Kızılay Kan Merkezinin madalyalı, gönüllü kan bağışçısıyım. Geçenlerde bir yakınıma kan lazım olmuştu. Gönüllü olarak Uludağ Üniversitesi Kan Merkezi`ne kan vermeye gittim. Kızılay Kan Merkezinden alışık olduğumuz hijyen ve düzenli ortamı maalesef burada göremedim.

Kayıt bölümündeki düzensizlik ve açıklama yapılmaması bir kaos oluşturmuş, bağışçılar kapıya yığılmış, kaos içerde devam ediyor. Özellikle bir kan merkezinde hijyen ve düzene çok önem verilmesi gerekir.

 

 

Rektör Hocam, afedersiniz ama, kan merkeziniz hijyen açısından tam bir rezalet. Numune alma koltuğu yıpranmış ve pislik içinde, yerlerin döşemesi bir kan alma merkezi için uygun değil, ortam sıcaklığı berbat, görevliler eldivensiz çalışıyor, eldivensiz kan alıyor. 

Kan alma koltuklarında kağıt havlular olması gerekli, saçkıran, mantar, bulaşıcı hastalık tehlikelerine çanak tutan bir kan merkezini üniversitemize yakıştıramadım. 

Bu konuda uzmanlaşmış Kızılay`ı örnek almanızı dilerken, en kısa zamanda kan merkezinizin gerekli kriterleri uygulamasını bekleriz. Saygılarımla

 

 

 

Yunuseli Mahallesi 2. Ekinci Sokak`ta ikamet etmekteyiz. Yollarımız bir türlü asfaltlanmadığı için çamurdan geeçilmez durumda. Son günlerde devamlı yağan yağmurlardan dolayı da iyice bozuldu. Havaların yağışlı geçeceği meteoroloji tarafından sık sık duyuruluyordu. Hiç olmazsa bu durum dikkate alınarak asfalt malzemesi dökülse sıkıntı kısmen azalmış olurdu. Kışın yaklaşmasıyla önümüzdeki ayların böyle giderse daha çileli duruma dönüşeceği belli. Daha şimdiden bataklık gibi. Üstümüz başımız çamur içinde. Hava şartları ağırlaşmadan hiç olmazsa malzeme dökülüp tesviye edilse bizim için yeterli olacak.

 

 

İşim gereği Küçük Sanayi`de bulunan Metro Market önündeki otobüs durağını kullanıyorum. Bu durukta geçtiğimiz yıllarda kaza sonucu birkaç vatandaşımızı kaybetmiştik. Sebebi ise aşırı hız sonucu aracın durağa dalmasıydı. Ataevler istasyonunda hız radarı var, orada her sürücü yavaşlıyor. Fakat asıl hız tutkusu buradan sonra başlıyor. Radarı geçen her sürücü gaza yükleniyor. Bunları gördükçe `her an bir kaza olacak, durağa dalacak` diye korkuyorum. Buradan yetkililere sesleniyorum: Söz konusu durakta yeni bir facia yaşanmadan acilen hız kesici kasisler konulsun. Ya da radar 100 metre kadar aşağıya çekilsin. Belki bir canın kurtarılmasına vesile oluruz.  

 

 

 

Ertuğrulkent` te ninemizin hisseli olan arsasını satış yaptık. Satıştan önce arsa vergi borcunu geriye dönük olanlar için alıcı şahıs kendisinin ödeyeceğini bize bildirdi. Nilüfer Belediyesi Emlak Servisi senet almış. Biz de arsamızı N.P. lina sattık. Bu işler müteahhit S.Ö. ve emlak servisi müdürünün bilgisi dahilinde oldu. Aradan bir yıl geçtikten sonra belediyeden ödeme emri geldi, ninemizin geriye dönük vergileri bizden istendi. Belediye kabul ettiği seneti tahsil edemeyince bizden talep ediyor. Belediye alamayacağı paraya nasıl satış onayı verebiliyor. Başkan Bozbey bunları biliyor mu?