kentsel dönüşümler yeterli değildir. Bunu kent genelinde yayma ve çoğaltma mecburiyetimiz vardır.
Ayrıca, kentsel dönüşüm için zamanımız da kalmamıştır.
Depremin ne zaman, hangi saatte geleceği kestirilemediğine göre hazırlıklı olma zorunluluğumuz bulunmaktadır.
YÜZLERCE MÜTEAHHİDE AĞIR SORUMLUK DÜŞECEK
Kahramanmaraş merkezli büyük yıkımın ardından, enkazlar ortadan kalktığında Türkiye’nin 11 ilinde büyük bir inşaa faaliyeti söz konusu olacak.
Ülkemizin yurtdışında da göğsünü kabartan müteahhitlik sektörü bu dönemde büyük bir sınav verecek. Bunu TOKİ konutları ile başardılar. Şimdi 11 kentimizi ve ilçelerini yeniden ayağa kaldırmak için onlara büyük sorumluluk düşüyor.
Türkiye bir yıl gibi kısa sürede 11 ildeki yıkılmış tüm yapıları yeniden ayağa kaldırmak istiyor. Bunun için yurtdışından da önemli oranda bir mali destek geleceği anlaşılıyor.
Her şey yüklenicilerimize bağlı.
Finans konusunda bir sıkıntı olmayacağına göre; Türkiye afetin yaşandığı illeri kısa sürede yeniden ayağa kaldıracaktır.
Bunun için de gözler yüklenici firmalarımızda, mühendis ve mimarlarımızda, işçilerimizde olacak.
Türkiye depremde büyük kayıplar verdi ama düştüğü yerden yeniden ayağa kalkmayı başaracak kadar da güçlü bir ülkedir.
Biz buna inanıyoruz.
ALTEPE’NİN DİKKAT ÇEKTİĞİ O ACİL DÖNÜŞÜM SEMTLERİ
Kahramanmaraş depremi sonrası Büyükşehir Belediyesi’nin önceki dönem başkanı Recep Altepe’nin özellikle Altıparmak, Atatürk Caddesi, Kurtuluş Caddesi, Mudanya ve İstanbul yollarına dikkat çektiğini biliyoruz.
Kentsel dönüşümün buralardan da başlama mecburiyeti var. Adı geçen caddeler kentin ana ulaşım aksları üzerinde kalıyor.
Bir de buralarda önemli oranda konut yerleşimi söz konusu. Dönüşüm buralardan başlamak suretiyle Demiryolualtı’na da hızla yaygınlaşmalı. Bu konuda binaların dönüşümüne finans olmak için ilave imar artışları da çok görülmemeli.
Asrın afetinin ardından Bursa’da çok tartışılan 0,50 emsal artışının, daha düşük oranlısının, altyapıya ve nüfus yoğunluğuna getireceği yük de dikkate alınmak suretiyle tüm dönüşüm bölgelerinde uygulanmasında yarar olduğunu düşünüyoruz.
Bir de artık kaçak yapı sahiplerinin müteahhitlere kata kat, daireye daire istemelerinin de bize göre içi boşalmıştır.
Diretmeye devam ettikleri müddetçe olası bir afette kendilerinin ve sevdiklerinin can kayıplarını da peşinen kabullenmiş olacaklar.