İmkân verilince başaramayacakları şey yok. Özel gereksinime ve eğitime ihtiyaç duyan gençlerden bahsediyorum.
Bir daha görüyoruz ki, bu gençlerin en büyük ihtiyacı eğitim, eğitim ve yine eğitim…
Önceki gün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle Barış Manço Kültür Merkezi’nde Yıldırım Belediyesi’nin önderliğinde düzenlenen Gülen Eller Sergisi’ni ziyaret ettim.
GURURLANDIRAN ESERLER…
El işçiliği ahşap çalışmaları, hediyelik süs eşyaları, kendi elleriyle yaptıkları organik reçeller, sirkeler, tatlılar, çörekler, pastalar ve daha neler neler…
Duygulanmamak elde değil elbette. Ve tabii özel gençlerin ailelerinin gözlerindeki mutluluk daha bir farklı.
Çünkü, çocuklarının neler yapabildiklerini görmek onları gururlandırıyor, aynı öğretmenlerinin gururlandığı gibi. Gözlerindeki o mutluluğu görmek gerek.
Emeklerinin boşa gitmediğini, onlar için imkân verilince neler yapabildiklerini görüyorsunuz.
Toplum içinde yaşadıkları tüm sıkıntılara rağmen bıkmadan usanmadan uğraşıyorlar, çalışıyorlar ve başarıyorlar.
Dikkatimi çekti, bu yıl ki sergiye, özel eğitim uygulama, meslek okulları ve dernekler yoğun katılım göstermişlerdi.
FARKINDALIK YARATMAK…
Çünkü, görüştüğüm gerek uygulama okulları ve gerekse de dernek yöneticilerinden aldığım izlenim, ‘tüm çabamız birlik olmak, birlikte olmak, birlikte olursak başarabiliriz’ üzerine.
Hepimizin potansiyel birer engelli adayı olduğumuzu unutmayalım. Bir gün herhangi birimizin tekerlekli sandalyeyle yaşamak durumunda kalabileceğini ya da bir rahatsızlık sonucu zihinsel engelli olabileceğimizi aklımızdan çıkarmayalım.
YOĞUN KATILIM…
Onlar tüm bu çabalarına karşılık sadece farkındalık ve destek istiyorlar.
Gerek kurum ve işyerlerinde istihdam sorunları, gerek eğitim süreçleri boyunca hayırseverlerin destekleri önemli onlar için.
Sağlıkla kalın.