Yarın siz de yaşlanacaksınızGünay Bey oğlum, ben 1938 Bursa doğumluyum. Yaklaşık 7 buçuk yıldır da Yıldırım ilçesi Kaplıkaya semtindeki huzurevinde ikâmet ediyorum. Benim ve buradaki birçok arkadaşımın yaşadığı duyguları sizin aracılığınızla paylaşmak istiyorum. Belki birileri ders çıkarır, ibret alır diye. Size hemen şunu ifade etmek isterim burası aslında adı huzurevi, birçoğumuz açısından hüzünevi gibi. Neden derseniz? Son yıllarda gözlemlediğim, arkadaşlarımın paylaştığı hikâyelerden yola çıkarsak… Benim gibi birçok arkadaşım, gençliklerinde bütün güçlüklere rağmen evlatlarını okutup, ev sahibi yapmış, evlendirmiş çoluk çocuğa karıştırmış anne-babalar, yıllar sonra elden ayaktan düşünce, büyüklerini yani anne baba veya dede-nine bir paçavra gibi getirip atıyorlar buraya. İlk zamanlar arada bir de olsa geliyorlar, ziyaret ediyorlar veya telefonla arayıp konuşuyorlar. Daha sonra zaman geçtikçe, nerde gördüm ben seni durumu, ne ararlar ne sorarlar. İşte, bütün sorun, bütün hüzün burada başlıyor. Ve bizlerin psikolojisi bozulmaya başlıyor. Bir hüzün, bir yalnızlık başlıyor.
Nasıl olmasın ki, birileri çocuk sahibi olmak için hayatlarını verirken, birilerinin olan çocuklarını çöpe atması gibi… Annesi babası olmayanların “Annem veya babam biri yaşasaydı da evde başımın tacı olsaydı” diyenler varken, bazıları da böyle anne-babadan kurtulmak için buraya getirip bırakıyorlar bizleri.
Bir anne babanın evlatları için tek istediği şey, onların güzel bir istikballerinin olmasıdır. Namusu ve şerefiyle bu vatana hayırlı evlat yetiştirmektir.
Mutlaka herkesin ufak tefek kusuru olur ama hiçbir anne baba, evlatları tarafından terk edilmeyi hak etmez.
İşte; bizler bu evlat hasretiyle, aranmamak sorulmamak, görüşmemek bizleri kahrediyor. “Ben bunu hak etmedim” duygusu her daim aklımızda. Haliyle buna psikoloji dayanmıyor. Ağır geliyor bu duygu bizlere.
Ayrıca, bazen kaldığımız huzurevinden çıkıp da, çarşıya pazara gittiğimizde genç evlatlarımızdan gördüğümüz muamele de bizleri gerçekten çok üzüyor. Otobüslerde gençler artık yaşlılara yer vermez oldukları gibi bazen çeşitli saygısızlıklarla da karşılaşıyoruz. Unutmayın ki, bugünün gençleri sizler yarın bizim gibi yaşlanacaksınız. Sizlerin de anneniz babanız yaşlanacak. Herkes saygı görmeyi hak eder.
Burada huzurevlerinde kalan bizlerin tek isteği var. Evlatlarımız tarafından ziyaret edilmek, bir güler yüz görmek. Bundan mahrum olanlar da siz ziyaretçilerimizin bizleri arayıp sorması, hal hatır sorması. Bizler ziyaretçilerimizle huzur buluyoruz.
Saygılarımla.
Burhan Dölen
Huzurevi sakini
3 haftadır 7/24 sokak lambası yanar mı?
Günay Bey iyi günler… Ben Yaseminpark’ta ikâmet etmekteyim. Tam üç haftadır üzüldüğüm, kahrolduğum bir durumu belirtmek ve UEDAŞ yetkililerinin bir an evvel çözmesini istediğim bir konuyu aktarmak istiyorum. Yaseminpark’a gelmeden önce dört yol var. Bir yol İsmetiye tarafına, bir yol Veysel Karani tarafına gidiyor. Buradaki bir sokak lambası tam 3 haftadır 7/24 yanıyor. İnanın her gördüğümde içim acıyor. Milli servet boşuna gidiyor diye üzülüyorum. UEDAŞ şikâyet hattını birkaç defa aradım. Gerekli ilgiyi göremediğimi, hatta azarlandığımı belirtmek istiyorum. UEDAŞ yetkililerinden rica ediyorum lütfen bir an evvel bu sokak lambasının arızasını giderin. Şimdiden teşekkür ediyorum. Saygılarımla.
Payidar Aksu
Okul çevresinde öğrencilerin güvenliği sağlanmalı
Yeni Karaman Mahallesi’nde Hüseyin Karabacak İlkokulu bitişiğindeki piknik alanında gece gündüz alkol kullanan şahıslardan rahatsızız. Durum okul yönetimince polise bildirildiği halde çözüm bulunamadı. Çocuklar eğitim esnasında alkol kullanan şahısları görüyor. Ayrıca burada spor sahası ve pazaryeri de var. Yetkililerin ve ilgililerin bu soruna çözüm bulmasını istiyoruz. Polisimizin burada caydırıcı gücünü görmek istiyoruz. Çocuklarımıza kötü örnek oluyorlar.
Bir öğrenci velisi