Barış Pınarı Harekâtı.
Beştepe’ye giden CHP’li iddiası.
Kanal İstanbul.
Doğu Akdeniz’de yaşananlar.
Sinan Aygün’ün kuleleri.
Libya’ya asker gönderme.
Yerli otomobil.
Hatta Muharrem İnce ve Melih Gökçek…
***
Aylardır medyada ana gündem bunlar.
Manşetler, tartışmalar hep aynı.
Siyaset bu başlıklar altında şekilleniyor.
Peki vatandaşın gündemi de bunlar mı?
Kesinlikle değil.
Özellikle yeni nesil başka bir dünyada.
Gençlerin çoğu televizyon bile izlemiyor.
***
Mesleğim gereği sürekli halkın içindeyim.
Gün içerisinde haber sağanağı altındayım.
Herkes gibi pazara, markete gidiyorum.
Çoğu zaman toplu ulaşım araçları ile seyahat ediyorum.
İşverenle de çalışanla da sürekli temas halindeyim.
Bu nedenle gelişmeleri iyi okuduğumu düşünüyorum.
Görebildiğim, siyasi gündemle çok az kişi ilgileniyor.
***
İşveren ayağında nakit sıkıntısı ve maliyetler öne çıkıyor.
Çalışan ve emeklilerin büyük bölümü geçim derdinde.
Memur da öyle ama onlar biraz daha rahat nefes alıyor.
Çünkü maaşları daha iyi ve en azından iş garantileri var.
Çiftçi ise emeğinin karşılığını alamamaktan şikâyetçi.
Ülkemizdeki 3,5 milyon Suriyeli de hâlâ önemli bir gündem.
***
Hızı azalsa da fiyatlarda artış sürüyor.
Gıdadan, temizlik ürününe…
Elektrikten doğalgaz ve suya…
Giyimden ulaşıma ve akaryakıta…
Neredeyse her şeye zam geldi.
Kısacası enflasyon can sıkmaya devam ediyor.
Ekonomi yönetiminin odağında 2020’de de bu konu olacak.
***
Bir başka büyük sorun şüphesiz işsizlik.
Önemli çalışmalara rağmen bir türlü azalmıyor.
TÜİK ‘eylül-ekim-kasım’ dönemi ile ilgili tabloyu dün açıkladı.
Gelin rakamlara birlikte göz atalım:
İşsiz sayısı 608 bin kişi artışla 4 milyon 396 bine çıktı.
İşsizlik oranı 1,8 puan yükseldi ve yüzde 13,4’e ulaştı.
15-24 yaş grubunda bu oran yüzde 25,3.
Yani her dört gençten biri işsiz!
***
Bu gerçekler ışığında görülen şu:
Hükümet bir yandan icraatlarını sürdürüyor.
Diğer taraftan muhalefet ile birlikte ‘işin gereği’ni (siyaset) yapıyor.
Vatandaş ise iş ve aş peşinde koşmaya devam ediyor.
Kutuplaşma hepimizin önüne kutuplardaki zorlukları koyuyor.
Oysa dört mevsimi yaşatan bu güzel ülkenin vatandaşları çok daha iyisini hak ediyor.
Tek yapılması gereken herkesin karşısındakinin sesine kulak vermesi.
Uzlaşı kültürünü geliştirmek.
Kolay mı?
Meclis’teki tartışmalara ve ekranlardaki söylemlere bakınca zor görünüyor.
Hem de çok…