Koronavirüste vaka sayıları yüksek seyretmekle birlikte virüsten korunmada sosyal mesafe, maske ve temizlik hâlâ en önemli unsur olarak karşımızda durmakta.
Maske, mesafe ve hijyen konusunda ne kadar duyarlı davranırsak o kadar çabuk kurtulacağız bu illetten.
Bir vatandaş olarak çevremde gözlemlediğim kadarıyla çarşı pazarla kıyaslayınca, korona ile mücadelede en duyarlı davranan cami cemaatini, eczaneleri ve erkek berberlerini sıralayabilirim.
En riskli yerlerden biri de eczaneler olmasına rağmen gerek Eczacılar Odası gerekse de eczacılar çok duyarlı. Düzenli olarak eczaneler oda tarafından dezenfekte edilmekte, içeriye sınırlı sayıda müşteri alınmakta ve kişisel tedbirlerini sağlamakta.
Bir diğer kesim de berber esnafı. Bir süre kısıtlamaya tabi olsalar da yeni normale geçişle birlikte onlar da hizmet vermeye devam etmekte. Bu konuda da erkek berberlerinin hijyen konusunda çok dikkatli davrandıklarını söyleyebilirim.
Değirmenlikızık’taki erkek berberi Cüneyt Ulçay, “Yeni normalle birlikte, gerekli tüm tedbirleri alarak işimizi yapmaya, müşterilerimize hizmet vermeye çalışıyoruz. Berberler Odamızın bu konuda çok desteğini görmekteyiz. Oda’nın tüm uyarılarına dikkat ederek harfiyen uyguladığımızda sorun olmuyor tabii.
Sonuç olarak, müşterisinden esnafına, pazarcısından berberine kadar herkes üzerine düşeni yapar, gerekli hassasiyeti gösterirse sorun kalmayacak ve bir an önce bu virüsten kurtulmayı başaracağız.
Bir vatandaş
Söz Sizde okurlarının dikkatine!
Değerli okurlarım, sizlerin sesi olan Söz Sizde köşesine telefonla, sozsizde@olaygazetesi.com.tr, gunayyumruktay@gmail.com mail yoluyla, Instagram ve Facebook sosyal medya hesaplarımdan da ulaşabilirsiniz. Sizlerden ricam, yazılarınıza lütfen ad, soyad ve iletişim kurabileceğim bir telefon eklemeniz ve şayet isminizin yayımlanmasını istemiyorsanız bunu belirtmeniz yeterlidir.
Bunu biliyor musunuz?
♦ “Leb demeden leblebiyi anlamak’ deyimi: Medrese öğrencilerinden ukala bir molla varmış. Farsçadan imtihana girmiş. “Ne soracaklar?” diye öğretmenlerinin ağzına bakıyormuş. Hocalardan biri, Farsça ‘dudak’ anlamına gelen “leb” sözüyle işe başlamış. Ukala molla, “leblebi” diye lafa karışmış, “leb, leblebi kelimesinin bir hecesidir, efendim.” demiş. İmtihandaki hocalar gülmüşler. Soruyu soran hoca:
– Maşallah ‘leb’ demeden ‘leblebiyi’ anladın. Yine de lafın sonunu beklesen iyi olurdu, çünkü akıllı olan, icabında susmasını bilmeli, demiş.