Günay Bey, 27 Nisan Pazartesi günü saat 13.00 sularında 18-İ hat No’lu otobüse bindim. Yasağın kalkmasını fırsat bilen vatandaşlar şehir merkezine gitmek için herhalde otobüsü doldurmuş. En az 33-36 kişi vardı otobüste. 18-İ küçük halk otobüslerinden.
Hiç kimsenin umurunda değil sanki salgın hastalık.
Şoföre, ‘toplu ulaşımda Büyükşehir Belediyesi ve Valilik kararıyla kısıtlama olduğunu bilmiyor musunuz, bu kadar yolcu alamazsınız ‘gibisinden bir serzenişte bulundum.
Uyarmak da kabahatmiş. Hem şoförden hem yolculardan hiç de ummadığım bir şekilde tepki aldım.
Bu nasıl bir cesarettir. Hem kural tanımayacaksınız, hem hastalığa meydan okuyacak hem de insanlara bulaştırmaktan korkmayacaksınız.
Kim denetler bu durumu? Nasıl denetlenir ki bu kadar katı kurallara rağmen hâlâ bu kadar yolcu alabiliyorlar.
Pes doğrusu, diyorum saygılarımı sunuyorum.
Ömer Aydın
M.Yardımcıoğlu
→Çocuklarımıza erken yaşlarda ev işleri ile ilgili yapabilecekleri ölçüde görevler vermek, onların kalıcı bir şekilde beceri, sorumluluk ve özgüven duyguları geliştirmelerine yardımcı olacaktır.
→Çocuklarımızın olumlu yönde geliştirilmesi için, doğru davranışları zamanında fark etmek ve pozitif geri bildirimler vermek fayda sağlayacaktır. “Aferin, ellerini yıkadın”, “Seni ders çalışırken görmek beni çok memnun etti” gibi sözler, doğruların fark edilmesidir ve olumlu davranışların kazanılması için çok önemlidir.
“Sabırlı olun, zira bulutlar ağlamasa, yeşillikler nasıl gülebilir? Aceleci olmayın, maksada sabırla erişilir, acele ile değil. Alelâde otlar iki ay içinde, kırmızı gül ancak bir yılda yetişir. Tencerede bile yavaş yavaş kaynayan yemek, delice kaynayandan daha lezzetlidir.”
Mevlana
