10-16 Mayıs Engelliler Haftası….
Özel bir annenin özel bir hikâyesini bu özel günde sizlerle paylaşmak istedim.
Bir gün de olsa onların duygularını paylaşmak adına…
Sonuçta hepimiz birer potansiyel engelliyiz, engelli adayıyız.
Anne olmak hayattaki en güzel duygudur.
İlk kucağınıza aldığınız anın tarifi yoktur.
Canınızın yarısı.
Gözünün içine bakarsınız ağlamasın diye. Hep kucağınızda kalsın istersiniz. Kokusuna doyamazsınız. İlk andan itibaren hayaller kurarsınız. Ben de böyle bir anneyim işte…
Buraya kadar normal bir hikâye…
Dünya tatlısı çok güzel bir yüz, gül kokulu melek Şeymam…
Hayatının üçüncü günü… Benim hayatımın en zor günüydü, özel bir anne olduğumu öğrendiğim gün.
Hiç bilmediğim bir dünyaya adım attım. Ne kadar da zor bir dünya imiş…
O an sadece nefeslerini saydım yavrumun. Kaçıncı nefeste uçup gidecek elimden…
Meğer daha çok yolumuz varmış… Rabbim bağışladı yavrumu bana…
Ve hastane süreci başladı… Her gittiğim gün, yaşıyor mu korkusu ile hastanede o minik yüze baktıkça nefes aldığına şükrettim. Ama yolunda gitmeyen bi şeyler var her gün yeni bir hikâye duyuyordum doktorlardan… İçim titriyordu boğuluyordum…
Çok şükür hayati tehlikenin geçtiğini öğrendim, uzun bir yoğun bakım sürecinin sonunda…
Ama meleğim sağlıklı değil ve olamayacak da.
Doktorun konuştuklarını karanlık bir zindanda kalmış gibi dinledim.
Tek bir sözü aklımda. “Kızınız engelli olarak hayatına devam edecek…”
Kabullendim. Rabbim böyle diledi sonuna kadar annelik görevlerini yerine getirmek zorundayım her iki evladıma da.
Her geçen gün daha da zorlaşan bir süreç başladı.. Tüketen bir süreç, sonu belli olmayan… Sağlıklı çocuklar koşup oynayıp gülerken ben meleğimin bana bir saniye de olsa bakacağı anı hayal ettim hep.
Ve hayaller hayaller… Ana yüreği durur mu?
Şeyma ‘Anne’ diyecek, Şeyma evi dağıtacak, arkadaşları ile kavga edecek, bana çiçek toplayıp getirecek, okula gidecek… Yapacak… Yapacak… Yapacak…
Yüreğimin götürdüğü kadar hayal…
Ne kadar da zormuş meğer çaresiz kalmak…
Yine uykusuz bir gecenin sonunda dedim ki kendime. Bu böyle, kabullenmeliyim. Fazla beklentim olmamalı…
Yapabildikleriyle mutlu olmalıyım ve yeteneklerini ortaya çıkarmak için güçlü olmalıyım, mücadele etmeliyim.
O gün bugündür hep bir gün Şeyma iyi olacak umudumu hiç kaybetmedim.
Ben yaşadığım sürece eli kolu attığı adımı olacağım.. Bir gün mutlaka kazanacağız. Meleğimle başaracağız.
Umudumu sıcak tutmak için toplumda var olan önyargıları ve bilinçsiz fikirleri kendimden uzak tutarak işe başladık Şeyma ile.
Ben bir özel anneyim… Mutlaka bir gün başaracağım. Bazen bazı parazitler olsa da topluma ait..
– Ayyy nasıl oldu
– Engelli mi çocuğunuz
– Doktorlar ne diyor?
– Aaa başını tutamıyor mu?
Sustum ve kabullendim.
Çünkü insanlar sınanmadığı bir acı üzerinden gayet rahat fikir üretebiliyorlar.
Bu gücünü Şeyma’nın bir çift masum gözlerinden alıyorum
Diyor ki “Anne aldırma söylenenlere, pes etme, sana ihtiyacım var hayallerimizi gerçekleştirmek için. Bir gün mutlaka başaracağız.”
Çünkü ben seçilmiş bir anneyim.
Zeynep Ç.