Havaların ısınmasıyla birlikte metroda klima sıkıntısı yine baş gösterdi. Özellikle daha ilkbaharda vagonları soğutan klimalar, yazın içerisini adeta buzhaneye dönüştürmekte. Kasıma kadar soğuk hava üfleyen klimalara şimdiye kadar maalesef bir çözüm bulunamadı.
Şu bir gerçek ki, hazirandan ekime kadar sıcak havalarda terleyen insanların yolculuk yapmak için bindikleri ‘soğuk vagonlarda’ hastalanmalarının nasıl önüne geçilecek?
Klimanın çalışmaması ya da az çalışması nasıl bir sorunsa, çok çalışması daha büyük bir sorun. Hem tasarruf açısından, hem de sağlık açısından düşünüldüğünde klimanın ‘normal’ şekilde çalışması gerekir.
Çocukların, yaşlıların da yolculuk ettikleri düşünülürse bir zorunluluk halini alıyor. Çünkü beş dakika da olsa, yirmi dakika da olsa, yakından soğuğa maruz kalmak ciddi bir sorun.
Bunaltıcı sıcaktan birden buzhane ortamını aratmayan ortama girmenin insan sağlılığını olumsuz yönde etkilediğini söylemek bile gereksiz? Her şey de olduğu gibi bu vagonlardaki klimalarda da bir denge şart.
Üstelik gün içinde sürekli yolculuk yapmak zorunda olanlar düşünüldüğünde bu iyice zorunluluk.
Klima sorununun bir an önce çözüme kavuşmasını bekliyoruz.
Bir grup vatandaş
Gezilere daha çok katılım sağlanabilsin
Balkan gezisi ile ilgili geçtiğimiz günlerde Rıza Uysaltürk adlı hemşerimizin “1.Murad’ı Anma” programı ile ilgili yazısı yayınlanmıştı. “Bazı işadamları 16 yaşındaki çocukları ile bazıları da 5 kişilik aileleriyle birlikte götürülmüşlerdir. Tüm ikram, konaklama ve ulaşım hizmetlerini Osmangazi Belediyemiz karşılamıştır” denilmiştir. Ben, bu geziye ailemle birlikte katıldım. Osmangazi Belediyesi bize gri pasaport çıkarma konusunda yardımcı olmuştur. Konaklama ve yemek masrafları tamamen kendimizce karşılanmıştır. Gönül ister ki oraya daha çok insan gidebilsin. Bu gezi için emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Mustafa Karakoç
Gürültü kirliliği YAŞANIYOR!..
Her geçen gün fazlalaşan araç sayısıyla birlikte şehirdeki gürültü kirliliğinin arttığı bir gerçek. Buna araçların gereksiz korno çalması da eklenince şehir trafiği çekilmez hale geliyor. Üstelik sokak araları dahil olmak üzere aşırı hız yapanlar ayrı bir dert. Bunlar sık denetlenemez mi?
Trafik sıkıştığında korno çalmak ya da sürat denemesi yapmanın nasıl bir gerçekçesi olabilir acaba? Şehirde huzur içinde yaşamak ortak değerlere sahip çıkmakla mümkün. Bunun başında da başkalarına saygı duymak gelir.
Bir vatandaş