Olay Gazetesi Bursa

Erguvanlı baharlar ve palmiyeler

‘Bursa’ya Şiirler’ kitabının ilk şiiri “Erguvan Buğusu”. Hiç unutmam bir gün Alanya dönüşümde Antalya terminalinde bir genç otobüste yanımdaki koltuğa oturdu. Kız arkadaşı Bursalıymış. Tanışma faslımızdan sonra güzel sohbetle Bursa’ ya kadar geldik. Pencereden gördüğü palmiyeleri göstererek “Buranın palmiyeleri çok küçük” dedi, gülümsedim “Onlar buraya özgü değiller ki, nasıl Antalya’ nın palmiyeleri güzelse Bursa’da da […]

‘Bursa’ya Şiirler’ kitabının ilk şiiri “Erguvan Buğusu”. Hiç unutmam bir gün Alanya dönüşümde Antalya terminalinde bir genç otobüste yanımdaki koltuğa oturdu. Kız arkadaşı Bursalıymış. Tanışma faslımızdan sonra güzel sohbetle Bursa’ ya kadar geldik. Pencereden gördüğü palmiyeleri göstererek “Buranın palmiyeleri çok küçük” dedi, gülümsedim “Onlar buraya özgü değiller ki, nasıl Antalya’ nın palmiyeleri güzelse Bursa’da da çınarlar vardır böyle” dedim. Her zaman şaşarım ve aklım bir türlü almaz. İnsanlar eldekinin kıymetini bilseler öbürkülerde olana değer verirler miydi? Bu herhalde bir çeşit meraktan kaynaklanıyor ya da özentiden, farklı görünmekten. Komplekslikten de olabilir kim bilir? Boşuna taş yerinde ağırdır dememişler. Palmiyelerden sözediyorum: Fomara’ daki İtalya’ dan ithal edilen palmiyelere dikkatlice baktım geçen. Seneler geçti halbuki. Kimi tıfıl kalmış kimi biraz daha iri. Bir ara da yapay ışıklı palmiyeler vardı.  Basına yansıyan haliyle Trabzon ve Urfa’ da sorun olmuştu bu palmiyeler. Bursa’ da da vardı böyle bir furya. Bir palmiyelerimiz eksikti neyse ki erguvan daha popüler oldu ve palmiye konusu unutuldu gitti. Tepeler yamaçlar onlarla süslüymüş bir zamanlar. Şimdi onlar da kente mahkumlar, kırlardan dağlardan uzaktalar; kah bir çocuk parkı kah bir mezarlıkta rastlanıyor erguvanlara. Ya da bir alışveriş merkezi bahçesinin zoraki mahpusları gibiler… Osmanlı’ nın lale ve gül kadar sevmese de uğruna fasıl ilan ettiği ağaç. O yıl çok açarsa bolluk ve bereketli olacağına inanırlarmış. Erguvan tipik maki yani bir Akdeniz bölgesi bitkisi. Halk arasındaki adı: Boynuz. Edebiyatımızda da mazisi olan bir ağaç ve dizelerden eksik olmamış bir çiçektir halbuki. Yahya Kemal’ de baharın simgelerinden biri dağ dağ kızaran erguvanlar, Mehmet Emin Yurdakul’ da bütün renkler arasında en güzeli….Baki ‘nin en sevdiği, Tanpınar’ ın gülden sonra bayramı yapılacaksa çiçeği….Devrimci edebiyatımız için ise bir zenginlik değil biraz hüzün demektir erguvan ve erguvanlı baharlar…

Tamer Uysal

 

Restore edildi, merdiveni kırık

 

Gölyazı Apalyont Mahallesinde Nilüfer Belediyesince onarılan Rum kilisesi içinde dolaşırken üst kata çıktığımda dönerli dar yeni merdivenlerinin ahşap basamağının yukarı bölümünün sallandığını, kırıldığını gördüm. Burası dar ve dik bir merdivendir. Çocuklar, yaşlılar ve engelli vatandaşlara tehlike arz etmektedir. Gerçi burada bir rehberin görevlendirilmesi ve kilisenin onarımı olumlu. Ancak onarımdan sonra herhangi bir incelemeden geçmediği anlaşılıyor.

Kemal BAŞEREN