Her yıl 16 Ekim’de dünya genelinde kutlanan “Dünya Gıda Günü’’ için, bu sene GIDABİRDER yönetimi olarak gündemimizi “Gıdanın Geleceği Elimizde’’ olarak belirledik ve bu gündem ile sesimizi duyurmak istedik.
Günümüz şartlarında iklim krizleri ve yanlış politikalar sonucunda karşı karşıya kalınan kıtlık tehlikesi, güvenilir gıdaya ulaşmaktaki zorluklar ve eşitsizlikler her gün daha da büyüyen sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. İşte bu sorunlar karşısında, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nün öneminin, gıda güvenliği, sürekliliği ve herkes tarafından ulaşılabilirliği çerçevesinde değerlendirilmesini ve tüm bireyler tarafından günün anlam ve öneminin anlaşılmasını hedeflemekteyiz.
İKLİM KRİZİ VE GIDA İSRAFI…
Ne yazık ki iklim krizi, tarım kaynaklarının doğru kullanılmaması, plansız üretimler, tüketim çılgınlığı ve hem bireysel hem de toplumsal gıda israfları sonucunda güvenilir gıdaya ulaşım oranları oldukça düşmüştür.
Hem ülkemizde hem de dünyanın birçok noktasında insanlar sağlıklı beslenme için gerekli olan gıdaya ulaşamamaktadır. Ulaşabilen insanlar ise güvensiz, sağlıksız gıda ile ya da pek
çok taklit-tağşiş tuzakları ile karşılaşmaktadır. İşte bu konjonktürde, GIDABİRDER olarak, gitgide büyüyen ancak görülmek istemeyen gıda krizinin önüne geçmek için ilk adımın; her bir bireyin, ailenin, toplumun kolektif olarak gıda israfını önlemek için harekete geçmek olduğuna inanıyoruz. Bu ilk adımın, hem kolay hem de etkili olduğunu düşünüyoruz. Bugün tüm bireylerin evinde, işyerinde, toplu tüketim alanlarında gıda israfına karşı temel düzenlemeler yapması ile israfın önüne geçilmesi için domino etkisi yaratacak adımlar atılmış olacaktır. Bu nedenle öncelikle meslektaşlarımızı bu düzenlemeler konusunda öncülük etmeye, tüm toplumu ise gıda israfına karşı bu kolay ama etkili adımları atmaya davet ediyoruz.
Gıda krizinin önlenmesi ve ortadan kaldırılması için ise, daha kapsamlı ve organize adımlar atılması gerekmektedir. Bu adımlar için kamu ve sanayi otoriteleri, gıda üreticileri, sivil toplum kuruluşları ve odaları ile hep beraber hareket edilmesi şarttır. İklim krizlerinin önüne geçilmesi, doğal kaynak tüketimlerinin ve karbon salınımlarının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimin artırılması, tarım politikalarının yeniden ele alınarak tarımın ülkemizde yeniden verimli hale getirilmesi, üretim için doğru planlamaların yapılması ve tabii ki tarladan çatala gıda üretiminin her aşamasında nitelikli istihdama yeteri kadar yer verilmesi sonucunda gıda krizinin önlenmesi ve ortadan kaldırılması sağlanabilecektir.
Son olarak ise güvenilir gıdanın sağlanması ve toplumlar tarafından güvenilir gıdaya ulaşılması konusunda en önemli etkenlerden biri de gıda mühendisleri ve sektörde çalışan teknik personeller olduğunun bilinmesini isteriz. “Gıda Güvenliğinin Güvencesi, Gıda Mühendisi ’’ diyerek nitelikli istihdamın önemini birçok sivil toplum örgütü benimsemiş ve dile getirmiştir.
GIDA MÜHENDİSLERİ…
Bugün gıda mühendisleri gıda sektöründe her kolda ve alanda yer almaktadır ve hem çalıştıkları kurumlara hem topluma katma değer oluşturmaktadırlar. Doğru hammaddenin satın alınması, üretimin en verimli şekilde planlanması, proseslerin gerçekleştirilmesi, kalite güvence ve kontrollerin yürütülmesi, satış ve pazarlama alanında, kamuda ve özel sektörde denetim konularında gıda mühendisleri “Güvenilir Gıda’’ için çok güzel işlere imza atmaktadır. Buna rağmen ne yazık ki ülkemizde hâlâ gıda mühendisi istihdamı gereken ve yeterli seviyelere ulaşamamıştır.
Birçok gıda üreticisi, gıda mühendisi istihdamı etmemekte ya da gıda mühendislerini maddi-manevi zorlu şartlarda çalıştırmaktadır. Karşı karşıya olduğumuz gıda krizinin önlenmesinde önemli bir göreve sahip olan gıda mühendislerinin, önümüzdeki dönemlerde gerek kamu gerekse özel sektörde istihdamın artırılmasını, çalışma koşullarının iyileştirilmesini tüm meslektaşlarımız adına talep etmekteyiz.
Herkesin 16 Ekim Dünya Gıda haftasını kutlarız.
Unutmayalım ki bireyden topluma, tarladan çatala “Gıdanın geleceği hepimizin elinde.”
Esra Bekiç Eskiçırak