Hiç şüphe yok ki, 21 yıllık iktidarda kalmanın getirdiği bir yıpranmışlık vardı. Oyların düşebileceği bekleniyordu. Fakat, AK Parti yine seçimlerin en yüksek oyu alan partisi oldu. Parlamento çoğunluğu da MHP ve diğer ortaklarla Cumhur İttifakı’nın oldu.
Muhalefet, yani Millet İttifakı bu kez de TBMM’de çoğunluğu elde edemedi. AK Parti’nin çoğu ilde oy kaybı yaşamasına rağmen en çok vekil çıkaran ve en yüksek oy oranına ulaşan parti olması dikkat çekti.
Bursa’da ise 11 milletvekili olan AK Parti’nin bu kez bir eksikle, iki bölgeden de 5’er olmak üzere 10 milletvekili çıkardığı görüldü.
Daha önce de yazmıştık.
Bursa’daki kampanyanın sürükleyicisi Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank idi. TOGG ile gittiği her seçim bölgesinde yoğun ilgi gördü. Seçim öncesi kulislerinde, AK Parti’nin Bursa’daki anketlerde azalacağı görülen vekil sayısını artırabileceğinin konuşulduğunu vurgulamıştık.
Daha az gösterilen sayı 10’a kadar yükseltilmiş oldu.
Peki bu sayı yurtdışından gelecek oylarla değişir mi?
Böyle bir olasılık da yok değil. Daha önceki seçimlerde böylesi bir olay yaşanmıştı. 6 eski vekilini tekrar seçilebilecek sıralara yazan AK Parti kurmayları, böylece Bursa’dan sadece 4 yeni ismi TBMM’ye gönderebilmiş oldu.
14 Mayıs’ta cumhurbaşkanlığını ilk turda alamayan AK Parti’nin 28 Mayıs’a da parlamento çoğunluğu gibi bir avantajıyla gidecek.
Erdoğan’a Dağ’dan yine rekor oy
Bursa’nın güneyindeki dört ilçe, gelişmişlik parametresi bakımından diğerleriyle dezavantajlı konumda. İl toprak büyüklüğünün beşte birine sahip bu coğrafya yıllarca TBMM’de temsil edilemedi.
Bakanların çıktığı dönemler de oldu ama 2002 sonrası siyasi partiler listelerini şekillendirirken burayı genelde pas geçmişlerdi.
Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Harmancık ilçelerinde buna rağmen 21 yıldır AK Parti iktidarlarına, diğer zengin ilçelerle gelişmişlik makası kapatılamadığı halde güçlü bir destek veriliyor.
Son seçimde de böyle bir tablo meydana geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a en çok oy çıkan, oransal olarak da en fazla destek aldığı ilçeler Bursa’nın Dağ ilçeleri oldu. Sadece Erdoğan’a değil, partisine verilen oylar da Bursa ve Türkiye ortalamasının çok üstünde.
Örneğin;
Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı için Büyükorhan ilçesinde yüzde 76.4, Orhaneli’de yüzde 64,5, Keles’te yüzde 69,5, Harmancık’ta ise yüzde 65,8 oy çıktı. Keza, milletvekilliği için de AK Parti’ye Orhaneli’de yüzde 48,8, Keles’te yüzde 51,4, Büyükorhan’da yüzde 59,4, Harmancık’ta ise yüzde 47 oranında oy çıktı.
AK Parti de bu durumun farkında ki, ilk defa milletvekili listelerinde seçilebilecek sıraya böle doğumlu iki ismi birden yazdı. Hem Osman Mesten hem de Mustafa Yavuz bölgedeki bu güçlü desteğin karşılığı olarak TBMM’ye taşındı.
Bölgeyi salt mevcut nüfusla değerlendirmemek gerek. Kente göçmüş bölge insanının AK Parti’ye verdiği destek de göz ardı edilmemeli. Osmangazi ağırlıklı kente yerleşen bölge nüfusu bu ilçede de AK Parti’ye 2002’den bu yana yüksek oranda destekliyor.
CHP ve İYİ Partililer beklediğini bulamadı
Kampanya öncesi açıklamalarına baktığımızda muhalefet Bursa’dan beklediği desteği alamadı. CHP listelerine Gelecek ve Saadet Partisi listelerinden sokulan isimler CHP’de vekil olmayı ümit edenlerin önünü kesmiş oldu. Seçilebilecek sıradan iki kontenjanı birden GP ve SP’ye veren CHP Bursa’da milletvekili sayısını da artıramadı.
İYİ Parti liste başı adaylarının seçim öncesi Bursa’dan en az 5-6 vekil çıkaracaklarına dönük söylemlerinin pazar günü altı dolmadı. Sandıklar açıldığında İYİ Parti’den sadece ilk sıradaki iki isim TBMM’ye gitmeye hak kazandı.
Her on kişiden 9’u sandığa gitti
Türkiye tarihinin en yüksek katılımlı seçimlerinden birini yaşadı. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için her on kişiden 9’unun sandığa gitmesi dünyayı ve Avrupa’yı da şaşırttı. Türk halkının kendi demokrasisine böylesi yüksek bir katılımla sahip çıkması başta AB yetkilileri olmak üzere değişik ülkelerden de takdir gördü.
Bursa’daki katılım oranını ise kimi ilçelerde yüzde 92’leri bulduğu görüldü. Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. turunda da benzer bir katılım oranı yakalanır mı?
Bunu şimdiden kestirmek güç.
Çünkü; tekrarlanan seçimler kimi AB ülkelerinde olduğu gibi seçmende bir bıkkınlık oluşturabilir. Bu durum Türk seçmenine ne kadar etki eder?
Ancak, ilkine göre daha kolay ve çabuk sonuca gidilecek bir seçim olacağı ortada. İki adaylı ve tek pusulalı seçimin sandık kurullarındaki görevlilerin ve YSK’nın da işini kolaylaştıracağını düşünüyoruz.
Bu nedenle 28 Mayıs’taki ikinci turun sonucu çok erken alınabilir.