Bursa’da ne kadar sokak, cadde varsa neredeyse hepsinde yerlere gelişigüzel atılmış maskeler var…
Koskoca kent, maske çöplüğüne dönmüş durumda.
Gerçi bu durum gelecekte çevre kirliliği açısından ulusal ve uluslararası sorun olmaya aday bir olay.
Bankların üzerinde, yerlerde, bankların etrafında, kafelerde masanın üzerinde…
Yetmedi sahillerde, denizlerde, deniz diplerinde… Her yer kullanılmış maske…
Oysa bunlar tıbbi atık.
Şakası yok bunun.
Kazara yerlere atılan bu maskelere temas etmek, herhangi bir canlının dokunması veya temizlik için toplayan kişiler için de risk…
Hem de ciddi bir risk.
Petrol türevi polipronden üretilen maskeler, aynı plastik poşet kadar çevreye, doğaya zarar verebiliyor.
Diğer taraftan, sokak hayvanları ve kuşlar için de tehlikeli.
Hayvanlar boyunlarına dolanan maske bağcıkları yüzünen hayatlarını kaybedebiliyor.
Aslında bu bir terbiye sorunu, eğitim sorunu.
Çevre ve toplum bilincinin gelişmemesi.
Maalesef bu da onu yere atanda yok!
Ama gelin görün ki kimin umurunda…
Sorun, tahminlerimizin ötesinde aslında.
Ne var bir maskeden ne olacak demeyin…
Virüs bulaştırma ve sağlık riski bir yana gelecekte büyük bir çevre kirliliğine yol açmakta.
Tek bir maskenin doğada tamamen yok olması 450 yıl gibi uçuk bir zaman alıyor.
Korkunç bir rakam değil mi?
Halbuki bilim insanlarının insan sağlığı açısından taşıdığı tehlike açısından kullanılmış bu maskeleri ‘iki poşetin içine koyup öyle atın çöpe’ demelerine inat insanların gelişigüzel yerlere atmalarına ne diyeceğiz. İki poşeti geçtik, yerlere atmak yerine çöpe atın, o da yeter!
Yerel yetkililer de bu ciddi durumu görüp, farkındalık ve bilinçlendirme anlamında halkı yönlendirmeli, önleyici tedbirler almalı, kalıcı çözümler üretmeli.
İyi pazarlar…