Bursa’da bir avukat, geçen yıl İzmir’den Bursa’ya yaptığı bir otobüs yolculuğunun normalden daha uzun sürmesi nedeniyle Bursa Nilüfer Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyeti’ne şikâyette bulundu.
Bursalı Avukat Ali Yeniay, geçen sene İzmir’den Bursa’ya kurumsal bir otobüs şirketi ile yolculuk yaptı. 13.30’da kalkması gereken otobün 13.45’te kalktı ve yolda iki kez arıza yaparak durmak zorunda kaldı. Sonuç olarak 5 saat sürmesi gereken yolculuk 8 saat sürdü. Yeniay, şikâyet edilen otobüs firmasının aracının yolda arızalanmasında tüketicinin zarar gördüğünü ve sunulan hizmetin ayıplı hizmet statüsünde olduğunu düşünerek Tüketici Hakem Heyeti’ne şikâyette bulundu.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 13. Maddesinde “ayıplı hizmet”in tanımının yapıldığını ve “sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması”nın hizmeti ayıplı hale getireceğini ifade eden Av. Ali Yeniay “öncelikle firmaya başvuru yaparak bu hizmetin ayıplı olduğu ve ücretlerin tüm yolculara iade edilmesi gerektiğini belirttim. Aldığım olumsuz yanıt üzerine Tüketici Hakem Heyeti’ne sunulan hizmetin ayıplı olduğu iddiası ile başvuru yaptım. Dosyadaki belgeler incelendiğinde hizmetin ayıplı olduğu kanaatine varıldı ve otobüs firması hemen ardından arayarak ücreti hesabıma yatırdı. Bu Tüketici Hakem Heyeti kararlarına karşı 15 gün içerisinde Tüketici Mahkemesi’ne itiraz hakları vardı ancak bu haklarını kullanmadılar.
Av. Ali Yeniay
Otobüsler kendi duraklarına yanaşıp yolcusunu alamıyor
Şöyle ki otobüs durağında minibüs sürücülerine yolcu indirme ve bindirme yasağı getirilmiş. Yasak kararı durağın yanına dikilen bir tabelada yer almış. Ancak buna uyan var mı, evet demek mümkün değil. Öyle ki Ankara Yolu’nu kullanan başta Erikli, Şirinevler, Cumalıkızık, Gürsu ve Kestel minibüsleri durağa geldiğinde yolcu almakta ve beklemekte.
Ne hikmetse bu durağı, kendilerine tahsis edilen bir yer gibi görmekte. Öyle ki, bazen durağa yanaşan otobüslerin yolcu almasına dahi müdahale etmeye kalkışmakta.
Son tanık olduğumuz bir durumu aktarayım: Durağa iki minibüs yanaşmış, yolcu beklemekte. Bu sırada gelen 1-K otobüsü durağa yanaşamayınca minibüslerin önüne geçerek yolcu alıyor. Bu duruma minibüscüler kızmış olacak ki ‘dat…dat…’ korna çalarak otobüsün gitmesini istemekte. Bununla da yetinmeyen minibüs şoförleri otobüs yolcularına bağırmakta.
İnsan sormadan edemiyor: Bu şehirde zabıta ve trafik polisi bulunmuyor mu? Mutlaka var? Ama bu durakların ne trafik polisi tarafından ne de zabıta birimleri tarafından denetlendiğini hiç görmedim? Nadiren yapılan göstermelik bir, iki kontrolün yeterli olduğu mu düşünülüyor?
Saygılarımla
İsmini vermek istemiyor